Dolara yatırım yapanlar dikkat!
17 Eylül’deki ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararı ve kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye değerlendirmeleri önemli olacak. FED’in faiz artırım olasılığı gündemdeki yerini korumakla birlikte beklentiler daha çok Aralık toplantısını işaret ediyor. Ancak 17 Eylül toplantısında olursa çok da sürpriz sayılmayacak. S&P tarafından Brezilya’nın kredi notunun geçtiğimiz hafta yedi yıl aradan sonra yatırım yapılabilir ülke seviyesinin altına çekilmesi sonrası gelişen ülkelerin kredi notları daha yakından izlenir oldu. Piyasa beklentisi bu aşamada Fitch’in Türkiye için not değişikliği yapmayacağı yönünde. Gerek borsa, gerekse para piyasaları yön konusunda Dolar/TL paritesini izliyor. Düşüş trendi süren borsada ise 70.000 destek olarak öne çıkarken direnç noktaları 74.000-75.000 seviyelerinde. Endeks üzerindeki baskının kalkması için 75.000 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Bu güç henüz oluşmuş değil. 70.000 seviyesinin altı ise düşüşün devamını getirebilir. Kısa dönem olumsuz gelişmelerin belli ölçüde fiyatlanması nedeniyle destek noktlarında tepki alımları görülse de direnç seviyelerinde satışla karşılaşma olasılığı yüksek.
İLK DİRENÇ 3.07
Dolar/TL paritesinde çıkış trendi sürmekle birlikte yeni zirveler deneniyor. İlk direnç 3.07 seviyesinde. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. 3.07 seviyesinin geçilmesi durumunda ise çıkışın devamıyla birlikte 3.15-3.20 seviyeleri gündeme gelebilir. Destek noktaları olarak görülen 3.01-2.99 seviyesinin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyacak. Bu seviyelerin altına gelinmesi son dönemde oluşmaya başlayan düşüş formasyonlarından ‘Yükselen takoz’ formasyonunun işlerlik kazanmasına yol açacaktır. Sonraki destekler 2.95-2.90 seviyelerinde. 3.07 seviyesini geçemeyen çıkış denemeleri kâr satışlarıyla karşılaşabilir.
17 Eylül’de ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararı bekleniyor. 2004-2015 dönemi FED’in faiz oranlarıdaki değişimle ABD ve Türkiye borsalarını karşılaştırdık. FED faiz oranı 2009 yılında bu yana 0.25 seviyesinde bekliyor. Bu tarihten itibaren gerek Dow Jones Endeksinde (ABD) gerekse Borsaistanbul’da (BIST100 Endeksi) uzun dönemli çıkış trendleri sürüyor. Bu çıkış trendlerinde düşük faiz kadar başta ABD Merkez Bankası olmak üzere merkez bankaları tarafından piyasalara verilen bol paranın da etkisi var. Diğer taraftan FED’in faiz oranlarını yüzde 1’den 5.25 çektiği 2004-2008 döneminde ise Dow Jones Endeksi ve borsaistanbul yükselişteler. Yani faiz yükselirken borsalar da yükselmiş. 2008 küresel krizinin etkisiyle FED’in faiz düşüşüne paralel her iki borsa da düşmüş. FED’in faiz artışıyla ilgili tahminler yapılırken bu tablo verilere dayalı bir hatırlatma. Ancak FED’in olası faiz artışında özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen piyasaların olumsuz etkileneceği şimdilik kabul gören bir husus.
PİYASALARIN GÖZÜ PETROL FİYATLARINDA
Borsa, döviz, faiz ve altın kadar olmazsa da piyasaların da gözü petrol fiyatlarında. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu ve cari açığı aşağıya çekeceği varsayımıyla beklentiler canlandırılmaya çalışılır. Ancak 2004-2015/06 dönemini içeren petrol, ekonomik büyüme, cari açık, enflasyon verilerini karşılaştırdığımızda bu öngörü ve kabullenmenin çok da doğru olmadığını görülüyor. Petrol fiyatlarıyla borsa endeksi üzerinde 2012 yılına kadar paralel bir hareketlilik (düz korelasyon) söz konusuydu. 2012 yılından sonra bu korelasyon bozuldu, petrol fiyatları düşüş trendine girerken borsada yükseliş hareketi devam etti. Piyasaları etkileyen başka parametler daha etkili oldu. Ekonomik büyüme ile petrol fiyatları arasında genelde bir uyum var. Petrol ile cari açık arasında ise daha anlamlı bir etkileşim bulunuyor. Enflasyon ile petrol fiyatları arasındaki etkileşim ise iyice zayıflamış durumda. Son yıllarda döviz kurlarıdaki yükseliş ve gıda fiyatları enflasyondaki düşüşü engellerken petrol fiyatlarıyla bağını da oldukça azaltmış.
(DİKKAT! YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.)