İhracatta altın çağ

İhracatta altın çağ

Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) derlediği yıllıklandırılmış verilere göre, Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ilk on ülke incelendiğinde yıllıklandırılmış bazda ihracatın bazı ülkelerde tarihi zirvelere yükseldiği görülüyor. Bu ülkeler Almanya, İngiltere, ABD ve İspanya olarak sıralandı.

Türkiye'nin en büyük ihracat partneri pozisyonundaki Almanya'ya yapılan yıllıklandırılmış ihracat ekim ayında 15 milyar 268 milyon dolarla bugüne dek görülen en yüksek seviye oldu. Almanya'ya ekim ayında yapılan yıllık ihracat yılbaşından bu yana yüzde 9,8, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,1 ve son 5 yılda ise yüzde 56,6 arttı.

Diğer önemli ihracat ortaklarından olan İngiltere'ye yapılan yıllıklandırılmış ihracat ekim ayında 9 milyar 927 milyon dolarla tarihinin en yüksek noktasına ulaştı. İngiltere'ye ekim ayında yapılan yıllık ihracat yılbaşından bu yana yüzde 11,6, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 ve son 5 yılda ise yüzde 76,4 yükseldi.

ABD'ye yapılan yıllıklandırılmış ihracat ekim ayında 6 milyar 61 milyon dolarla bugüne dek ulaşılan en yüksek düzey oldu. ABD'ye ekim ayında yapılan yıllık ihracat yılbaşından bu yana yüzde 5,9, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,1 ve son 5 yılda ise yüzde 83,8 arttı.

Yıllıklandırılmış ihracatta tarihinin en yüksek seviyesini gören diğer ülke ise 4 milyar 781 milyon dolarla İspanya oldu. İspanya'ya ekim ayında yapılan yıllık ihracat yılbaşından bu yana yüzde 10,4, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,4 ve son 5 yılda ise yüzde 76,3 artış kaydetti.

IRAK VE RUSYA'DA YENİ DÖNEMLE BİRLİKTE TARİHİ ZİRVELER GÖRÜLEBİLİR

Aralık 2011 döneminden bu yana Türkiye'nin en büyük ikinci ihracat pazarı olan Irak'a 12 aylık kümülatif ihracat Mayıs 2014'te 12 milyar 477 milyon dolarla tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Ekim ayında Irak'a yapılan yıllık ihracat 11 milyar 278 milyon dolarla son 16 ayın en düşük seviyesine geriledi. Bu düşüşe en büyük etken olarak IŞİD'in başta Musul olmak üzere ülkedeki bazı şehirleri ele geçirmesi, can ve mal güvenliğini tehdit etmesi neden oldu.

Yaş sebze-meyve başta olmak üzere çeşitli malların ihracatında önemli konumda olan Rusya'ya ihracat Aralık 2013'te yıllıklandırılmış bazda 6 milyar 964 milyon dolarla o döneme kadar ulaştığı en yüksek seviyesini görmüştü. Rusya ile Ukrayna arasındaki krizden sonra bu ülkeye uygulanan ekonomik yaptırımlar nedeniyle bu yılın ekim ayında son 2,5 yılın en düşük seviyesine düştü.

Türkiye'nin İran'a yıllık ihracat 2012 Kasım'da 10 milyar doları aşarak iki ülke arasındaki tarihinin en yüksek düzeyine yükselmişti. Bu yükselişte en büyük etken Türkiye'nin altın ihracatı olmuştu. Tarihi zirveden sonra gerilemeye başlayan ihracat ekim ayında yıllıklandırılmış bazda 3 milyar 398 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

İhracattaki diğer önemli ortaklardan olan İtalya ve Fransa'ya Eylül 2008'de yıllıklandırılmış ihracat sırasıyla 8 milyar 629 milyon dolar ve 7 milyar 187 milyon dolarla tarihinin en yüksek düzeyine ulaşmıştı. Bu tarihten Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz bu iki ülkeye olan ihracatta düşüşe neden olsa da Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ilk 5 ülke arasında olmayı sürdürüyor. Bu yılın ekim ayında yıllık bazda İtalya'ya 7 milyar 149 milyon dolar ve Fransa'ya 6 milyar 562 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi.

Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ise 2013 Temmuz döneminde 8 milyar 835 milyon dolar tutarında yıllık ihracatla tarihinin en yüksek seviyesi görüldü ve bu tarihten sonra gerileyen ihracat ekim ayında 4 milyar 755 milyon dolar düzeyinde oldu.

Türkiye'nin ticaret ortaklarıyla ihracatında tarihi zirvelerin görülmesinin gelecek dönemlere ilişkin beklentileri olumlu etkilediğini belirten analistler, özellikle Irak ve Rusya'daki jeopolitik risklerin hafiflemesi ve ortadan kalkmasıyla bu ülkelere ihracatın tekrar tarihi yüksek seviyelere ulaşacağını ifade ediyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in yaptığı ikili ve heyetler arası görüşmelerle iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha yukarıya taşınması için önemli bir adım olduğunu dile getiren analistler Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Irak ziyaretinin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.