Karaer: "yeniden Büyük Türkiye İçin Reformlar Devam Etmelidir”
Memur-Sen Aydın İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, “Yeniden büyük Türkiye” hedefleri için reformların devam etmesi gerektiğini belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın halkın özgür iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı seçildiğine işaret eden Baki Karaer, “Ekonomi, hukuk, siyaset ve sosyal alanlar başta olmak üzere son 12 yılda hemen her alanda gerçekleşen sessiz devrimlerin liderliğini üstlenen Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurun başkanı seçilmesinden dolayı tebrik ediyor, Yeni Türkiye’nin inşası yolculuğunda başarılar diliyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, milletin oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı ilk Balkon konuşmasındaki kucaklayıcı dili önemsiyor ve önümüzdeki süreçte Türkiye’nin en büyük ihtiyacı olarak görüyoruz. 77 milyonu kucaklayan bu dil ve üslubun, hayatın her noktasına, devletin bütün iş ve işlemlerine ve siyaset kurumunun bütün aktörlerinde hakim olmasını diliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 12’nci, milletin doğrudan kendi iradesiyle seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Tüm milletimizin ve bütün dünya mazlumlarının Cumhurbaşkanı olarak sadece Yeni Türkiye değil Yeni Dünya mücadelesinin de öncülüğünü üstlenmeli ve bu mücadeleyi bir an önce başlatmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki sessiz devrim sürecinde hayata geçirilen çok önemli proje ve reformlar Yeni Türkiye sürecinde mutlaka tamamlanmalıdır” dedi.
“ÖN ŞART YENİ ANAYASA”
Memur-Sen olarak yeni Anayasa’yı, “Yeni Türkiye” hedefinin ön şartı ve “Büyük Türkiye” iddiasının ruhsatı olarak kabul ettiklerini belirten Karaer, “Türkiye’nin en çılgın projesi olarak gördüğümüz, demokratik, özgürlükçü ve sivil Yeni Anayasa hazırlanmalı ve en kısa sürede milletin onayına sunulmalıdır. Demokratikleşme ve Çözüm Süreçleri; Anadolu’yu kan ve gözyaşına mahkum etmeye çalışan, 40 yıldır Türkiye’nin elini kolunu bağlayan terör sorununu bitirmek üzeredir. Bu kapsamda, Demokratikleşme ve Çözüm Süreçlerinin, terörün milletimize ve ülkemize bir daha musallat olamayacak şekilde devam ettirilmesini, terörün bataklığının tamamen kurutulmasını istiyoruz.
Eski Türkiye için garantör, Yeni Türkiye açısından barikat işlevi gören ceberut, yasakçı, bilim üretmeyen üniversite anlayışı, miadını tamamlamıştır. Özgürlükçü kadroların kısmen de olsa görev almasıyla birlikte üniversitelerde olumlu gelişmelerin yaşandığına hep birlikte tanık olduk. Özgürlükçü bakış kişisellikten öte bir sisteme dönüştürüldüğünde üniversitelerde halen devam eden kalite sorunu da ortadan kalkacaktır. Özellikle, üniversitelerimizin AR-GE bakımından dünya standartlarının gerisinde kalma durumuna son vermeliyiz. Yeni Türkiye yolculuğunun, bilimsel akıl, yenilikçi vizyon ve medeniyet değerlerini kuşanarak gerçekleşmesi ve hedefine ulaşması için, üniversitelerin yeniden yapılandırılmasına dönük bir sistem değişikliğine gidilmelidir. Kaliteli bir sistem ve medeniyet tasavvuruna sahip akademik topluluk hedefiyle, üniversitelerimiz Yeni Türkiye yolculuğuna refakat eden donanımlı insanların yönettiği demokratik kurumlar haline getirilmelidir. Yeni dönemde, eğitim sistemine ve kültür hayatımıza dönük özel bir paragraf açılmalı, değerler eğitimini ve kadim medeniyetimizin bakiyesi kültürel değerlerimizin inşa ve ihyasını esas alan toplumsal projeler hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
DARBELERİN OLUŞTURDUĞU TAHRİBAT GİDERİLMELİ
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, 17 Aralık ve 25 Aralık darbelerinin ve de darbe girişimlerinin millete, devlete ve demokrasiye verdiği tahribatın tamamen giderilmesi gerektiğini kaydeden Karaer, şunları söyledi: “Bu kapsamda, kayıt dışı siyaset ve darbe heveslilerine karşı uyanık olunmalı, bu tür anti demokratik yapılarla mücadele kararlılıkla sürdürülmelidir. Bürokratik oligarşinin tüm izleri kurumlardan silinmelidir. Türkiye’nin sıcak siyasi gündemi nedeniyle yeterince üzerinde durulmayan işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk konularına odaklanılmalıdır. Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele konusundaki kararlılık, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da eşgüdüm içinde sürdürülmelidir. Yeni ve Büyük Türkiye sadece Türkiyelilerin değil, dünya mazlumlarının, küresel sistem mağdurlarının da umududur. Türkiye, mazlumların sığınak ülkesidir. Türkiye, İslam dünyasının ufkudur, umududur. Türkiye, emperyalistlerin sömürdüğü ülkelerin, milletlerin kurtuluş çabalarının parlayan yıldızıdır. Türkiye, küresel sömürü düzeninin adaletsizliğine, BM’nin zulme ve vahşete karşı sessizliğine, AB’nin çifte standart keyfiliğine karşı tavır koyan, tavır koyabilecek tek güçtür. Türkiye, mazlumların ve ezilenlerin sesi olmaya devam etmesi için Yeniden Büyük Türkiye vizyonuyla medeniyet tasavvurumuz kurumsallaştırılarak insanlığın önüne yeni bir reçete konulmalıdır. Büyük Memur-Sen ailesi, Yeniden Büyük Türkiye’nin insanlığın karşı karşıya bulunduğu sorunların en güçlü çözüm ortağı olan demokratik bir güç olması için her türlü katkıyı vermeye devam edecektir”