Greenpeace Hukuki Süreç Başlatıyor
Greenpeace, Mersin’de yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu’nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanması üzerine harekete geçti. Greenpeace Akdeniz, itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu.
Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli Mahallesi’nde Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) A.Ş. tarafından yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED Raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından dün onaylandı. Nükleer karşıtlarından ve çevre örgütlerinden onaya itirazlar gelirken, Greenpeace çevre örgütü de bugüne kadar santralin yapılmaması için yürüttüğü eylemler ve kampanyaların ardından hukuk süreci başlatma kararı aldı.
“RAPORUN ONAYLANMAMASI İÇİN 215 BİNİN ÜZERİNDE İMZA VAR”
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Devin Bahçeci, ‘sivil toplum kuruluşlarının bu sürece katkıda bulunduğu’ yönündeki söylemlere itiraz etti. Gerçekte, Greenpeace olarak bu süreçte itirazlarını sunduklarını ve bu itirazların değerlendirilmediğini belirten Bahçeci, “ÇED raporu, Rosatom şirketi tarafından 3. kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulduktan sonra başlattığımız kampanyaya 215 binin üzerinde insan bu raporun onaylanmaması için imzalarıyla destek verdi. Bizim ve kampanyaya katılan kişilerin bu ÇED Raporu’na karşı çıkma nedenleri özellikle nükleer santrallerin en temel riskini oluşturan nükleer atıkların depolanması, taşınması ve devreden çıkartılması süreçlerindeki çevresel risklerinin yanı sıra güvenlik ve emniyet konusu ile bunlara karşı alınacak önlemler konusunda ciddi yetersizlikler olmasıydı” dedi.
ÇED Raporu’nda, herhangi bir nükleer kaza halinde, bu kaza ile ortaya çıkacak olan her türlü zararın giderilmesinden kimlerin sorumlu olacağı ve bu zararların nasıl karşılanacağına dair yeterli bilgi bulunmadığına dikkat çeken Bahçeci, nükleer sorumluluğun sadece maddi zararların karşılanması olarak düşünülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Bahçeci, nükleer sorumluluğun, nükleer bir kaza olduğunda bunun sorumluluğunu kimin alacağı sorusunun cevabının verilmesi olduğunu vurguladı.
“HALKIN YÜZDE 64’Ü NÜKLEER SANTRAL KURULMASINI İSTEMİYOR”
Kampanyada topladıkları imzaların dışında Greenpeace’nin bir araştırma şirketine yaptırdığı kamuoyu araştırmasında da Türkiye halkının yüzde 64’ünün nükleer santral kurulmasına ‘hayır’ dediğini anımsatan Bahçeci, “Yaptırdığımız kamuoyu araştırması da gösteriyor ki, Türkiye halkı nükleer istemiyor. Tüm bunlara rağmen onaylanan rapor 21 Ekim 2014 tarihinde halkın görüşüne açılmıştı. Bu süreçte, ÇED Raporu’nun kabul edilmemesi gerektiğine dair Türkiye çapında 3 bine yakın resmi imzalı dilekçe ilgili resmi kurumlara sunuldu. Ancak, bu görüşlerin ne kadar dikkate alınıp alınmadığına dair de herhangi bir şeffaflık söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
Sürecin şeffaf olmadığını öne süren Bahçeci, bugüne kadar Bakanlığa yaptıkları itirazlara cevap bile alamadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Halkın katılımı aşıldığı ÇED sürecinde, ÇED Raporu’nun onaylandığı haberini de medya üzerinden takip edebiliyoruz ve Bakanlık tarafından onaylanan raporun son hali henüz yayınlanmış değil. Bugüne kadar yaptığımız itirazların cevaplarını ise henüz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alabilmiş değiliz. Bu da sürecin şeffaflıktan ne kadar uzak olduğunun bir diğer göstergesi. Bundan sonraki süreçte, Akkuyu NGS’nin ÇED Raporu’na karşı hukuki süreçleri işletiyor olacağız.”