Mahalleli Ve Çevrecilerin “siyanür” Nöbeti
Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Yukarı Bahçeler Mahallesi Engiz mevkisinde özel bir şirketin, altın arama çalışmaları hızla devam ederken, mahalle sakinlerinin ise kurdukları çadırda direnişleri devam ediyor.
Yukarı Bahçeler Mahallesi Engiz mevkisinde özel bir firma tarafından arazideki ağaçlar kesilerek siyanürle altın ayrıştırılması için çalışma başlatılmasına mahalle sakinleri ve çevreciler tepki göstermeye devam ediyor.
Çevreciler gerçekleştirdikleri eylemlerin ardından 53 gün önce direniş çadırı kurdu. Altın çıkarılacak alandan yaklaşık 600 metre uzaklıkta kurulan çadırın önüne Türk bayrağı ile “Siyanüre hayır” yazılı afiş asıldı.
Ağaçların kesilmesine tepki gösteren mahalleliler, gece gündüz çadırda nöbet tutarak siyanürle altın aranması için yapılan hazırlık çalışmalarının durdurulmasını istediler.
Mahalle sakinlerinden 65 yaşındaki İsmail Atar, “Bizler büyük bir sıkıntı içerisindeyiz. Madenciler ağaçlık alanlarımızı yok ediyorlar. Adeta burada her gün ölüyoruz. Orman kıyımında gece gündüz sabahlara kadar çalışıyorlar. Bizler yetkili kişilere ve kurumlara başvuru yaptık fakat maalesef bizleri kimse dinlemiyor. Sözümüz maalesef hiçbir yerde geçerli değil. Gösterdiğimiz tepkilere rağmen burada yapılan çalışmalarla ilgili olarak bize bilgi veren, danışan yok. Doğamız, yollarımız tahrip edilmiştir. Ben 6 -7 yıl önce arazili bahçemden işlerim için yolu 5 metre boyu açmıştım. Şu an yolun uzunluğu 15-16 metre” dedi.
Siyanürle altın arama çalışmalarının bir an önce bırakılarak madencilerin topraklarından gitmesini isteyen 66 yaşındaki Rukiye Bicil, “Siyanüre karşı buradayız. Suyumuzdan, bahçemizden, bağımızdan en önemlisi ormanımızdan olduk. Sularımızı tahrip ettiler ve doğal akan sularımız maalesef artık içilemiyor. Biz bu bölgede fındık ile geçimimizi sağlıyoruz. Siyanürle altın arama çalışması yapıldıkça burada fındığımız da, sebzemiz de meyvemiz de olmayacak. Bu yıl fındık olmadı, bizim çektiğimiz sıkıntıları biz biliriz. Yetkilerin bu konuda duyarlı olmasını, vatandaşın yanında yer almasını istiyorum” diye konuştu.
“Mahalleme ev yapmak istiyordum fakat bu durumlardan dolayı ev yaptırmaktan vazgeçtim” diyen 40 yaşındaki Şenel Yorulmaz, “Mahallemde ev yaptırmak için uzun diyebileceğim bir süre para biriktirdim. Ancak, bu siyanür işi çıktıktan sonra evi yaptırmaktan vazgeçtim. Benim gibi aynı niyette olan birçok insan da bu nedenle ev yaptırmaktan vazgeçtiler. Maden kurulduktan sonra burada yüksek tonajlı araçların geçmesi mahalledeki evlerimizin genelinde çatlaklar oluşmasına sebep oldu. Bizler çocuk değiliz. Yetkililerden sesimizi duymasını istiyoruz, bizler burada gerçekten mağdur durumdayız” şeklinde konuştu.
Tapulu yerlerini maden firmasının izinsiz kullandığını iddia eden Halil Bicil ise “Tapulu topraklarımızı izinsiz kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.
BOZ: “SİYANÜR GAZI DOĞAYA GİTMEYECEK, ÇEVRE VE İNSANLARA ZARAR VERMEYECEK”
İddialarla ilgili açıklama yapan Altıntepe Madencilik İşletme Genel Müdürü Hakkı Boz şunları söyledi: “Projemizi merak eden yöre halkımızın projeyi tanıma amacıyla bizleri ziyaret etmelerinden memnuniyet duyarız. Bizler burada komşuyuz sonuçta. Bu işletmeyi yöre halkı ile kuruyoruz. Bu yöredeki insanlar maden ocağımızda çalışıyor. Bizler de burada yaşıyoruz. Çevreyle barışık ve halkla iç içe bir çalışmanın yapılmasından memnuniyet duyarız. Bizler, halkımızdan gelen istekleri her zaman göz önünde bulunduruyoruz. Maden işletme çalışmalarına henüz başlamadık, şu an inşaat devam ediyor. 2015 yılının ilk yarısında üretime başlayacağız. Altın üretiminde siyanür liçi teknolojisi uygulanmaktadır. Düşük konsantrasyonlu siyanür çözeltisi cevher üzerine verilerek cevher içinde altının çözelti içerisine geçmesi sağlanacak. Bu işin temel işleyişi bu şekildedir. Siyanür kullanımı ve altın kazanımı sırasında her şey kontrol altında olup bölgede herhangi bir siyanür gazı yayılımı kesinlikle olmayacaktır. Bununla ilgili maden sahasına koyacağımız siyanür detektörleri ve tesisimizin içinde alacağımız tedbirlerle her şey kontrol altında olacaktır. Herhangi bir siyanür gazının doğaya gidişi söz konusu olmayacaktır. Burada kullandığımız teknoloji dünyada bilinen uygulanan en yüksek teknolojidir. Bu sayede kullanılan çözeltinin yer altı sularına karışması kesinlikle söz konusu değildir. Buradaki çalışmaların hazırlanmasında geçirimsiz tabakaların oluşturulması, kille sıkıştırma yapılması ve özel membran kullanılması gibi uygulamalarla çözeltinin herhangi bir şekilde içme sularına, yer altı sularına karışma durumu kesinlikle yoktur. ÇED taahhütleri kapsamında hem şirket içi kontrol hem de devletin kontrolü olacak şekilde yer altı sularından sürekli numuneler alınmak suretiyle bölgede herhangi bir kirlenme olmadığı sürekli izlenmektedir.”