(özel Haber) - Aşık Nurşah’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Özel Mani

(özel Haber) - Aşık Nurşah’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Özel Mani

Eskişehirli Aşık Nurşah, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için anlamlı bir mani yazarak çağrıda bulundu.
Eskişehirli Aşık Nurşah olarak tanınan asıl ismi Durşen Mert olan sanatçı, Cumhurbaşkanı ile görüşebilmek için mani yazarak çağrıda bulundu. Bu zamana kadar Cumhurbaşkanları ve Başbakanlarla görüşen Aşık’ın tek dileği Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek. Erdoğan’a sesini duyurmak için mani yazan ve okuyan Mert, eserlerinin de toplanarak üniversitelerde okutulmasını istiyor.
“BİR AŞIK OLARAK CUMHURBAŞKANIMI TANIMAK İSTERİM”
İçinden geldiği için maniyi yazdığını ifade eden Mert, “Onun için tanış olmak, görüşmek amacıyla bir aşık olduğum için dörtlük yazdım. Bugün benim Türkiye’min başında bir Cumhurbaşkanı varsa, bir halk ozanı olarak elbet tanımak isterim, elbet görüşmek isterim. Ben devletime, milletime başımızda büyüklerimizin olmasına Türkiyemiz adına hep dua eden bir insanım. Şuanda ki Cumhurbaşkanımıza niçin söylemeyeyim? İçimden bir ilham geldi. Ben kimim ki, acizane bir kulum. Ama bana bunları söyleten yüce Rabbim. İsterse bana burada bir kelime söyletmez. Allah’ın huzurunda yemin ederim ki bu söylediklerim ısmarlama değil. Rabbim verdi güzel olanı ben konuştum. Rabbim vermese zaten konuşamam. Ben Cumhurbaşkanımıza içimden bu şekilde bir mani geldi ve sesledim. Uzaktan uzağa dünya kurulmaz. Yakından yakına dünya kurulur. Sayın Cumhurbaşkanım beni tanımaz, ben onu tanırım. Her gün izledim. Beni bu kadarcık bir dörtlüğümden duysun ki, benimle bir kere görüşsün. Bu dünyada insanoğlunun kaşı gözüne değil, bir iki boş sözüne değil, Şair ne demiş,‘İşte geldim gidiyorum. Şen olasın Halep şehri’ diye konuştu.
“ESERLERİM ÜNİVERSİTELERDE OKUTULSUN”
Cumhurbaşkanı ile görüşürse, eserlerinin bir araya toplatılmasını isteyeceğini sözlerine ekleyen Aşık Nurşah, sözlerine şöyle devam etti:
“Benimde belki sabah belki akşam gözlerim yumulabilir. Elimde ki dokümanlar, elimde ki eserler, şiirlerim, müziklerim ve ilahilerim var. Ben bunları evimde bakileştiremem. Bunlar benim sağlığımda devletimizin, milletimizin bünyesine girsin. Ben Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlıyım. Bakanlığın bünyesinde benim eserlerim var. Ancak oradaki eserlerim ancak koruma altında. Bakanlık ancak bu eserleri koruyup, arşivliyorlar. Ben istiyorum
eserlerim ki üniversitelere girsin. Buradan Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, benim eserlerimi üniversitelere koysunlar ki ben yavrularıma faydalı olayım. Öğrenciler, benim eserlerimle kep giydikçe, mezun oldukça ve ilerledikçe ben mutlu oluyorum. Ben öğrencilerden sadece Allah razı olsun sözü bekliyorum. Başka bir şey beklemiyorum. İnsan oğlu soğan ekmekle de doğar, bal ekmekle de doğar. Öğrencilere ben dokümanlarımı bırakayım da onlar sınıf geçtikçe, kep giydikçe ve başarılandıkça benim eserlerimle, bunların sevabının amel defterime yazıldığımın inancındayım.”