Nebati: “paralelcilerin İnlerine Gireceğiz”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, paralelcilerin inlerine gireceklerini belirterek, “Darbe girişiminde bulunanlar, bu dünyada cezanın en ağırını görecekler” dedi.
Nebati, 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Kastamonu’yu ziyaret etti. Kastamonu’da Şerife Bacı Öğretmenevinde Sivil Toplum Kuruluşlarıyla sabah kahvaltısında buluşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, şöyle konuştu: “2002 yılındaki seçimlerde Kastamonu halkının 3’te 1’inin destek verdiği AK Parti’ye son seçimlerde bu rakamın 3’te 2’ye yükselmesi bizleri mutlu ediyor. Ayrıca, Kastamonu halkının çoğunun gönlünde yine AK Parti’nin olduğunu biliyoruz. 30 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde partimizin adayı Tahsin Babaş’ı da desteklemelerinden dolayı bu önemli birlikteliğin ve kardeşliğin göstergesi olacağını inanıyorum.”
Üç yıldır göç eden Suriyelileri Türkiye’de yedirip içirdiklerini, yatırdıklarını, baktıklarını, hastalarını tedavi ettiklerini hatırlatan Nebati, şunları söyledi: “Millet, bunun farkında değil. Çünkü zenginiz, aynı zamanda gönlümüz zengin, hem milletin gönlü zengin, hem de devletin gönlü zengin, hem de devleti yöneten hükümetin genel başkanı, bakanları ve milletvekillerinin gönlü zengin. Bu dünyaya bedeldir.”
“Sofranızda bir parça peyniri eksik yiyin” diyen Nebati, çünkü şu anda Gazze’de insanların katledildiğini söyledi. 16 yaşındaki çocukların benzin içirilip yakıldığını anlatan Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sahilde çocuklar oyun oynarken cinayete kurban gidiyor. Öldürülen, şehit olan 2 bine yakın sivil vatandaşın nereden baksanız 500'ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Anne baba demeyi öğrenemeden, okulun ne demek olduğunu öğrenemeden insanlar katlediliyor. Biz, Gazze’nin yanı başında yaşayan bir topluluğuz. Suriye’de, Halep ve Şam’da yaşayan insanlar öldürülüyor. Ailelerin kanları içiliyor. Biz ise burada rahatız. Bu rahatlığı kıskananlar, bu rahatlığımızı dünyaya kötü bir örnek olduğuna inananlar iç ve dış mihraklar var. Bu iç ve dış mihraklar kendilerinin 1960 yılından itibaren kendilerine meşru yolu, yöntemi gerekçesi olan darbelerin sürekli hale getirmeye çalışıyor."
HESAP VERECEKLER
Darbe girişimlerine karşı AK Parti, genel başkan ve bakanların kadrolarıyla güçlü durduğunu anlatan Nebati, sözlerine şöyle devam etti:
"Çünkü milletin desteği çok yüksek. Ondan dolayı da bu darbe girişimcileri hesap vermeye başlıyor. Şimdi bakın, barbar bağırıyorlar, ‘bu operasyonlar niçin yapılıyor?’ diye. Alışkın değiller, 60 darbesini yapacaksın, Menderes’i idam edeceksin. Hesap soran, yok. 80 darbesini yapacaksın, insanları idam edeceksin, fişleyeceksin, ülkeden atacaksın. Hesap veren, soran yok. 28 Şubat sürecinde seçilmiş hükümeti düşüreceksin, insanları ötekileştireceksin, başörtüsünü kafasından çıkaracaksın kızlarımızın, hesap soran var mı, yok. Bunlar, bu alışkanlıklarla AK Parti döneminde darbe girişiminde bulundu. ‘Ergenekon dediler, Balyoz dediler, ay ışığı dediler, şunu dediler, bunu dediler. 28 Nisan bildirisinde bulundular ama hepsinde dik duran, sağlam duran hükümeti gördüler. 12 Eylül 2010 referandumuyla, artık hesap vermenin ne demek olduğunu da öğrendiler.”
Hükümete yönelik 17 ve 25 Aralık’taki operasyonların çok ciddi darbe girişimleri olduğunu aktaran Nebati, şunları söyledi: “Bizlere karşı ilk defa kullandıkları yöntem içerisinde yeni bir motifi kattılar arasına. Yani beraber yürüdüğümüz insanları da araya kattılar. Şimdi bu insanlar bize, niye operasyon yapıyorsunuz diye barbar bağırıyor. Hiç kusura bakma, sen milletin seçmiş olduğu, milletin iradesinin temsilcisi hükümete, parlamentoya, Başbakan’a darbe girişiminde bulunacaksın, ondan sonra da sen resmi otorite olarak, Mavi Marmara’nın gidişini engelleyeceksin. Diyeceksin ki: ‘İsrail’i resmi otorite kabul et, ne işin var burada?’ diyeceksin ama kendi ülkendeki resmi otoriteye karşı, paralel bir yapı oluşturup kendi amirlerinden ziyade, kendi imamlarından emir alacak pozisyona getireceksin, resmi otoriteyi tanımayacaksın, ‘Ben, Türkiye’deki resmi otoriteyi tanımıyorum, resmi otorite benim’ diyeceksin. Sonra, bu darbe girişimindeki ulusal ve uluslararası işbirlikçileriyle hareket edeceksin. Bu da yetmezmiş gibi, bir tarafta casusluk faaliyetinde bulunacaksın. Öbür tarafta Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nı dinleyeceksin, kriptolu telefonları dinleyeceksin. Sonra bunları dışarı servis edeceksin. Türkiye’nin iç ve dış güvenliğini pazarlayacaksın, sonra buna karşı operasyon başlatıldığı zaman, ‘Nasıl operasyonları başlatırsın’ diye barbar bağıracaksın. Hiç kusura bakma, bu operasyonlar yapılacak, devam edecek, hesap vermeyi öğreneceksin ve gerekirse inlerinin içine kadar girilecek, oradakilerin uzantıları kimse, nereye kadar gidiyorsa, tek tek bulunup adil Türk yargısına teslim edilecek. Hiç kimsenin bu operasyonları küçümsemesine, bu operasyonlardan dolayı algı oluşturulmasına ihtiyaç duymaksızın biz, devlet ve hükümet olarak gereğini yapacağımızdan onlar emin olsun. Şundan da yüzde 100 emin olsunlar. Bu darbe girişiminde bulunanlar, hesap verecekler, milletin önünde hesap verecekler ama onların hesabının en ağırı tarihe verecekleri hesaptır ve Allah’a verecekleri hesaptır. Çünkü Allah’ın adını kullanarak, kutsal dinimizi kullanarak, uluslararası işbirlikçileriyle darbe girişimde bulunmanın cezasının bu dünyada ağır olduğunu öğrenecekler, ama öbür dünyada bu cezanın çok maşeri ve ağır ceza olacağını ve hesap gününde çok ağır olacağını herkesin bilmezi lazım.”
ÜLKENİN GELECEĞİ ÖNEMLİ
Hiç kimsenin bu ülkenin kaderiyle, geleceğiyle ve 12 yıldır elde etmiş olduğu kazanımlarını kaybettirmeye hakkı ve yetkisinin bulunmadığını anlatan Nebati, şunları söyledi: “Bu operasyonlar sonuna kadar devam edecektir. Emniyette başladı ve emniyetteki uzantıları ile onun üzerine yönlendirenlere kadar gidecek. Ayrıca Türkiye’de nerede ve kim bu operasyonlara destek vermişse, bu operasyonlarda açık görev almışsa, bunların tamamı hesap vereceklerdir. Bu hesap AK Parti olduğu sürece, millette desteğini sürdürdüğü sürece ve millet bu desteğini sürdürürken ‘ben, hesap sormaya hazırım’ dedikçe sonuna kadar gidecek. Bunun göstergesi 30 Mart’tır. Çünkü 30 Mart’ta önce Ocak ayında Başbakan ve ekibi, ‘mahkum olacaklar, merak etmeyin’ diyenler, ’30 Mart’ta yüzde 30’un altına düşecekler ve bunlar gidecek’ diyenler, 10 Ağustos’a günler kala aynı şekilde bir takım operasyonlarla çatı aday getirdiler, şunu bunu yaptılar ama Allah hep milletten yana oldu.”
10 Ağustos’ta Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en önemli köşe taşını gerçekleştireceklerini belirten Nebati, şunları kaydetti: “Türkiye’de 12’inci Cumhurbaşkanlığı seçiminden ziyade Türkiye’nin cumhurun kendi reisinin seçeceği ve cumhurun kendi reisini seçerken de özgür iradesiyle bir değişime imza atacağı, bu değişiminde milletle beraber gerçekleştireceği bir dönem olacaktır. Bu dönemeçte 10 Ağustos’tan sonra inşallah dönmeyecek bir yola çıkmış olacak. Çünkü kaynağı milletten olan bir Cumhurbaşkanı, gücünü milletten alan bir parlamento, ikisi beraber yürüyecek ve ülkesine milletine bağlı olan kadrolar, ülkeye ve millete gelebilecek her türlü darbe girişimine karşıda hep birlikte hareket edecek ve ülkedeki her türlü safrayı temizleyecektir. Bu ülke artık darbecilerin hüküm sürdüğü, darbecilerin sözünün geçtiği, milletin tu kaka edildiği, ötekileştirildiği, ezildiği ve hor görüldüğü bir dönemin sonuna geldiğinin işaretidir. 10 Ağustos’tan sonra bu millet, devleti ile beraber ayağa kalktığı, zilletten izzete kalktığı, bundan sonraki yol kutlu bir yoldur, kutlu bir yolun yolcuları da bizleriz inşallah, bu kutlu yolculukta millet olarak biz varız, devlet olarak biz varız ve STK olarak biz olacağız. Burada etnik yapısı, dini, ırkı ne olursa olsun, önemli olan milletin birliği ve dirliğidir. Bununda kazanılmasında hepimizin kendi öz güvenimizi artıracak şekilde kol kola ilerletmesi bu ülkenin geleceğinde, çocuklarımızın geleceğinin inşasında en önemli yol haritasıdır.”
10 Ağustos’ta milletin bilinçli olarak sandığa gideceği bir seçim olacağını söyleyen Nebati, sözlerine şöyle devam etti: “Ama STK’larımızın da artık kendi tarafını net olarak ortaya koyması gerektiği bir tarihtir. Ya milletten yana ya da milletten yana değil. Biz, milletten yana olan STK’ların millete büyük yarar sağlayacağına inanıyoruz. Milletten yana olan STK’ların bu kutlu ve kutsal yolculukta inşallah milletimizle beraber her türlü özveride bulunarak yapmaları gerekenleri de eksik bırakmayacaktır.”
Nebati, beraberindeki heyetle Kastamonu Belediyesini ziyaret etti. Belediye önünde Belediye Başkanı Tahsin Babaş ve başkan yardımcıları tarafından karşılanan Nebati, daha sonra Babaş’ın makamına çıkarak ‘hayırlı olsun’ temennisinde bulundu. Belediye Başkanı Tahsin Babaş da, belediyenin yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi vererek, Nebati’ye Kastamonu’nun yöresel ürünlerinden oluşan hediye sepeti takdim etti.
Nebati, daha sonra Vali Şehmus Günaydın’ı makamında ziyaret etti. Ardından Nebati, Kastamonu Şerife Bacı Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu’nda, basına kapalı gerçekleştirilen teşkilat içi toplantıya katıldı.
Nebati’ye ziyaretlerinde, AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, AK Parti İl Başkanı Av. Metin Çelik, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Feridun Öztürk, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve partililer eşlik etti.