Kristalize Fenol İle Kıl Dönmesine Ameliyatsız Çözüm

Kristalize Fenol İle Kıl Dönmesine Ameliyatsız Çözüm

Halk arasındaki adıyla ‘kıl dönmesi’, bilimsel adıyla ‘Pilonidal Sinüs’ hastalığı, Türk toplumunda özellikle genç yaş grubunda ve erkeklerde en sık görülen rahatsızlıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kuyruk sokumu yerleşimli hastalığın tedavi seçeneklerinin fazlalığı ve beraberinde bilgi kirliliğinin varlığı hastaları olumsuz yönde etkileyip çaresiz bırakıyor.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Sezai Leventoğlu, halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen hastalığın nedenlerini, korunma yöntemlerini ve her 100 hastadan 80-85’inin kıl dönmesi sorununu ortadan kaldıran Kristalize Fenol yöntemi ile tedaviyi anlattı.
Leventoğlu, kıl dönmesi hastalığının sebep olduğu sorunlar ve sıkıntılar ile hayatı dayanılmaz hale getirebildiğini belirterek, "Kuyruk sokumunda akıntı, apseleşme ve bununla birlikte popo üzerine oturamama, ağrılar, şişmeler, kaşıntılar. Hastalığın temeldeki nedeni ise kuyruk sokumundaki derinlikte kılların burgu yaparak deri altında toplanması ve reaksiyon olarak akıntıların ortaya çıkması. Buna bir de aşırı kıllanma ve kişisel hijyen yetersizliği de eklenirse yani kuyruk sokumundaki cildin altına kıl, saç, tüy ve hav da girerse yara, apse, fistül ve deri oyukları oluşabiliyor, akıntılı lezyonlar ortaya çıkıyor ve kıl dönmesi sorunu kronikleşiyor Tüm bunlar kokuya ve çamaşırların kirlenmesine de neden olarak bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkiliyor" dedi.
Leventoğlu, kıl dönmesinin tedavisiyle ilgili şunları söyledi: "Kıl dönmesinden korunmak için günlük duş alınması, kuyruk sokumu bölgesindeki kılların temizlenmesi ve gerekirse lazer epilasyon büyük önem taşıyor. Tedavide ise lokal bakım, banyolar, epilasyon, kristalize fenol uygulaması gibi ameliyat dışı yöntemleri iyi bilmek ve uygulamak gerekiyor. Çok yeni, küçük, orta hatta 1-2 sinüsle (delik) karakterli kısıtlı vakalarda sadece lazer epilasyon ve lokal bakımlar yeterli olabiliyor. Biraz daha derin sinüslerin varlığında kılların temizlenmesi, pit eksizyonu, sinüslerin lokal anesteziyle çıkarılması (mikro sinüsektomi) ya da kristalize fenol uygulaması düşünülüyor ki bunlar ayakta, kısa, ağrısız olarak gerçekleştirilen tedaviler olarak kabul ediliyor. Vakaların bazıları ise, özellikle tekrarlamış vakalar ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilemeyecek kadar yaygın, geniş olabiliyor. Bu durumlarda hastalıklı dokunun çıkarılması, yani cerrahi müdahale zorunlu olabiliyor. Dr. Sezai Leventoğlu ameliyat dışı ya da ameliyat gibi tüm tedaviler sonrası ayda ya da iki ayda bir kıl dökücü kremlerle bölgenin kıllardan arındırılmasının (mümkünse lazer epilasyonla), her gün duş alınmasının ve duşta zeytinyağlı doğal sabunlarla kuyruk sokumunun sabunlanmasının; ardından bol suyla durulanmasının ve iyice kurulanmasının yöntemlerin başarı şansı açısından çok önemli olduğunu hatırlatıyor".
Kıl dönmesinde kristalize fenol uygulamasının doğru teknikle uygulama yapıldığında en geçerli ve etkili sonuçların alındığı tedavi yöntemlerinden biri oludğunu kaydeden Leventoğlu, "Uygulama ameliyathanede değil proktoloji ünitelerinde ofis şartlarında, hastada küçük bir bölgeye uygulanan lokal anestezi yardımıyla yapılıyor. Steril koşullarda sinüsler temizleniyor; kıllardan arındırılıyor ve içleri iri naftalin kristallerine benzeyen kristalize fenolle dolduruluyor. Kristalize fenol, yarayı temizleme (debridman) etkisi ile sinüslerin içlerini temizliyor ve bir iyileşme-kapanma sürecini başlatıyor. Ağrısız bir işlem olan bu uygulama ile hasta evine gönderiliyor ve hemen sabahına banyo yapması öneriliyor. Hastanın günlük aktivitelerine devam etmesinde, işe-okula gitmesinde bir sakınca bulunmuyor" dedi.
Dr. Leventoğlu, fenolün başarı oranının oldukça yüksek olduğunu belirterek, her 100 hastadan 80- 85’inin kristalize fenol uygulamasıyla bu sorundan kurtulduğunu vurguladı.