(özel Haber) 20 Yıldır Alanında İlk Ve Tek
Son teknolojiyle yenilenerek kapasitesi arttırılan ve Türkiye’de alanında tek olma özelliğine sahip Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nün açılışı yapıldı.
1993 yılında 496 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan, 1994 yılında faaliyetlerine başlayan ve halen Türkiye’de alanında ilk ve tek olma özelliğini taşıyan Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nde, yenileme ve kapasite arttırma çalışmalarının ardından açılış töreni düzenlendi. Eskişehir’in yanı sıra bütün ülkeye hizmet veren enstitünün açılış kurdelesi Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, rektör yardımcıları Prof. Dr. Yücel Güney, Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı ve Prof. Dr. Adnan Özcan ile Enstitü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken tarafından kesildi. Ardından Enstitü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken, başta Rektör Gündoğan olmak üzere rektör yardımcılarına ve diğer katılımcılara A’dan Z’ye son teknolojiyle yenilenen enstitüyü gezdirerek bilgilendirme yaptı. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Gündoğan, Türkiye’nin birçok kentinden gelen ve burada çocukları eğitim gören ailelerle sohbet etti.
Rektör Gündoğan, çocuklara en kaliteli hizmeti verebilmek için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını, bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini söyledi. Gündoğan, “Biz bunun çok hayırlı bir hizmet olduğunu düşünüyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha da geliştireceğiz. Elimizden geldiğince, devletimizin, milletimizin imkanlarıyla siz ailelere katkı sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
“KURULDUĞU GÜNDEN BUGÜNE ENGELLİLERİN EĞİTİMİ KONUSUNDA HASSAS BİR ÜNİVERSİTESİYİZ”
Anadolu Üniversitesi’nde engellilerin eğitimi konusunda yapılan çalışmaları anlatan Prof. Dr. Naci Gündoğan, üniversitenin kurulduğu günden bugüne engellerin eğitimi konusunda hassasiyeti olduğunu kaydetti.
Anadolu Üniversitesi’nin özellikle İşitme Engelli Çocukları Eğitim Merkezi, Engelliler Entegre Yüksekokulu daha sonra Engelliler Araştırma Enstitüsü gibi birçok birimi bünyesinde bulundurduğuna dikkat çeken Rektör Gündoğan, “Üniversitelerin temel 3 tane görevi var. Bir tanesi eğitim-öğretim faaliyeti, bir diğeri araştırma-geliştirme faaliyeti, bir diğer görevi de topluma katkı sunmaktır. Tabii üç faaliyeti de biz birbirinden ayırmıyoruz. Bunlar birbirini bütünleyen faaliyetler. Özellikle engelliler eğitimi konusunda üniversitemizde öğrenci yetiştiriliyor, bir taraftan araştırma yapılıyor, diğer taraftan da topluma hizmet sunulmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
“SADECE ESKİŞEHİR’E DEĞİL, TÜM TÜRKİYE’YE HİZMET SUNUYORUZ”
Gündoğan, “Bugün burada açmış olduğumuz yeni birim de aslında bunun tezahürü” diyerek, şöyle devam etti:
“Aslında Engelliler Araştırma Enstitümüz geçmişten bugüne çok olumlu hizmetler sunuyordu fakat kapasitemiz biraz yetersizdi. Son bir yıl içerisinde hem fiziksel alanlarımızı geliştirdik hem de eğitim-öğretim kapasitemizi arttırarak daha çok çocuğa hizmet sunmaya başladık. Mesela bugün burada hizmete açtığımız merkezde yaklaşık 300 çocuk hizmet görüyor. Tabi insanlar bu hizmeti almaya çok uzak yerlerden geliyorlar. Sadece Eskişehir’e değil, tüm Türkiye’ye hizmet sunuyoruz. Maalesef Türkiye’de özellikle zihinsel engelliler alanında bakım hizmeti sunan kamu kurumu sayısı çok fazla değil. Yetersiz kalıyor. Bu açığı da kapatmak için biz bu merkezin kapasitesini bir kat daha arttırdık. İnşallah önümüzdeki yıl daha da arttıracağız.”
“BURADAKİ EĞİTİM HİÇBİR YERDE YOK”
Çocuğunun eğitimi için Eskişehir’e gelen bir anne, “Biz bu yıl çocuğumuzun eğitimi için dışarıdan geldik. Ama buradaki eğitim hiçbir yerde yok. Çok memnunuz. Hocalarımız çok iyiler. Allah onlardan da razı olsun. Bu imkanları sağladığınız için çok teşekkür ederiz. Bizi bırakmayın, elimizden tutun. Çok ihtiyacımız vardı. Çocuğumda da burada eğitime başladığından beri çok büyük gelişmeler var" dedi.
ENGELLİLER ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ’NÜN FAALİYET ALANLARI
Enstitünün faaliyet alanları ise şöyle:
“0-8 yaş arasında gelişimsel geriliği/yetersizliği olan ya da risk altındaki çocukların gelişimsel, davranışsal ve eğitsel değerlendirmesini (tarama, gelişimsel/eğitsel tanılama) yapmak. 0-6 yaş arasında gelişimsel geriliği/yetersizliği olan çocuklara bireysel ve/veya kaynaştırmaya dayalı grup öğretim seçenekleri sunmak. 6-8 yaş arasındaki gelişimsel geriliği/yetersizliği olan çocuklara kaynaştırma sürecinde bireysel eğitim desteği sunmak. Gelişimsel gerilik/yetersizlik alanında ölçme ve değerlendirme araçları, eğitim/müdahale (davranışsal/gelişimsel) programları (müfredatları) geliştirmek ve/veya uyarlamak. Gelişimsel gerilik/yetersizlik gösteren çocukların ailelerine yönelik kültürel değişkenleri de temel alan ve ailelerin psikolojik iyi olma hallerini destekleyecek ulusal paket programlar hazırlamak. Gelişimsel geriliği/yetersizliği olan ya da risk altındaki çocukla çalışan uzman/eğitimcilere yönelik bilimsel ve güncel bilgilendirici kılavuz kitap, broşür hazırlamak ve eğitim seminerleri düzenlemek. Anadolu Üniversitesi’nin diğer birimlerine lisans ve lisansüstü öğretim ve lisansüstü tez yönetimi desteğinde bulunmak.”