Bayburt Oda Başkanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Dosya Sundu

Bayburt Oda Başkanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Dosya Sundu

Bayburt’taki odalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Bayburt’un talep ve önerileri yer alan bir dosya sundu.
Bayburt Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Selahattin Karaman ve Bayburt Ziraat Odası Başkanı Abuzer Yıldırımtepe ve Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak, hazırlanan ortak dosyayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilettiler.
Bayburt’un toplam nüfus olarak ülkemizin en küçük aynı zamanda nüfusa oranla en çok göç veren illerinden biri olduğu belirtilen dosyada “Ülkemiz Ak Parti iktidarında son 12 yılda büyük bir kalkınma hamlesine imza atmışken Bayburt; büyük pazarlar ve hammadde kaynaklarına uzak olması, demiryolu ve denizyolu gibi uygun maliyetli ulaşım ağlarının dışında yer alması gibi nedenlerle sanayileşme, tarım, turizm ve hayvancılık alanlarında ülkemizdeki gelişmeye paralel bir gelişmeyi maalesef sağlayamamıştır. Bununla birlikte ilimiz; Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinin işlemeli tarım arazisine sahip en önemli yerleşim yerlerinden biridir ve aynı zamanda Karadeniz bölgesinde tarımda olduğu gibi sanayi yatırımları için de en uygun arazi şartlarına sahip illerden biri olma avantajını taşımaktadır. Bu avantajların yanı sıra Bayburt, sahip olduğu doğaltaş rezervleri ve tarihi, kültürel, turistik değerleri ile önemli potansiyelleri barındıran bir ildir” ifadelerine yer verildi.
Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası, Bayburt Esnaf ve Sanatkârlar Odası ve Bayburt Ziraat Odası’nca müşterek olarak hazırlanan dosyada öneri, talep ve beklentiler şöyle belirtildi;
“Türkiye’nin en küçük ili olan ve yine en çok göç veren illerinden biri olan Bayburt’un milletvekili sayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile 1’e düşmüştür. İlimizde zaten mevcut olan göç psikolojini daha da tetikleyen bu durumun anayasada yeniden yapılacak bir değişiklikle ‘’bir ilin en az 2 milletvekili ile temsil edilmesi’’ yönünde yeniden girişimde bulunulması, ilimizin milletvekili sayısının tekrar 2’ye çıkartılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması,
Bayburt’umuz, 1989 yılında il yapılırken beldelerini ilçe yapmak sureti ile yeni ilçe bağlanmadan il statüsüne kavuşturulan tek ildir. Bu da ülkemizin en az nüfusuna sahip İli olmamızın en önemli nedenlerinden biri olmuştur. Diğer taraftan Erzurum’a bağlı olan Pazaryolu ilçesinin Erzurum’a uzaklığı 127 km iken ilimize uzaklığı 75 km, Gümüşhane’ye bağlı Salyazı ilçesinin Gümüşhane’ye uzaklığı 61 km iken ilimize uzaklığı 41 km ve Erzincan’a bağlı Otlukbeli ilçesinin Erzincan’a uzaklığı 86 km iken ilimize uzaklığı 48 km’dir. Mesafelerin de ötesinde bu ilçeler başta sağlık, eğitim, ulaşım altyapısı gibi hizmetleri Bayburt’tan temin etmekte, hane halkı ihtiyaçlarının önemli bir kısmını ilimizden karşılamaktadırlar ve zaten hemşehrilerimiz olarak bizlerle fiilen iç içedirler. İlimizin nüfusunu artırmak ve 2.milletvekilliği hakkını yeniden kazanabilmek adına yürüttüğümüz nüfusu artırıcı yöndeki çalışmaları da destekleyecek bir girişim olarak söz konusu ilçelerin Bayburt’a bağlanması,
Erzincan’dan Karadeniz’e bağlanacak hızlı tren hattının geçiş güzergâhı ile ilgili yapılan çalışmalara ilimizin de dâhil edilmesi yönünde zatı alinize arz etmiş olduğumuz dosyaya cevaben DLH tarafından gönderilen yazıyla söz konusu hattın Erzincan-Gümüşhane üzerinden geçeceği belirtilmiş olup bu düşünceye gerekçe olarak hiç bir bilimsel izah getirilememiştir. Diğer taraftan geçmişte 1983 ve 1997 yıllarında iki kez fizibilitesi yapılan ve bu iki fizibilitede de uygulanabilir bulunmayan Erzincan-Tirebolu güzergâhının yeniden fizibilitesi yapılmış ve bilimsel raporlara göre devletimizin kaynakları israf edilmiştir. DLH yetkilileri fizıbl bulunmayan bu hat üzerinde anlaşılamaz bir tutumla ısrar etmekte, Bayburt üzerinden geçen güzergâhların ilk yatırım ve işletme maliyetlerinin devletimize yaklaşık 3 milyar lira tasarruf sağladığı ve fizibilitesi yapılan güzergâha göre 80 km daha kısa olduğu, eğim, sürat ve maliyet etkinliği açısından çok büyük avantajlar içerdiği yönündeki bilimsel çalışmalara cevaben hiç bir açıklama getirememektedir. Ulaştırma Eski Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ‘’güzergâhı bilim belirler’’ ifadesi doğrultusunda güzergâh tespit çalışmalarında Bayburt üzerinden gidecek hattın en uygun güzergâh olduğuna dair görüş bildiren üniversitelerin görüşleri ve bilimsel raporlarının da ülkemiz menfaati açısından dikkate alınması ve bu konuda nihai bir karar verilmeden önce Erzincan-Bayburt-Of-Trabzon hattının da fizibilite çalışmasının yapılarak nihai kararın ona göre verilmesi,
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ankara, İstanbul ve İzmir’deki tabur, alay ve tugay seviyesindeki acemi birliklerinin küçük şehirlere taşınması ve mevcut kuvvet yapısının yeniden konuşlandırılması için başlattığı çalışmalar kapsamında taşınacak birlikler içerisinde sayılan İstanbul Tuzla, Ankara Etimesgut, İzmir Bornova ve Antalya’daki acemi birlikleri başta olmak üzere bu dört büyük askeri birlikten birisinin Bayburt’a gelmesi şehrimizin ekonomik kalkınmasına çok büyük yarar sağlayacaktır. Mevcut iç güvenlik tugayımızın bulunduğu alan belli yeterlilikleri taşımakla birlikte gerekirse mevcut altyapıyı daha da geliştirmek suretiyle büyük bir er eğitim tugayını ilimize kazandırılması,
İlimizin başta turizm alanında gelişmesine çok büyük katkı sağlayacak olan, Karadeniz sahiline bağlantı yolu olarak soğanlı dağında Karaçam - Kılıçkaya tünelinin yatırım planına alınarak hayata geçirilmesi ve Uzungöl bağlantısının sağlanması,
İlimizin Gümüşhane sınırında bulunan Salyazı’da geçmişte havaalanı olarak düşünülen yerde mevcut altyapının genişletilerek bir havaalanı kurulması yönündeki talebimize verilen cevapla havaalanının yatırım planına alındığı belirtilmiş olunmasına rağmen yaklaşık 2 yıldır bu konuda hiç bir gelişme yaşanmamıştır. Bu meyanda ilimizin ulaşım altyapısının geliştirilmesine büyük katkı sağlayacak olan Salyazı Havaalanı yatırımına bir an önce başlanması,
Teşvik kanununda yapılacak düzenlemeyle teşvikten faydalanma sürelerinin belirli bir süre için geçerli olmaktan çıkarılması, işletmelerin teşviğin sona ermesinden sonrası için yaşadıkları tereddüt ve belirsizlik durumunun ortadan kaldırılması için teşvik kanunu yürürlükteyken yatırım yapan işletmelere bu teşviklerden uzun yıllar istifade edebilme imkânının sağlanması,
İlimizde tarım arazilerinin parçalı olması nedeniyle arazilerin toplulaştırılması yapılarak modern tarım yapılacak hale getirilmesi tarımsal üretim için büyük önem arz etmektedir. Tarımsal altyapının iyileştirilmesi çalışmaları doğrultusunda ilimizde arazi toplulaştırma ve sulama yatırım projelerinin desteklenmesi,
IPARD programı kapsamında yer almayan ve bu destekten istifade edemeyen ilimizde organik tarımın desteklenmesi, süt sığırcılığı, koyunculuk, arıcılık ve yem bitkileri yetiştiriciliğine sağlanan desteklerin devam etmesi ve tarımsal sanayi tesislerine ilave teşvikler sağlanması,
İlimizde tarım arazileri genellikle bir yıl nadas, bir yıl üretim olmak üzere iki yılda bir hasat edilmektedir. Oysa ülkemizin birçok bölgesinde bir yılda üç ürün alınabilmektedir. İklime bağlı üretimin de çok düşük olduğu ilimizde tarım ve hayvancılığın sürdürülebilirliği ancak tarımsal desteklerle mümkündür. Bakanlığımızın vermiş olduğu sertifikalı tohum desteği yetersiz kaldığından, yerel alanda da sertifikalı tohum kullanımının desteklenmesi,
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı IPA kapsamında Bakanlıklar tarafından yürütülen operasyonel programlara ek olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızca bölgemize özel bir proje teklif çağrısı ile kamu yararına çalışan meslek örgütlerinin entegre tarım ve hayvancılık tesisleri projelerine fon sağlanması,
Bayburt Üniversitemiz bünyesinde açılması yönünde girişimde bulunulan Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri Fakültelerinin Bayburt’umuza kazandırılması,
Son derece kısıtlı imkânlara rağmen birçok alanda dünya şampiyonalarına ve olimpiyatlara sporcular gönderen ve uluslararası başarılara imza atan sporcular yetiştirmiş Bayburt’umuza, gençlerin istifadesine sunulmak üzere bir spor kompleksi kazandırılması,
Kop dağı kayak merkezi kış sporları için sadece ilimize değil bölge ekonomisine çok büyük katkı sağlayabilecek bir fırsat olarak değerlendirilmeyi beklemektedir. Kayak merkezimizin ihtiyaç duyduğu altyapı için Turizm Bakanlığı ve Gençlik Spor Bakanlığı nezdindeki girişimlere destek verilmesi,
Bayburt sahip olduğu turizm potansiyellerine rağmen ülkenin diğer kesimlerine oranla turizm sektöründe geri kalmış bir durumdadır. Bakanlar Kurulu’nun "Bazı alanların turizm merkezi, bazı alanların ise kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi olarak ilanı ile bazı turizm merkezlerinin isim ve sınırlarının değiştirilmesi’’ hakkındaki kararı doğrultusunda İlimizde gerçekleştirilecek turizm bölgesi belirleme ve ilan çalışmalarına destek verilmesi,
Turizme açılabilmesi için öncelikle arkeolojik kazılarına başlanılması gereken Bayburt kalesinde bugüne kadar kısmi bir kurtarma çalışması dışında herhangi bir arkeolojik kazı gerçekleştirilememiştir. Bunun nedeni de arkeolojik kazıyı gerçekleştirecek bir üniversitenin bulunamayışıdır. Şehrimizin en önemli tarihi ve kültürel mirası olan kalemizin turizme kazandırılabilmesi için yurt içinden bir üniversitenin arkeolojik kazıları yapmak üzere görevlendirilmesi,
2012 yılında tamamlanacağı öngörülen ve Sancaktepe havzasında tarımsal arazi için büyük öncelik ve öneme sahip Kırklartepe barajının ihale süreçlerinin bir an önce sonuçlandırılarak bu barajın hayata geçirilmesi,
İŞKUR tarafından yürütülen Toplum Yararına Programlar ile yıllık periyotta geçici istihdam sağlanmakta bu da hiç şüphesiz ilimizde ve ülkemizde işsizliği azaltıcı, istihdamı artırıcı yönde faydalar doğurmaktadır. Fakat bu uygulama diğer taraftan toplumun bir kesiminde iş gücü piyasasına katılım isteğini azaltmakta, eleman ihtiyacı duyan esnaf ve tacirimizin çalıştıracak eleman bulamamasına yol açmaktadır. Bu nedenle Toplum Yararına Programlarda bir düzenleme yapılarak bu programa kayan işgücünün özel sektöre de yönlendirilmesinin sağlanması,
İlimiz yukarıda da ifade edildiği gibi çok zengin bir doğaltaş rezervine sahip olup bu rezervlerin önemli bir kısmı henüz işletmeye alınmamıştır. İşletme ruhsat bedellerinin yüksek oluşu ilimizde bu sektörde faaliyet gösteren bir çok küçük ve orta büyüklükte işletmeyi ilk yatırım maliyeti açısından zorlamakta olduğundan madencilikte işletme ruhsatı bedellerinin daha makul bir bedele düşürülmesi,
Organize Sanayi Bölgemiz dağlık bir arazi üzerinde, engebeli bir zemine kurulmuş olması yeni yatırımcılar açısından ilk yatırım maliyetini azımsanamayacak kadar artırmaktadır. Bu nedenle Organize Sanayi Bölgemizin zemin düzenlemesinin yapılarak bu arsaların yatırımcılara düzenlenmiş olarak teslim edilmesinin sağlanması,
Şehrimizin TOKİ marifetiyle kentsel yenilenme ve dönüşümünün yapılarak yeniden tarihi ve kültürel kimliğine kavuşturulması yönündeki çalışmalara destek verilmesi, hususlarını zat-ı âlinizin yüksek takdirlerine arz ederiz.”