MALATYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ‘LEPRA’ AÇIKLAMASI

MALATYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ‘LEPRA’ AÇIKLAMASI

Kronik bir enfeksiyon hastalığı olan Lepra hastalığına dikkat çekme adına her yıl ocak ayının son haftasında kutlanan ‘Dünya Lepra Haftası’ dolayısıyla bir açıklama yapan Malatya Halk Sağlığı Müdür Dr. Kemal Şener, “Lepra basilinin tek kaynağı insandır. Ağız ve burun salgıları ile yakın ve uzun süreli temas sonucu damlacık enfeksiyonu ile bulaşır” dedi.
Cüzzam, “Mycobacterium leprae” isimli basil tarafından oluşturulan, kronik bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ifade eden Doktor Şener, hastalığın değişik tiplerini tanımlayan en eski yazılı kaynakların MÖ 600 ve MÖ 400 yıllarına ait Hindistan ve Çin kaynaklı olduğunu söyledi. Milattan önce 2. yüzyıla ait eski Mısır mumyalarında da cüzzama ait belirtiler tespit edildiğini kaydeden Şener, Avrupa’da 15. yüzyılın başlangıcında cüzzamın son derece yaygın olarak bulunmakta iken 19. yüzyıldan itibaren sayını giderek azaldığına dikkat çekti.
Cüzzamın yol açtığı fonksiyon kayıpları, sosyal damgalanma ve dışlanma gibi etkileri nedeniyle özel bir sağlık problemi olduğunu vurgulayan Şener, 1980’li yılların başlarından bu yana yapılan etkili kampanyalar ve tedavilerle birden fazla ilacın birlikte kullanılması ile 16 milyondan fazla hastanın tedavi edildiğini ve hasta sayısının da önemli ölçüde azaldığını belirtti. Dünyadaki cüzzam hastalarının çoğunun Güneydoğu Asya, Afrika ve Batı Pasifik bölgesinde yer aldığını dile getiren Şener, 2012 yılında dünyada yeni tanı alan hasta sayısının ise 232 bin 857 olduğunu belirtti.
Türkiye’de Lepra hastalığı bildiriminin zorunlu bulaşıcı hastalıklar kapsamında olduğunu ve halen “Lepra Eradikasyon Programı” uygulandığını kaydeden Şener, “DSÖ lepra için eliminasyonu, hastalık prevalansının 10 bin de 1 vakanın altına indirilmesi olarak tanımlamış olup, ülkemizde de hastalık prevalansı 10 bin de 1 vakanın altındadır” ifadelerini kullandı.
Lepra basilinin tek kaynağının insan olduğunun altını çizen Dr. Şener, hastalığın ağız ve burun salgıları ile yakın ve uzun süreli temas sonucu damlacık enfeksiyonu ile bulaştığı ve daha çok çocukların hastalığa karşı duyarlı olduğunu vurguladı. Hastalığın kuluçka süresinin 3-12 yıl arasında değiştiğini ve ortalamasının ise 2 ila 4 yıl olduğunu belirten Dr. Şener, belirtilerin görülmesinin de bazen 25 yılı bulabildiğini kaydetti.
Lepra’nın belirtilerinin hafif deri belirtisinden, geniş yayılımlı çevresel sinir sistemi, göz, kemik, adale ve diğer dokuların tutulduğu, şekil bozuklukları ve sakatlıkların geliştiği bir tabloya kadar değiştiğini kaydeden Şener, “Cüzzam pek çok deri ve sinir hastalığını taklit eder. Hastaların büyük bir kısmında lepra tanısı basit muayenelerle konabilir. Ailesinde lepra hikayesi olan kişilerde de tanı kolaylıkla konulabilir. Cüzzam, erken tanı konulduğunda tedavisi kesin olarak yapılabilen bir hastalıktır. Erken tanı ve tedavi ile kalıcı sakatlıkların oluşması önlenebilir.
Tedavide, Dünya Sağlık Örgütü’nün uyguladığı çok ilaçlı tedavi protokolü uygulanır. Lepra hastalarının tedavi ve takipleri deri ve zührevi hastalıklar kliniklerinde yapılmaktadır. Ayrıca Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanserleri de lepra hastalarının takiplerini yapmaktadır. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz karşılanmaktadır.”