Huzursuz Bacak Sendromu, Depresyona Yol Açabiliyor
Huzursuz bacak sendromunu , bacaklardaki zonklama, çekilme, ürperme ve benzeri rahatsızlık verici hisler ve dizginlenemeyen ve bazen de çok güçlü bacaklarını oynatma dürtüsü ile karakterize nörolojik bir hastalık olarak tanımlayan Kayseri Dünyam Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ülkü Koç Arslan hastalığın depresyona yol açabileceğini bildirdi.
Dr. Ülkü Koç Arslan huzursuz bacak sendromu hastalığının hareketsiz kalma ile ortaya çıktığını ve bazı hastaların önleyemedikleri bir hareket etme isteğinden bahsettiklerini söyledi. Bacaklarını gerek yatakta hareket ettirmek gerekse birkaç adım yürümekle yakınmalar azaldığını anlatan Dr. Arslan, “Hastalardaki belirtiler; bacaklarda önemsiz hafif yakınmalardan, depresyona kadar yol açan, yaşamdan zevk alamama noktasına kadar giden geniş bir yelpazede kendini gösterebilir. Cinsiyet ayrımı yoktur, hem kadınları hem de erkekleri etkiler. Herhangi bir yaşta başlayabilir ve yaşla birlikte şiddeti artar. Hangi yaşta ortaya çıkarsa çıksın zaman içinde ağırlığı genellikle artış gösterir. Hastalığın oluşmasında stresin tek başına etkisi yoktur. Ancak hastalık bulgularını artırabilir.” dedi.
Dr. Ülkü Koç Arslan, gebelik veya hormonal değişiklikler de geçici olarak yakınmaları artabileceğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “Huzursuz bacak sendromu uyku kalitesini bozar ve gündüz uyku hali ve yorgunluğa yol açabilir. Hastalığın hayati tehlikesi yoktur. Ancak bireylerin yaşam kalitesini düşürmektedir. Çoğu vakada huzursuz bacak sendromuna neden olan faktörün ne olduğu tespit edilememektedir. Huzursuz bacak sendromunun bir takım mineral ve vitamin eksikliklerinden kaynaklanabilmektedir. Demir ve B12 eksikliğinde daha sık karşılaşılmaktadır. Bir takım hormonal bozuklarda da görülebilir. Tiroit hastalıklarında, böbrek yetmezliği gibi böbrek hastalıklarında karşılaşılabilir. Ailesel geçiş önemlidir. Anne babasında huzursuz bacak sendromu olanlarda hastalığa daha sıklıkla karşılaşılır. Ayrıca genç yaşta huzursuz bacak sendromuna yakalanan hastaların bu hastalığı çocuklarına aktarma ihtimali daha yüksektir. Hamilelikte özellikle de hamileliğin son 3 ayında hastalık başlayabilir. İlk olarak hamilelikte bu yakınma ile karşılaşan hastalarda doğum yaptıktan 1 ay sonra yakınmalar geriler ve kaybolur.”
Hastalığın tanısı, hikaye ve fizik tedavi ile konduğunu anlatan Dr. Arslan, “Tanıda kullanılan henüz bir kan testi veya başka bir laboratuvar testi yoktur. Gerek görülürse altta yatan nedene yönelik bazı kan testleri veya diğer testler yapılabilir. Hikayede hastanın istirahatte iken bacaklarında kötü bir his olduğunu ve bunun hareket etmekle hafiflediği ifadesi hastalığı düşündürür ve fizik muayene ile de karışabileceği diğer hastalıklar dışlanır.” diye konuştu.
Huzursuz bacak sendromunun tedavisi nasıldır ?
Dr. Ülkü Koç Arslan, HBS belirtileri yatıştırmaya odaklanarak tedavi edilebiliceğini etkilenen bacağı hareket ettirmenin geçici bir rahatlama sağlayacağını iyi bir takip gerektiren rahatsızlığın tespit edildikten sonra yapılan tedavinin ardından kaybolabildiğini fakat ağır vakalarda tamamen kaybolmasının zor olduğunu ifade etti. Arslan “Hafif vakalarda ise günlük yaşam aktivitelerini düzelterek azaltabiliriz. Demir eksikliği gibi altta yatan bir neden var ise öncelikle bu tedavi edilir. Bazı bulantı ilaçları, depresyon ilaçlarının çoğu ve kalsiyum kanal blokajı yapan ilaçlar (tansiyon ve kalp hastalarında kullanılır) huzursuz bacak sendromunu kötüleştirebilir. Ağrı kesici ilaçlar işe yarayabilir, ılık banyo ve masaj yapmak şikayetleri azaltabilir, bacaklara sıcak veya soğuk (veya her ikisi dönüşümlü) uygulamak bacaklarda rahatsızlık verici hissi azaltabilir.” dedi.
Hastaların mutlaka sabah yürüyüşleri yapmalarını isteyen Dr. Arslan, hastalıkla ilgili şu uyarılarda bulundu: “Akşamları ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalı, gece yatağa herhangi bir düşünceyle geçmemeli, yatmadan önce bir saat gevşeme egzersizleri yapılmalı , ılık bir duş alıp öyle yatılmalıdır dedi .
Hastalarımızın her gün aynı saatte uyanmalarını istiyoruz. Eğer yattıktan ilk 10-15 dakika uyku olmazsa hemen yatak odasını terk etmelerini, gevşeyici fiziksel aktivite yaptıktan sonra tekrar uykuyu denemelerini öneriyoruz. Yatak odası sessiz, loş ve uykuya hazır olmalı. Yatak odası başka bir amaçla kullanılmamalı, sadece uykuyu hatırlatmalı. Eğer bunlara dikkat edilirse rahatlama sağlayacaklardır.”