Erkeklerde En Sık Görülen Yumurtalık Hastalığı
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Üroloji Bölümü’nde görevli Op. Dr. Mehmet Sarıer, yumurtalık hastalığı olarak adlandırılan varikosel’in erkeklerin yüzde 20’sinde görüldüğünü belirtti.
Yumurtaların toplardamarlarının varisi olan varikosel hastalığı ile ilgili bilgi veren Op. Dr. Mehmet Sarıer, “Bu rahatsızlık erkeklerde en sık görülen yumurtalık hastalığıdır. Erkeklerin yaklaşık yüzde 20’sinde görülür. Klinik açıdan anormal sperm parametrelerine sahip erkeklerin yüzde 25’inde varikosel görülmektedir” dedi.
“TEŞHİSİ İÇİN DİKKATLİ BİR FİZİK MUAYENE YETERLİ”
Yumurtadan çıkan toplardamarların genişlemesiyle ortaya çıkan varikosel hastalığının, ısı artışına yol açtığının altını çizen Op. Dr. Sarıer, şunları söyledi:
“Isı artışı sonucu doku hasarı oluşur. Bunun sonucunda da bir yandan yumurtanın hacminde küçülme bir yandan da sperm sayı ve hareketlerinde bir azalma olacaktır. Varikosel teşhisi için dikkatli bir fizik muayene yeterlidir. Yumurtalara yapılacak ultrasonla daha detaylı bir şekilde, genişleyen damar çaplarını ölçmek mümkündür.”
“KASIK AĞRISIYLA HASTANEYE BAŞVURUYORLAR”
Varikosel tanısı olan hastaların sadece yüzde 15’inin ayakta durdukça belirginleşen kasık ağrılarıyla doktora başvurduğunu belirten Op.Dr. Sarıer, “Genelde varikosel teşhisi, çocuk sahibi olamadığı için polikliniğe başvuran hastalara yapılan değerlendirmeler sonucu ortaya çıkmaktadır. Varikosel hastalığı, hastalığın ağırlık derecesine göre 3 kategoride değerlendirilir. Varikoselin derecesi arttıkça sperm sayısı, hareket ve yapısındaki bozulma da artmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TEK TEDAVİSİ CERRAHİDİR”
Varikoselin ilaçla ya da egzersizle tedavisi olmadığına vurgu yapan Op.Dr. Sarıer, şunları kaydetti:
“Bu rahatsızlığın tek tedavisi cerrahidir. Cerrahi kararını verirken, hastanın yaşı, kasık ağrısı olup olmaması ve sperm değerlerini göz önüne almak gerekmektedir. Sperm değerleri normal, ağrısız hastalarda takip yapılabileceği gibi, sadece kasık ağrısı olan hastada da operasyon planlanabilir.”
Tedavi için yapılacak kesinin, vücutta yapılacak cerrahi işlemin yeriyle değişiklik gösterdiğini ifade eden Op.Dr. Sarıer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günümüzde en sık kullanılan yöntem, nüks oranı en az olan alt kasık bölgesinden yapılan kesi yöntemidir. Mikrocerrahi yöntemindeyse, küçük kesi yapıldıktan sonra, mevcut varisleşmiş damarları ‘büyütme’ kullanılarak çıkartılması esasına dayanır. Mikrocerrahi yöntemi, farklı bir kesi veya endoskopik bir işlem değildir. Aynı kesiden yapılır.”
“NÜKS ORANI CERRAHİ TEKNİĞE GÖRE DEĞİŞİR”
Varikosel operasyonlarından sonra nüks olup olmadığı hakkında da konuşan Op. Dr. Sarıer, sözlerine şöyle devam etti:
“Nüks oranları kullanılan cerrahi tekniğe bağlı olarak değişim gösterir. Yüksek ligasyon yöntemiyle yapılan operasyonlarda nüks oranı, yüzde 15’lere kadar çıkarken, mikrocerrahi yöntemiyle yapılan subinguinal kesilerde nüks oranı yüzde iki düzeyinde kalmaktadır.”