Morbid Obeziteye Cerrahi Tedavi

Morbid Obeziteye Cerrahi Tedavi

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Koray Topgül, “Cerrahi tedavi ile morbid obezlerin çoğu hemen ameliyat sonrası diyabet ilaçlarını ve hipertansiyon ilaçlarını bırakmakta ve olumsuz sonuçlardan hızla uzaklaşmaktadırlar” dedi.
Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Koray Topgül, “morbid obezite” hakkında bilgi verdi. Obezitenin, çağın yaşam şeklinin ve beslenme yanlışlarının topluma, sağlığa ve ekonomiye getirdiği bir yük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koray Topgül, “Asrın vebası tanımlaması da buradan gelmektedir. Hiç kimse fazla kilolarıyla yaşamak istemez. Ancak morbid obezitede fazladan da fazla kilo var. Sadece yaşam konforunu azaltmaz bu durum. Uzun vadede eklem hastalıkları, karaciğer yağlanması, kalp ve damar hastalıkları, diyabet ve artmış kanser riski gibi olumsuz etkileri vardır. Tüm bu klinik durumlar aslında hem sağlık maliyetini artıran hem de kişinin ömrünü kısaltıp yaşam konforunu belirgin düşüren sonuçlara sahiptir. Ayrıca morbid obez hastalar şişmanlığın psikolojileri üzerindeki kötü etkileriyle de boğuşmak zorunda kalırlar ve birçoğu antidepresan ilaç kullanmak zorunda kalır. Evliliklerinde sorunlar yaşar ya da evlenme çağında olup şişmanlık nedeniyle evlilik isteklerini sonuçlandıramazlar” diye konuştu.
Morbid obezlerde yeme bağımlılığı olduğunu hatırlatan Topgül, “Morbid obezlerin başka bir sorunları da patlama tarzı yemeyle sonuçlanan aşırı iştahlarıdır. Uzun bir dönem diyet yapsalar da sonunda buna yenik düşerler ve verdikleri kiloları fazlasıyla geri alırlar. Dolayısıyla altta yatan hormonal bir neden yoksa bu hastaların en radikal ve gerçekten sonuç veren tedavileri cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavi ile morbid obezlerin çoğu hemen ameliyat sonrası diyabet ilaçlarını ve hipertansiyon ilaçlarını bırakmakta ve olumsuz sonuçlardan hızla uzaklaşmaktadırlar. İlk yılda fazla kilolarının yüzde 70’ini kaybedip kişisel güvenlerini yenilemekte ve giyinmekten, sosyal hayattan zevk alan insanlar olmaktadırlar. Sonuçlarına bakıldığında kronik süreçte sağlık ekonomisine de çok daha az yük oluşturmaktadırlar” şeklinde konuştu.
Morbid obezitenin cerrahi çözümler en temel olarak tüp mide ve baypas ameliyatları ile sağlandığını belirten Topgül, “Kelepçe diye tanımlanan gastrik banding ameliyatı dünyada ve ülkemizde giderek terk edilmiş bir yöntemdir. Hangi cerrahi tedavi daha uygundur sorusuna yanıt bence büyük oranda tüp mide ameliyatı olacaktır. Baypas ameliyatlarının daha ziyade metabolik cerrahi diye tanımladığımız ve diyabet tedavisini amaçlayan cerrahi tedavilerde kullanılmasından yanayım. Bir de süper obez dediğimiz beden kitle indeksleri çok yüksek hastalarda tercih edilmelidir. Tüp mide ameliyatlarında insan vücudunun iştah hormonun salgılandığı temel yer olan midenin fundusu dediğimiz kubbe kısmı çıkarıldığı için hastanın ameliyat sonrası iştah kaybı diğer yöntemlerden belirgin olarak fazladır. Dolayısıyla ameliyatın hemen sonrasında hasta yeme eylemini kontrol altına alabilmekte ve diyetine uyum sağlayabilmektedir” açıklamasında bulundu.
Mide ameliyatının daha fizyolojik, hasta ve cerrah için daha kolay ve komplikasyon riski daha az bir ameliyat olduğunu söyleyen Topgül, “Mide baypas ameliyatlarından sonra ciddi mineral ve vitamin eksiklikleri olmakta ve bu hastaları uzun dönemde çok olumsuz etkileyebilmektedir. Ayrıca diyabet kontrolü ve kilo kaybı açısından iki teknik arasında çok belirgin fark yoktur. Morbid obezite ameliyatları başarısı yüksek cerrahi tedavilerdir, ancak tedavinin temel ve belli bir parçasıdır. Diyetisyen, psikolog, endokrinolog gibi bu hasta grubunun değerlendirilmesi ve takibinde rol alması gereken uzmanlık dalları da tedavinin diğer parçalarıdır. O nedenle bu ameliyatlar, hem ameliyat öncesi ve hem de sonrasında hasta-hekim, hasta-kurum ilişkileri yoğun tedavilerdir. Doktor hasta iletişimi kesintisiz olmalıdır” dedi.