Hanefi Bostan’dan Torba Yasasına İlişkin Açıklama
Torba yasasının 100’üncü maddesinin kamu görevlilerinin iş güvencesini tehdit ettiğini savunan Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “100’üncü madde muhtemelen bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak” dedi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, torba yasasına yönelik yazılı açıklama yaptı. Torba yasasının 100’üncü maddesinin kamu görevlilerinin güvencesini tehdit ettiğini savunan Hanefi Bostan, “Torba yasada yaklaşık 318 bin kamu görevlisinin iş güvencesine yönelik tehdit oluşturan 100'üncü madde muhtemelen bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak. Plan ve bütçe komisyonunda tüm memurları kapsaması öngörülen ve Türkiye Kamu-Sen’in girişimleriyle kapsamı daraltılan maddeye ilişkin ise tepkiler büyük. Maddeye göre daire başkanı ve üzeri unvanlardaki kamu görevlileriyle resmi kolluk kuvveti görevi yapan polis, gümrük muhafaza memuru gibi personelin işten çıkarılması, haksız yere görev ve görev yerlerinin değiştirilmesi durumunda yeniden görevlerine dönmeleri engelleniyor, bu yönde alınmış bir mahkeme kararı olsa dahi idarenin bu kararı 2 yıl sonra yerine getireceği belirtiliyor. Bununla birlikte memur lehine çıkmış olan mahkeme kararını uygulamayan idareciye de cezai soruşturma açılamayacağı hüküm altına alınıyor. Başka bir ifade ile hükümet kamuda daire başkanı ve üstü yöneticiler ile emniyet teşkilatındaki yönetici ve polis memurlarını görevden alabilecek” dedi.
Mahkemeler iade kararı verse bile, kararın 2 yıl boyunca uygulanmayacağını kaydeden Bostan, “ 2 yıl sonra uygulanırken de kamu görevlileri eski görevine değil başka bir göreve verilebilecek. Göreve iade ile ilgili mahkeme kararlarını yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamayacak. Yani, göreve iade ile ilgili mahkeme kararını uygulamamak adli suç oluşturmayacak. AKP iktidara geldiği günden beri memurları özel sektör çalışanı gibi hükümetin keyfi tutumuna mahkûm etmek için, önce üst düzey kamu görevlileri ve polisler için devlet memurluğu kavramının yok edilmesi aşamasıyla ulaşmayı hedeflemektedir. Bir ülkede yargıya güvenilmeyecek, yargı kararlarına uyulmayacaksa vatandaşlar hangi kuruma güvenecek, kimin kararları uygulanacaktır? Devleti tek elden idare ederek demokrasiyi ve hukuku rafa kaldırmak amacındaki anlayışa, milletin iradesini temsil eden TBMM’nin müsaade etmemesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“MEMURUN VARLIĞI İÇİN HER TÜRLÜ EYLEM MEŞRUDUR”
Memurların iş güvencesinin öneminden bahseden Bostan, “Bugün üst düzey kamu görevlilerinin ve polislerin iş güvencelerinin yok edilerek hükümet memuruna dönüştürülmesi, yarın tüm memurların özel sektör çalışanı gibi kaderlerinin idarecilerin iki dudağı arasına terk edilmesi ile son bulacak bir planın parçasıdır. Bu uygulama ülkeyi sıkıyönetime terk etmek, hukuku yok etmek, yargı kararını iç etmek, memuru hükümetin kölesi haline getirmek ve resmen krallık yönetimine kapı açmak anlamı taşımaktadır. Bu noktada öncelikle milletin iradesini temsil eden milletvekillerinin gerekli tepkiyi göstererek hukukun üstünlüğüne ve yargı kararlarına sahip çıkması, iktidarın da ülkeyi tek adam idaresine sürükleme gayretinden vazgeçmesi en doğru adım olacaktır. Temennimiz, demokrasiyi, hukuku ve devlet memurluğu ilkesini yok edecek bu maddenin tasarı metninden çıkarılması ve aklıselimin galip gelmesi yönündedir. Türkiye Kamu-Sen, memurların iş güvencelerinin hayati derecede önemli olduğu gerçeğinden yola çıkarak kamu görevlilerinin haklarının korunmasını nefsi müdafaa olarak görmekte ve memurun varlığının savunulması için her türlü eylemi meşru saymaktadır” diye konuştu.