Merkez'den açıklama!
Yayınlanma:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Erdem Başçı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunum yaptı. Başçı sunumunda enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasında sıkı duruşun süreceğini söyledi.
Başçı, sunumunda "İhracatın büyümeye katkısı devam etmektedir. Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi destekleyecektir. Yılın başında alınan makroihtiyati önlemlerin ve para politikasındaki sıkı duruşun çekirdek malların enflasyon eğilimi üzerindeki olumlu etkileri gözlenmektedir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir.
Mevcut para politikası duruşu altında enflasyonun 2015 yılında Enflasyon Raporunda belirtilen görünümle uyumlu bir düşüş sergileyeceği öngörülmektedir.
Yapısal dönüşüm programının uygulamaya geçmesiyle birlikte Türkiye’nin büyüme potansiyeli kademeli olarak artacaktır" dedi.
Merkez Bankası Erdem Başçı dış denge ile ilgili olarak, "Küresel finans krizi sonrasında gelişmiş ülke merkez bankaları faizlerini sıfıra yakın seviyelere indirmişlerdir.Benzer şekilde uzun vadeli faiz oranları da yakın tarihteki en düşük seviyelere gerilemiştir. Ülkemizde de hem nominal hem reel faiz oranları yakın tarihimizdeki en düşük değerlerde seyretmektedir. Uzun vadeli nominal faizler beklenen enflasyon, vade primi ve risk primi tarafından belirlenmektedir. Makroihtiyati önlemlerin yardımıyla reel faizler küresel kriz öncesi seviyelerin altındadır. Düşük faiz ortamında basiretli borçlanma dengeli büyüme, gelir dağılımı ve istihdam için faydalı olacaktır. Aşırı borçlanma eğiliminin uzun süre devam etmesi risk primini artırmak suretiyle büyümeye, gelir dağılımına ve istihdama zarar verebilmektedir. Kamudaki basiretli borçlanma sonucunda Türkiye’nin risk primi tarihinin en düşük seviyelerine yakın seyretmektedir. Gelişmiş ülkelerde iç talep zayıf seyrettiğinden dış dengeleri artı yönde gelişmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ise düşük faiz ortamı aşırı borçlanma yoluyla dış dengeleri eksi yönde etkilemiştir. Cari açığın temel nedenlerinden biri tüketicilerin aşırı hızlı borçlanmasıdır. Alınan önlemler sonrasında ihracatın ithalatı karşılama oranı yükselmeye başlamıştır. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji ithalatını önemli ölçüde azaltacağı beklenmektedir. Cari açıktaki iyileşmenin devam etmesi beklenmektedir. Dış finansmanın kalitesi artmaktadır. Reel sektörün dış borçlarının vadesi oldukça uzundur. Bankalarımızın da dış borçlanma vadelerini uzatmaları istikrarlı büyüme açısından faydalı olacaktır. İhracat reeskont kredileri hem döviz rezervlerine hem de ihracata önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Döviz Depo Piyasası borçlanma limiti 10 Aralık 2014 tarihinden itibaren iki katına çıkarılarak 21,62 milyar ABD dolarına yükseltilmiştir. Rezervlerin ithalatı karşılama oranı iyileşmeye devam etmekte ve 2015 yılında da iyileşmenin devam edeceği öngörülmektedir. Rezervlerin kısa vadeli dış borçları karşılama oranı dış borç vadelerinin uzaması ile önemli ölçüde iyileşebilecektir" dedi.
ENFLASYON HEDEFİN OLDUKÇA ÜZERİNDE SEYRETMEKTEDİR
Başçı, fiyat istikrarı ile ilgili olarak "Enflasyon hedefin oldukça üzerinde seyretmektedir. Enflasyonun 2015 yılı boyunca kademeli bir düşüş sergilemesi amaçlanmaktadır. Son bir yılda döviz kuru geçişkenliği enflasyonun temel belirleyicisiolmuştur. Birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkisi kademeli olarak azalmaktadır. Para politikasındaki sıkı duruş beklenen enflasyonu azaltmak yoluyla uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü etki yapmaktadır. Para politikasındaki sıkı duruş sonucunda Türk lirasındaki aşırı değer kaybı önlenmiştir. Küresel gelişmeler nedeniyle döviz kuru oynaklığı yaz aylarından bu yana artış göstermiştir. Likidite politikası yoluyla parasal sıkılaştırma sonrasında Türk lirası daha istikrarlı seyretmektedir. Likidite politikasındaki sıkılaştırma, uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü etki yapmıştır. Para politikasındaki sıkı duruş beklenen enflasyonu azaltmak yoluyla uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü etki yapmaktadır. TCMB para politikasındaki sıkı duruşunu sürdürmektedir. Para politikasının sıkı duruşu ve yılın başında alınan makroihtiyati önlemler çekirdek enflasyonun eğilimi üzerinde olumlu etki yapmıştır. Gıda fiyatlarındaki artış enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirmiştir. Kuraklık gıda fiyatları üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Yurtiçi gıda fiyatları uluslararası gıda fiyatlarından önemli oranda farklılaşmıştır. Gıda dışı enflasyonla birlikte gıda enflasyonunun da 2015 yılında önemli ölçüde düşeceği öngörülmektedir. Başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatlarının önümüzdeki yıl için enflasyonda öngörülen düşüş sürecini desteklemesi beklenmektedir. Alınan ve alınacak önlemler sayesinde beklenen enflasyonun kontrol altına alınması ve kademeli olarak iyileşmesi amaçlanmaktadır" ifadelerini kullandı.
Merkez bankası Başkanı Başçı büyüme ve istihdam ile ilgili olarak şunları belirtti: "Büyümeyi destekleyen en önemli unsur yapısal reformlar olacaktır. Politika çerçevesi daha dengeli bir büyümeyi amaçlamaktadır. TCMB dengeli büyümeye görev tanımı çerçevesinde katkı sağlamaktadır. Kredi büyümesinin niceliği kadar niteliği de önem taşımaktadır. Ticari kredi faiz oranları teminatsız tüketici kredisi faiz oranlarının önemli ölçüde altında seyretmektedir. Kredilerin niteliği tüketim finansmanından üretim finansmanına yönelerek iyileşmektedir.
Küresel büyüme oranları ılımlı seyretmektedir. Türkiye’de de büyüme nispeten ılımlı seyretmektedir. Tarım katma değerindeki gerileme GSYİH artışını sınırlayan ana unsur olmuştur. İhracat büyümeye olumlu katkı yapmaktadır. Öncü göstergeler dengeli büyümenin yılın ikinci yarısında da devam ettiğine işaret etmektedir. Öncü göstergeler büyümede gözlenen yavaşlamanın geçici olduğuna işaret etmektedir. Yapısal dönüşüm programının uygulama geçmesiyle birlikte Türkiye’nin büyüme potansiyeli kademeli olarak artacaktır.
İstihdam son iki ayda tekrar artmaya başlamıştır. Son aylardaki istihdam artışı tarım dışı sektörlerden kaynaklanmaktadır. İşgücüne katılımdaki artış işsizlik oranlarını artırmaktadır. İşgücüne katılım ve nüfus artışı işsizliği artırıcı yönde etki yaparken, istihdam artışı işsizliği azaltmaktadır. Tarım dışı istihdama bütün alt sektörler olumlu katkı yapmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de diğer ülkelere göre daha güçlü bir istihdam artışı gözlenmektedir."
Başçı, sunumunda "İhracatın büyümeye katkısı devam etmektedir. Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi destekleyecektir. Yılın başında alınan makroihtiyati önlemlerin ve para politikasındaki sıkı duruşun çekirdek malların enflasyon eğilimi üzerindeki olumlu etkileri gözlenmektedir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir.
Mevcut para politikası duruşu altında enflasyonun 2015 yılında Enflasyon Raporunda belirtilen görünümle uyumlu bir düşüş sergileyeceği öngörülmektedir.
Yapısal dönüşüm programının uygulamaya geçmesiyle birlikte Türkiye’nin büyüme potansiyeli kademeli olarak artacaktır" dedi.
Merkez Bankası Erdem Başçı dış denge ile ilgili olarak, "Küresel finans krizi sonrasında gelişmiş ülke merkez bankaları faizlerini sıfıra yakın seviyelere indirmişlerdir.Benzer şekilde uzun vadeli faiz oranları da yakın tarihteki en düşük seviyelere gerilemiştir. Ülkemizde de hem nominal hem reel faiz oranları yakın tarihimizdeki en düşük değerlerde seyretmektedir. Uzun vadeli nominal faizler beklenen enflasyon, vade primi ve risk primi tarafından belirlenmektedir. Makroihtiyati önlemlerin yardımıyla reel faizler küresel kriz öncesi seviyelerin altındadır. Düşük faiz ortamında basiretli borçlanma dengeli büyüme, gelir dağılımı ve istihdam için faydalı olacaktır. Aşırı borçlanma eğiliminin uzun süre devam etmesi risk primini artırmak suretiyle büyümeye, gelir dağılımına ve istihdama zarar verebilmektedir. Kamudaki basiretli borçlanma sonucunda Türkiye’nin risk primi tarihinin en düşük seviyelerine yakın seyretmektedir. Gelişmiş ülkelerde iç talep zayıf seyrettiğinden dış dengeleri artı yönde gelişmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ise düşük faiz ortamı aşırı borçlanma yoluyla dış dengeleri eksi yönde etkilemiştir. Cari açığın temel nedenlerinden biri tüketicilerin aşırı hızlı borçlanmasıdır. Alınan önlemler sonrasında ihracatın ithalatı karşılama oranı yükselmeye başlamıştır. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji ithalatını önemli ölçüde azaltacağı beklenmektedir. Cari açıktaki iyileşmenin devam etmesi beklenmektedir. Dış finansmanın kalitesi artmaktadır. Reel sektörün dış borçlarının vadesi oldukça uzundur. Bankalarımızın da dış borçlanma vadelerini uzatmaları istikrarlı büyüme açısından faydalı olacaktır. İhracat reeskont kredileri hem döviz rezervlerine hem de ihracata önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Döviz Depo Piyasası borçlanma limiti 10 Aralık 2014 tarihinden itibaren iki katına çıkarılarak 21,62 milyar ABD dolarına yükseltilmiştir. Rezervlerin ithalatı karşılama oranı iyileşmeye devam etmekte ve 2015 yılında da iyileşmenin devam edeceği öngörülmektedir. Rezervlerin kısa vadeli dış borçları karşılama oranı dış borç vadelerinin uzaması ile önemli ölçüde iyileşebilecektir" dedi.
ENFLASYON HEDEFİN OLDUKÇA ÜZERİNDE SEYRETMEKTEDİR
Başçı, fiyat istikrarı ile ilgili olarak "Enflasyon hedefin oldukça üzerinde seyretmektedir. Enflasyonun 2015 yılı boyunca kademeli bir düşüş sergilemesi amaçlanmaktadır. Son bir yılda döviz kuru geçişkenliği enflasyonun temel belirleyicisiolmuştur. Birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkisi kademeli olarak azalmaktadır. Para politikasındaki sıkı duruş beklenen enflasyonu azaltmak yoluyla uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü etki yapmaktadır. Para politikasındaki sıkı duruş sonucunda Türk lirasındaki aşırı değer kaybı önlenmiştir. Küresel gelişmeler nedeniyle döviz kuru oynaklığı yaz aylarından bu yana artış göstermiştir. Likidite politikası yoluyla parasal sıkılaştırma sonrasında Türk lirası daha istikrarlı seyretmektedir. Likidite politikasındaki sıkılaştırma, uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü etki yapmıştır. Para politikasındaki sıkı duruş beklenen enflasyonu azaltmak yoluyla uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü etki yapmaktadır. TCMB para politikasındaki sıkı duruşunu sürdürmektedir. Para politikasının sıkı duruşu ve yılın başında alınan makroihtiyati önlemler çekirdek enflasyonun eğilimi üzerinde olumlu etki yapmıştır. Gıda fiyatlarındaki artış enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirmiştir. Kuraklık gıda fiyatları üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Yurtiçi gıda fiyatları uluslararası gıda fiyatlarından önemli oranda farklılaşmıştır. Gıda dışı enflasyonla birlikte gıda enflasyonunun da 2015 yılında önemli ölçüde düşeceği öngörülmektedir. Başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatlarının önümüzdeki yıl için enflasyonda öngörülen düşüş sürecini desteklemesi beklenmektedir. Alınan ve alınacak önlemler sayesinde beklenen enflasyonun kontrol altına alınması ve kademeli olarak iyileşmesi amaçlanmaktadır" ifadelerini kullandı.
Merkez bankası Başkanı Başçı büyüme ve istihdam ile ilgili olarak şunları belirtti: "Büyümeyi destekleyen en önemli unsur yapısal reformlar olacaktır. Politika çerçevesi daha dengeli bir büyümeyi amaçlamaktadır. TCMB dengeli büyümeye görev tanımı çerçevesinde katkı sağlamaktadır. Kredi büyümesinin niceliği kadar niteliği de önem taşımaktadır. Ticari kredi faiz oranları teminatsız tüketici kredisi faiz oranlarının önemli ölçüde altında seyretmektedir. Kredilerin niteliği tüketim finansmanından üretim finansmanına yönelerek iyileşmektedir.
Küresel büyüme oranları ılımlı seyretmektedir. Türkiye’de de büyüme nispeten ılımlı seyretmektedir. Tarım katma değerindeki gerileme GSYİH artışını sınırlayan ana unsur olmuştur. İhracat büyümeye olumlu katkı yapmaktadır. Öncü göstergeler dengeli büyümenin yılın ikinci yarısında da devam ettiğine işaret etmektedir. Öncü göstergeler büyümede gözlenen yavaşlamanın geçici olduğuna işaret etmektedir. Yapısal dönüşüm programının uygulama geçmesiyle birlikte Türkiye’nin büyüme potansiyeli kademeli olarak artacaktır.
İstihdam son iki ayda tekrar artmaya başlamıştır. Son aylardaki istihdam artışı tarım dışı sektörlerden kaynaklanmaktadır. İşgücüne katılımdaki artış işsizlik oranlarını artırmaktadır. İşgücüne katılım ve nüfus artışı işsizliği artırıcı yönde etki yaparken, istihdam artışı işsizliği azaltmaktadır. Tarım dışı istihdama bütün alt sektörler olumlu katkı yapmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de diğer ülkelere göre daha güçlü bir istihdam artışı gözlenmektedir."
Ekonomi