Eskişehir’de 8’inci Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu
Eskişehir’de bu yıl 8’incisi düzenlenen Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu’nda sanatçılar tarafından yapılan eserler tamamlanma aşamasına geldi.
11 sanatçının topraktan oluşturduğu eserleri kente kazandıracağı 8’inci Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun ikinci haftasında, yapımına başlanan eserler tamamlanıyor.
Sempozyumun amacından bahseden Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, pişmiş toprağın Eskişehir’e özgü bir unsur olduğunu ifade etti. Pişmiş toprağın Tepebaşı bölgesinin yaklaşık bir asırlık sektörü olduğundan söz eden Ataç, “Halen bugün Türkiye’de kiremit deyince Eskişehir’de yapılan kiremitler akıllara geliyor. Toprak rehber malzememiz oldu. 2001 yılından bir sanat çalışması arayışı içindeydik, yeni göreve gelmiştik. Aklımıza pişmiş toprak geldi ve yapılacak heykellerin, kentin kimliğine ve belleğine uygun olacağını düşündüğümüz için bu işe başladık” dedi.
SEMPOZYUMUN SOMA’YA ADANMASI
Her yıl düzenlenen sempozyumun vefalı bir yanı da bulunduğundan bahseden Ataç, etkinliğin bu yıl Soma’ya adanması ile ilgili olarak, “Soma gerçekten Türkiye’de gerek maden kazaları olsun gerek başka konular olsun unutulmayacak bir hadise. Bana göre oradaki yurttaşlarımızın canı boşu boşuna gitti; ailelerine başsağlığı diliyorum. Dileğimiz, bundan sonra Somalar olmasın çünkü Avrupa’ya, Amerika’ya baktığınızda son 50 yıl içinde en ufak bir maden kazası yok. Onlar bunu nasıl başarmışlar, bu çok önemli. Bu yılki 8’inci Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu’nu Soma’ya adadık. Daha önce 2010 yılında uçak kazasında kaybettiğimiz ünlü sanatçımız Fatma Ceren Necipoğlu, 2011’de Ergin Orbey, Müşfik Kenter, Güngör Dilmen gibi tiyatro sanatının ustalarını, geçen sene de Anadolu Üniversitesi’nin Arkeoloji Profesörü Dr. Taciser Sivas hocamızı kaybetmiştik. O yıllar da onların adına adanmıştı. Projenin bir de böyle vefalı bir tarafı var. Bu da bizi çok ilgilendiriyor ve anons etmekten büyük keyif alıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BÜYÜK HEYKELİ SOMA’YA BIRAKABİLİRİZ”
Alanda bulunan maden işçisi heykelinin sempozyumun tamamlanmasının ardından Soma’ya bırakılabileceğini kaydeden Ataç, “Onunla ilgili daha karar vermedik. Belki Eskişehir’in çok önemli bir köşesine, belki Soma’ya bırakabiliriz. Oradakilerin acılarını sürekli harekete geçirmek hoş bir şey değil ama unutulmaması da gerekiyor. Acılar hepimizin yüreğini kazıyıp gidiyor. Soma’da can yandı, Zonguldak’ta da yanmasın” diye konuştu.
"BU YIL FARKLI PROJELER ORTAYA ÇIKIYOR"
Eserlerdeki çalışmalar hakkında bilgi veren Ataç, “Sempozyumun ikinci haftasına giriyoruz. İlk haftası genelde sanatçıların yapacakları projelerin hazırlıklarıyla geçer ve süratle de başlarlar. Bu sene çok farklı projeler çıkıyor. Dünyada önemsenmesinin nedeni de büyük eserlerin yapılması. Artık önümüzdeki hafta biraz daha işlerin fırına girmesi ve yavaş yavaş onların konacağı yerlerde hazırlıkların yapılmasıyla geçer. Biraz pişme sürecinde sıkıntılar çıkabiliyor çünkü ıslak çamurdan kurumaya giden ve orada bin 200 derece ısıyla karşı karşıya kalan malzemede bazen parçalanmalar kırılmalar olabiliyor, bazen de sıkıntısız çıkabiliyor” şeklinde konuştu.
Sempozyumun öneminden bahseden Ataç, “Burada her günümüz çok kıymetli ama Eskişehirli sahip çıkıyor, bu bizim için çok önemli. Bu sadece elitlerin değil, halkın projesi. O açıdan Tepebaşı’nda çok sıcak kucaklandı. Bu hepimizin malı. Bunun başarılı olması, Tepebaşı’nın, Eskişehir’in ve Türkiye’nin başarılı olması demektir” değerlendirmesinde bulundu.