Madene Dışarıdan Sondaj Vurulacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, suyun boşaltılması için madenin dışındaki dağdan sondaj çalışması yapılacağını söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, saat 16.30’da yaptıkları ortak açıklamada, Karaman’ın Ermenek ilçesinde su dolan madende mahsur kalan 18 işçinin kurtarılması için yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bakan Yıldız, su ve çamurun boşaltılması için iki noktadan yapılan işlemlerin haricinde üçüncü bir noktadan 170 metreden sondaj çalışması yapılacağını bildirdi. Bakan Yıldız, bu işlemin 3-4 günü bulabileceğini dile getirerek, “İki tane ayrı noktadan ocağa müdahale edebiliyorduk, daha farklı neler yapabiliriz diye görüştük. Dışarıdan tepenin daha da arkasından ayrı bir sondaj vurma ihtiyacı hissettik. MTA’nın sondaj ekipleri Beypazarı’ndan yola çıktılar. Bu yaptığımız çalışmalara mani olacak bir şey değil. Üçüncü bir noktada bu çalışmayı yönetmek üzere ve en dip noktadaki su veya çamurun üçüncü bir yoldan dışarıya atılması için bir işlem. Ama bu en az 3-4 günlük bir işlem. Çünkü 170 metreden dağdan gireceğiz ve direkt sondajla beraber ayrı bir müdahale noktası daha oluşturmak istedik. Dolayısıyla üç ayrı noktada operasyonumuz sürmüş olacak, çalışmalarımız gece boyunca sürecek. Bu yapılan çalışmalarda güvenlik konusuna bütün arkadaşların riayet etmesi lazım geldiğini söyledik. Bu çerçevede sorumlu mühendislerle beraber çalışmaya devam ediyorlar” dedi.
"MADENDE AŞAĞIYA DOĞRU İNİŞ SÖZKONUSU"
Bakan Lütfi Elvan ise, çalışmalarda yoğun bir çamur tabakası ile karşılaştıklarını ve bunun da ilerlemeyi güçleştirdiğini söyledi. Bakan Elvan, “Yer altında kaza sonrası müthiş bir yıpranma söz konusu. Özellikle tahkimatlarda ve su patlaması sonucu oluşan çok yoğun bir çamur tabakasının toplanması ve bunu yüksek mertebede olması çalışmaların biraz daha uzayacağını gösteriyor. Bu koşullarda gitmesi halinde ilerlemenin biraz daha yavaş olacağını görüyoruz. Ama tabi önümüzdeki yapı neye çıkar, nasıl bir sonuçla karşılaşırız onun için şuanda bir şey söylemek mümkün değil. Fakat çamurda ilerlemek oldukça güç. Şuanda arkadaşlarımız bir anlamda çamurda ilerlemeye gayret ediyorlar. Malzemeleri oradan boşaltmaya çalışıyorlar ama belki 1-2 kaç metre sonra rahatlama olması halinde daha hızlı ilerleme söz konusu olacak. Ancak şu anki yapı itibariyle ve yeraltında çalışan arkadaşların güvenliğini dikkate aldığımızda, ilerlemenin daha yavaş olmak zorunda olduğunu belirtmek istiyorum. Aşağıya doğru bir iniş söz konusu. Özellikle çamur kitle yukarı taşınıyor vinçlerle. Ancak suyu dışarı deşarj etmek oldukça kolay ama çamuru dışarı taşımak daha güç” diye konuştu.
"DOĞAL AFET TANIMLAMASI YAPMAK İŞİ GEÇİŞTİRMEKTİR"
Soruları cevaplayan Bakan Taner Yıldız, işletme sahibinin yaşanan olayı bir doğal afet olarak değerlendirmesine tepki gösterdi. Kusur bulunduğunu anlatan Bakan Yıldız, “Hiç kusura bakmasın (işletme sahibi) bu bir afet falan değil. Her şeyi kamuoyu ile doğru paylaşmamız lazım. Biz özellikle eğer bir sel felaketi, deprem gibi elimizde bulunmayan nedenlerden dolayı bir işlem olmuşa, bu doğal afettir deriz ama burası bir doğal afet değil. O yüzden doğal afet olmayan yerde kusur vardır demektir. Kusur kimdedir, bunun adli, idari soruşturmaları yapıldıktan sonra netleşir. Şimdiden bir şey söylemek doğru olmaz. Ama buraya bir doğal afet tanımlaması yapmak bu olayı geçiştirmek anlamına gelir. Kesinlikle yaptığımız değerlendirmelerde bakanlıklarımız bu tarz bir düşünce içerisinde değildir. Onun için biz şuanda işçi kardeşlerimizin çıkarılmasına yoğunlaştık ama bu tür konular gündeme geldikçe biz bunun cevabını veririz” şeklinde konuştu.
Bakan Yıldız, olayın nasıl gerçekleştiğini madenin tamamen boşaltılması ile görebileceklerini dile getirerek, “Nerede gerçekleştiğini tam tespit edemediğimiz ama bir duvardaki veya tavandaki yarılma ile beraber suyun güçlü bir şekilde deşarj olduğunu anlıyoruz. O yüzden tamamen oraya girdikten, içeriyi temizledikten sonra bunun alakalı net bir şey söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.