’MEDYA VE ALGI YÖNETİMİ’ BİRLİK VAKFI’NDA MASAYA YATIRILDI
İletişim Uzmanı Akademisyen ve Önder Genel Sekreteri Mustafa Canbey, 17-25 Aralık müdahale sürecinde, sosyal medyada oluşturulan sahte hesaplar üzerinden yayılan çarpıtılmış bilgilerle milli iradeye darbe yapılmaya çalışıldığına işaret etti.
Türkiye’nin yargı ve emniyette oluşan bürokratik oligarşinin siyasete müdahale ettiği yeni bir siyaset mühendisliğiyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Canbey, sosyal medyada üretilen içeriklerin geleneksel medyada, geleneksel medyada üretilen içeriklerin ise sosyal medyada yayınlandığının altını çizdi.
Birlik Vakfı Geleneksel Konferansları’nın bu haftaki konuğu İletişim Uzmanı Akademisyen ve Önder Genel Sekreteri Mustafa Canbey oldu. Kamu diplomasisi, algı yönetimi ve propaganda üzerine çalışmalar yapan Canbey, 2013 yılında Türkiye’de yaşananlara dikkat çekerek, “Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık müdahale süreçlerinin” propaganda anlamında önemli örnekler barındırdığını ve baştan sona algı yönetimi olduğunu söyledi.
Algı operasyonları ile milli iradenin hedef alındığını belirten Canbey, bu süreçlerde geleneksel ve sosyal medyanın önemli roller üstlendiğine işaret etti. Medyanın algı yönetimi süreçlerinde bir anahtar rol üstlendiğini ifade eden Canbey, “Son dönemin sihirli sözcüğü olarak karşımıza çıkan algı yönetimi çerçevesinde değerlendirildiğinde medya, bilginin üretildiği, abartıldığı ve çarpıtıldığı bir araç olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Algı yönetiminin kitleleri ikna etmek, yönlendirmek ve kamuoyu oluşturmak için kullanıldığına dikkat çeken Canbey, özellikle gezi eylemlerinde ulusal ve uluslararası medyanın haberleri çarpıtarak verdiğini söyledi. Gerçek olmayan ve çarpıtılmış bilgilerin sosyal medya aracılığıyla yayıldığını söyleyen Canbey, gezi olaylarının sosyal medyanın etkin kullanımı konusunda önemli bir eşik olduğunu belirtti.
2013 yılı sona ererken 17-25 Aralık müdahale sürecinde de sosyal medyanın rolüne değinen Canbey, bu dönemde Twitter’da oluşturulan sahte hesaplar üzerinden yayılan çarpıtılmış bilgilerle milli iradeye darbe yapılmaya çalışıldığına işaret etti. Türkiye’nin yargı ve emniyette oluşan bürokratik oligarşinin siyasete müdahale ettiği yeni bir siyaset mühendisliğiyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Canbey, sosyal medyada üretilen içeriklerin geleneksel medyada, geleneksel medyada üretilen içeriklerin ise sosyal medyada yayınlandığının altını çizdi.