Organik Kampüs Kapılarını Açtı
Türkiye’nin ilk organik üniversite kampüsü, dönemin ilk dersine giren öğrencilerden tam not aldı.
Öğrencilerin, öğretim üyelerinin ve okul çalışanlarının sağlığını korumak ve doğaya zarar vermemek amacıyla inşa edilen Türkiye’nin ilk organik üniversite kampüsü, 2014-2015 Eğitim-Öğretim dönemiyle beraber kapılarını açtı. Kâğıthane’deki eski çivi fabrikasını, doğa dostu bir kampüse dönüştürerek öğrencileriyle buluşturan Nişantaşı Üniversitesi, inşaat sırasında insan sağlığına zarar vermeyen doğal malzemeler kullandı. Kağıthane’de yapımı devam eden metro ve tünel projelerinin sağladığı ulaşım kolaylığı dikkate alınarak inşa edilen organik kampüs, sağlıklı yaşamın gerektirdiği teknik altyapı ve sosyal alanları bir araya getirdi. Bayrampaşa ve Osmanbey kampüslerinin ardından üniversitenin üçüncü kampüsü olan organik kampüs, açık havada olmasına rağmen sigara içilebilen ve içilemeyen alanların birbirinden ayrılmasıyla dikkat çekiyor.
“İSTANBUL’UN EN İYİ KAMPÜSLERİNDEN BİRİ”
Organik kampüsün kendilerine sunduğu imkânları çok iyi değerlendirdiklerini belirten Nişantaşı Üniversitesi İç Mimarlık bölümü birinci sınıf öğrencisi Ecem Erbaş, “Organik kampüs çok geniş, ferah ve güzel. Kampüsün bize sunduğu sosyal imkânlar oldukça geniş. Okulun içerisinde bulunan kafesiyle, sigara içilebilen ve içilemeyen alanların birbirinden ayrılmasıyla da oldukça farklı bir yer” diye konuştu.
Organik kampüsün, İstanbul’un en iyi kampüslerinden biri olduğunu söyleyen Nişantaşı Üniversitesi Uçak Teknolojileri bölümü ikinci sınıf öğrencisi Halilcan Tank ise “Kampüsteki yeşil alanlar, basketbol ve futbol sahaları, geniş ve ferah derslikler bizim için büyük avantaj. Sigara kullanmadığım için benim açımdan önemli şeylerden biri de açık havada dahi sigara içilmeyen alanların ayrılması. Bence organik kampüs, İstanbul’un en iyi kampüslerinden biri” ifadelerini kullandı.
“DOĞA DOSTU VE ULAŞIMI KOLAY BİR KAMPÜS”
Doğa dostu ve ulaşımı kolay bir kampüs inşa ettiklerini belirten Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin, “İstanbul için önemli bir sanayi üretim merkezi olan ve büyük bir değişim yaşayan Kâğıthane’deki eski bir çivi fabrikasını üniversite binası olarak yüksek öğretime kazandırdık. İnşaat sırasında doğaya geri döndürülebilecek malzemeler tercih edildi. Böylesine yeşil ve güzel bir kampüs oluşturabilmek kolay değil ancak üniversite olarak bunu kısa bir sürede başardık” şeklinde konuştu.
Sadabad Kampüsü’nün sahip olduğu konsept, tasarım ve mimari nedeniyle öğrenci ve velilerin şaşırdığını söyleyen Nişantaşı Üniversitesi İcra Kurulu Üyesi Burak Kılanç, “Sadabad Kampüsü, Kağıthane Deresi’nin içinden geçtiği değerli bir vadide kuruldu. Ayrıca birçok üniversitenin kampüsü bulunduğu için buraya ‘üniversiteler vadisi’ de diyebiliriz. Farklı bir konsept, tasarım ve mimariye sahip olduğu için bazı öğrenciler ya da velilerimiz şaşırıyor. Kampüsün organik olmasından dolayı sentetik boya bile kullanılmadı. Nişantaşı Üniversitesi’nin öğrencisi olan ya da olmayan herkes burayı görmeli” ifadelerine yer verdi.