İbret Ayı Muharrem Hutbesi Okundu

İbret Ayı Muharrem Hutbesi Okundu

Malatya’daki Camilerde Cuma hutbesinde içinde bulunduğumuz ay Muharrem Ayı ile ilgili “Ortak hüzün ve ibreti ayı Muharrem“ başlıklı hutbe okundu.
Muharrem ayının, paylaşmanın, dayanışmanın ve birlikteliğin simgesi olması temennisinde bulunularak, “Bugün Kerbela olayında Müslümanlar olarak hepimize düşen vazife, onu doğru okumak, doğru anlamak, günümüz ve de yarınımız adına dersler çıkarmaktır” denildi.
Hutbede, “Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki hicri 1436. yıla girdik. Bugün 7 Muharrem. Muharrem, Efendimiz (s.a.s)’in “hürmete şayan bir ay diye nitelediği, sayısız lütuf ve hikmetlerle dolu kutlu bir aydır. Muharrem ayı aynı zamanda hüzün ve ibret ayıdır; bizlere, ciğerlerimizi dağlayan Kerbela’yı hatırlatır.
Kerbela, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in “cennet gençlerinin efendileri sözüyle taltif ettiği, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın iki ciğerparesinden biri, ümmetin gözbebeği olan Hz. Hüseyin efendimizin ve yetmişten fazla müminin şehit edildiği yerdir.
Asırlardır yüreklerimizi sızlatan bu elim hadise, Efendimizi ve O’nun Ehl-i Beyti’ni seven başta milletimiz olmak üzere bütün müminleri derinden yaralamış, kalpleri incitmiştir. Kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark etmiştir” ifadeleri kullanıldı.
“Bugün Kerbela olayında Müslümanlar olarak hepimize düşen vazife, onu doğru okumak, doğru anlamak, günümüz ve de yarınımız adına dersler çıkarmaktır. Kerbela’yı anlamanın yolu Hz. Hüseyin’i doğru anlamak ve Hüseyince yaşamaktan geçer. Bugün bize düşen, böylesi müessif bir hâdiseyi kin, nefret, ayrılık-gayrılığa değil; birlik-beraberlik, sevgi, saygı, muhabbet ve hoşgörüye dönüştürmektir. Kerbela üzerinden bir ayrılık-gayrılık oluşturmak müminler topluluğuna yakışmayacağı gibi Efendimizin gözbebeği Hz. Hüseyin’in ruhaniyetini de incitecektir” denilen hutbede daha sonra şunlar belirtildi:
“Ancak üzülerek şahit oluyoruz ki son yıllarda yaşanan olaylar mezhebi, meşrebi ne olursa olsun ümmetin, Kerbela’yı, Hz. Hüseyin ve arkadaşlarını hala doğru okumadığını, doğru anlamadığını ortaya koyuyor. Onun içindir ki bugün etrafımızda nice Kerbelalar yaşanıyor. Savaş, terör ve zulümden dolayı milyonlarca insan yerinden, yurdundan, evinden barkından, hayatından oluyor. Çocuklar umutlarını, hayallerini, geleceklerini yitiriyor. Nice mazlum, masum, mağdur kardeşimizin hayat hakkı her gün Hüseyin Efendimiz gibi Kerbela çöllerinde gasp ediliyor
Yüreklerimizi dağlayan yeni Kerbelaların yaşanmaması için ortak bir dile, ortak bir akla ihtiyacımız var. Yüreklerimizi birleştirmeye, gönül kapılarımızı birbirimize samimiyetle açmaya ihtiyacımız var. İşte bu yüzden Muharrem, bizim için ortak bir hüzün mevsimi olduğu kadar adaleti, hikmeti, merhameti, kardeşliği, dostluğu hatırlatan hak-hakikat ve ibret sofrası da olmalıdır. Muharremi hak, adalet, rahmet, merhamet, müsamaha ve şefkat duygularının yeniden ihyası, Müslümanların muhabbet, kardeşlik ve beraberlik duygularının güçlenmesi için fırsat bilmeliyiz. Geçmişin acılarını bize yeniden yaşatmak, gönüllerde bir kez daha kapanmaz yaralar açmak, ortak değerlerimizi ayrılığa, kin ve nefrete dönüştürmek isteyenlere tek yürek halinde gereken cevabı vermeliyiz. Muharrem, paylaşmanın, dayanışmanın ve birlikteliğin simgesi olmalıdır.
Bu vesileyle Efendimiz (s.a.s)’in torunu, cennet gençlerinin efendisi, şehitlerin serdarı, ser-çeşmesi Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri başta olmak üzere hak, hakikat, hürriyet, adalet, ahlak, fazilet, izzet ve şeref için can veren bütün şehitlerimizi rahmet, minnet, şükran, saygı ve tazim ile yad ediyoruz.
Ehl-i Beyt-i Mustafa’nın muhabbetinin her daim yüreklerimizde baki kalmasını, onlardan bize tevarüs eden insani ve ahlaki erdemlerin zihin ve gönül dünyamızı tezyin etmesini Rabbimizden diliyoruz. Geçmişte yaşadığımız keder ve acıların, yeni üzüntülere sebebiyet vermemesini; aksine bizleri birbirimize sevgi ve muhabbetle bağlamasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyoruz.”