“hay Way Zaman” Belgeselinin Tunceli Galası Yapıldı
50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ulusal belgesel film dalında Jüri Özel Ödülü alan “Hay Way Zaman” belgesel filminin Tunceli galası yapıldı.
Yönetmenliğini Nezahat Gündoğan, yapımcılığını Kazım Gündoğan’ın yaptığı ve 1938 Dersim katliamı sırasında ailesinin büyük bölümünü kaybeden ve bir subay tarafından evlatlık alınarak İstanbul’a götürülen Emoş Gülver’in 75 yıl sonra hayatta kalan yakınlarını bulmasını konu edinen “Hay Way Zaman” belgeselinin gösterimi, Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirildi. Filmde öyküsü anlatılan Emoş Gülver’in yanı sıra çok sayıda davetlinin katıldığı gösterim öncesinde filmin müziklerini yapan Ahmet Tirgil tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi. Gösterim öncesi bir konuşma yapan Yönetmen Nezahat Gündoğan, “Şu an yaşadığım gün en özel, en anlamlı günlerden biri. Bu derin acıları yaşamış topraklarda olmak, o toprakların insanları olarak sizlerle buluşmak çok anlamlı, çok özel” dedi.
Yaptıkları işin sadece bir kültürel faaliyet olmadığını belirten Gündoğan, “Bu coğrafyada çok derin acılar yaşandı. Aslında bugüne kadar on yıllar boyunca dilsiz olan acıların dillendirilmesi. Aynı zamanda yaşanmamış bir yasın yaşanması. O kadar derin acılar yaşandı ki bu topraklarda. Sadece birinci kuşaktan bahsetmiyorum, sonraki kuşaklara aktarıla aktarıla yaşandı. Çok insani olan yas yaşatılmadı” diye konuştu.
Filmde öyküsü anlatılan Emoş Gülver’in galada bulunmasının ayrıca önemli olduğunu ifade eden Gündoğan, Dersim 1938 katliamında öldürülen insanları da saygıyla andığını söyledi.
5 yaşında katliamdan kurtulan ve evlatlık götürülen 83 yaşındaki Emoş Gülver ise, galada bulunmaktan dolayı heyecanlı olduğunu ifade ederek, “5 yaşında katliamdan kurtuldum, şimdi 83 yaşındayım. Bir subay beni evlatlık aldı” dedi.
Belgesel film 75 yıl sonra kızıyla birlikte doğduğu topraklara yolculuğa çıkan Emoş Gülver’in katliamdan tesadüfen kurtulan amcasının oğlu ile buluşmasını, biri Türk ve Sünni, diğeri Kürt ve Alevi iki amca çocuğunun ilişkileri, sorgulamaları, yargılamaları, hasretliği ve ayrılık anlarını anlatıyor.