Niksar Ovası’nda Tehlike Çanlari Çaliyor
Türkiye’nin en verimli arazilerinden birisi olan Niksar Ovası’nda kaçak açılan su kuyularının tehlike arz ettiği bildirildi.
Yağışların azalması, aşırı sıcaklar ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle ovada doğal bir felaket yaşanıyor. TEMA Niksar İlçe Temsilcisi Tahsin Çamkerten, “çölleşme” uyarısı yaparak, “Kuraklık yüzünden sulama için yer altından su alınıyor. DSİ kuyu açma izni vermiyor ancak dinleyen yok, kuyular ovayı delik deşik etmiş durumda. Tehlike çanları çalmaya başladı" dedi.
Çamkerten ovada sürekli inceleme ve gözlemlerde bulunduğunun altını çizerek, “32 yıldır Niksar ve çevresinde eko sistemin toprağın havanın suyun düzenli bir şekilde her yıl ilkbahar, yaz, sonbahar, kış noktasında takip ediyorum. Bu yıl 2014 Mart ayından sonra bu güne kadar 5 aydır doğru dürüst yağmur yapmadı. Böyle bir kuraklık görülmedi. 90-95 yaşlarındaki büyüklerimize de soruyorum ‘böyle bir kuraklığı, suyun debisinin bu kadar aşağılara çekildiğini görmedik’ diyorlar. Bunun yanında bu sene meyve ve sebzelerin yanması söz konusu. Geçen yıl 1 liraya aldığımız incirin kilosu bu sene 6 lira oldu. Aynı zamanda Niksar’ın incisi olan cevizde de çok büyük yanmalar oluştu” diye konuştu.
Ovada kaçak su kuyuları açıldığını ifade eden Çamkerten, “Çiftçi bir şekilde tarladaki ürününü sulamak için suya ihtiyacı var, ama yeterli su yok. Birçok yerde kaçak su kuyularının açıldığı görülüyor. Tabi bu kuyuların açılması yasak ve büyük cezaları olmasına rağmen vatandaş yinede açıyor, bunu da takip ve kontrol eden de ne yazık ki yok. Biz bu yılki kuraklığı doğal bir felaket olarak görüyoruz. Bölgemizde, ülkemizde, dünyamızda maalesef iklim değişikliğinden dolayı bu kuraklıkları yaşıyoruz. Vatandaşların çoğu bu bölgede bu zamana kadar kuraklık yaşanmadığını, ne zaman hidroelektrik santralleri (HES) yapıldıktan sonra bölgenin ikliminin değiştiğini düşünüyor. Eğer önümüzdeki yıllarda da böyle bir kuraklık yaşanacak olursa HES’lerin de ön plana çıkacağını, eko sisteme zarar verdiğini kabulleneceğiz. Bu sadece bizlerin değil bilim adamlarının düşüncesi de bu yönde. Zaten artık HES’ler için de su kalmadı. Kepçelerimiz, dozerlerimiz var ama ırmaklarımız bitti. Enerjiye de ihtiyacımız var ama tabii ki yenilenebilir enerjiyi savunuyoruz. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, gelişmiş ülkeler bunu çok iyi bir şekilde değerlendiriyorlar. Bizde ülke olarak, ilgili bakanlıklar olarak hükümet olarak galiba bu enerji seçeneklerine yöneleceklerini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
“KAVAK OVAYA ZARAR VERİYOR”
Niksar Ovası’nda son yıllarda büyük oranda kavak dikildiğini belirten Çamkerten, “Kavak ağacı insan sağlığı ve toprak için zararlı bir şeydir. 15 senede ürün alınabilen bir ağaç türüdür, çevreye ve eko sisteme zararı vardır, insanlık içinde kanserojendir. Biz daha önce her mahallede bir kanser hastası olacak diyorduk ama gelinen bu noktada neredeyse her evde bir kanser hastası var. Kavak ağacının Niksar Ovası’nda bir alternatif olarak düşünmüyorum, aksine zarar verdiğini, çiftçilerimizi tembelleştirdiğini düşünüyorum. Yılda üç ürün veren araziye kavak dikerseniz memleketimize ülkemize insanımıza zarar vermiş oluruz. Biz insanlar olarak kirlettik, tedbir alacak olanda yine bizleriz. Eğer radikal tedbirler almaz isek sadece önümüze bakarsak çevremizi, sularımızı kirletirsek sonumuz felaket olacaktır. Bu tedbirleri almak sadece TEMA’nın değil her bireyin görevidir. Yaşanabilir bir dünya için her insan üstüne düşen görevi yerine getirmeli ve eliyle birlikte başını taşın altına koyması gerektiğini ifade ediyorum, sonuçta başka Niksar Ovamız yok” ifadelerini kullandı.
“KAVLAĞANLIK TAŞKIN BENDİ TEHLİKE ARZ EDİYOR”
TEMA Temsilcisi Çamkerten Kavlağanlık bölgesinde bulunan su taşkın bendinin içerisinin de tamamen dolduğunu dere içerisinde büyüyen ağaçların bir ormanı andırdığının da altını çizerek şöyle konuştu: “Buraya dere yatağı demeye bin şahit ister, ağaçlar büyümüş dere yatağını kapatmış, su rahat hareket edemez olmuş. Muhtemel bir sel felaketinde ilçe merkezinde korkunç sonuçlar oluşacaktır.”
Çamkerten sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Metrekareye 400 litre yağmur düştüğü zaman bu dere yatağı bu vadiden ilçe merkezine doğru gidecek olan suyu Çanakçı Deresi kaldırmaz, birçok noktada dere üzerinde köprüler yapıldı, su boruları geçirildi. Allah korusun bir sel felaketinde suyun sürüklediği ağaç dalları oralara takılacak ve büyük sıkıntı ondan sonra görülecek. Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinden dolayı birçok il ve ilçe seller altında kalırken, bizde Niksar’da böyle bir felaketin yaşanmaması için şimdiden uyarıyoruz. Yüksek oranda yağacak olan bir yağışta felaketin önüne kimse geçemez, taşkınlar olacaktır, suyun akış güzergahı tamamen ağaçlarla kapanmış durumda. Sonuçta sel kaçınılmaz ve ilçe merkezini alıp götürür, Allah göstermesin mal kaybının yanı sıra can kayıpları da yaşanabilir. 15-20 yıldır vadi içerisindeki dere yatağındaki ağaçlar kesilmemiş ıslah edilmemiş. İnşallah bir felaket olmaz temennisinde bulunuyorum ama bazı şeyleri gerçekleşmeden tedbiri almak gerektiğine inanıyorum.”
Çamkerten yetkilileri de uyararak, “Niksar’da Devlet Su İşleri şubesi geçtiğimiz yıllarda kapanmıştı. Şu anda bir şubesi yok. Belediye topu Devlet Su İşleri’ne atıyor, konu belediyenin bünyesinde değilmiş. Biz de inşallah bir felaketin olmaması için dua ediyoruz ve bir kez daha yetkilileri göreve davet ediyoruz. ‘Suya durun şehri boşaltıyım ondan sonra geçersin’ deme şansınız yok. Su hayattır, canlılar için olmazda olmazdır ama suyu kontrol edemezseniz sonunda bir felaket olur” şeklinde sözlerini noktaladı.