(özel Haber) Filistinli Doktorlardan Savaşın Özeti

(özel Haber) Filistinli Doktorlardan Savaşın Özeti

Türkiye’ye getirilen Gazzeli yaralıları tedavi eden Filistinli Dr. Anvar Abogazar, savaşın yıkımını ve korkusunu, “Ailemizle günlü olarak irtibattaydık. Telefonu heyecanlı açıyorduk. Bana, ‘Kardeşin, baban, annen şehit oldu’ diye haber gelecekmiş gibi bir his içerisindeydim. Yani çok zor bir durumdu” sözleri ile özetledi.
İsrail’in Filistin’e son gerçekleştirdiği saldırılarda yaralanan ve aileleri ile birlikte tedavi edilmek üzere askeri uçakla Afyonkarahisar’a getirilen Gazzeli yaralıların tedavileri devam ederken, yaralıların tedavi gördüğü Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan ve hemşehrilerine müdahale eden Filistinli doktorlar; savaşın şiddetini, acımasızlığını ve yıkımını anlattı.
Hastanede görev yapan Kardiyoloji Araştırma Görevlisi Dr. Anvar Abogazar, kendi ülkeleri bombalanırken olup bitene dışarıdan seyirci kalmanın çok acı ve üzüntü verici olduğunu kaydederek, bir daha savaş çıkmayacağının garantisi olmadığını söyledi. Savaşta yaralanan Gazzelilerin Türkiye’ye getirilip tedavi edilmesinin kendileri için sevindirici olduğunu kaydeden Dr. Abogazar, yaşadığı duyguları şöyle anlattı:
“Filistin’de olaylar, bombalamalar devam ederken biz burada derin bir üzüntü içerisindeyiz. Sürekli yaralı ve şehit haberleri geliyordu, duadan başka elimizden gelen de bir şey yoktu. Benim eşim haricinde bütün ailem Gazze’de oturuyor. Ailemizle her gün irtibattaydık ve her an ailemizden kötü bir haber duyabilme ihtimalimiz vardı. Her telefon açtığımızda heyecanlı açıyorduk, bana, ’Kardeşin, baban, annen şehit oldu’ diye haber gelecekmiş gibi bir his içerisindeydim. Yani çok zor bir durumdu. Allah’a şükür o günleri atlattık ama yine o eski günlerin üzüntüsünü yaşıyoruz. Yakın akrabalardan olmasa da uzak akrabalardan üç şehidimiz olmuştu. Bu dönem kısmen geçti ama tekrarlanmayacak diye bir garanti yok. Allah yardımcıları olsun. Filistin’den, Gazze’den yaralılar gelince bizde bu duygular canlandı. Haberlerde duyduğumuz yaralıları canlı canlı görmek, onlarla ilgilenmek, az da olsa yardımcı olabilmek bizleri duygulandırdı. Tabii ki daha fazla yardımcı olabilmek isterdik ama elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağız. Hemşehrilerimle karşılaşmanın sevinci, aynı zamanda onların düştüğü durumun üzüntüsü ile karışık duygular içerisinde onlarla ilgilenmeye çalışıyoruz. Kesin bir gün döneceğim ama tabii faydalı bir şekilde döneceğim. Burada uzmanlığı bitirip uzman olarak memleketimize, ülkemize faydalı olacak şekilde döneceğiz. Oradaki hastanelerin de tabii imkanları az olduğu için durumu kötü.”
“4 KUZENİM ŞEHİT OLDU”
Hastanede beyin ve sinir cerrahisi araştırma görevlisi olarak görev yapan bir başka Filistinli doktor Usame Rakip ise, hemşehrilerini tedavi etmenin vatanseverlik duygularını uyandırdığını söyleyerek, yaralıların da gördükleri muamele ve tedaviden çok memnun olduklarını söyledi. Daha önceki saldırılarda ailesinden kayıplar verdiğini ve kuzenlerinin şehit olduğunu belirten Dr. Rakip, “1995 yılında Türkiye’ye geldim. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni 2002 yılında bitirdim. Filistinli olarak biz onlara değil, aslında kendimize yardım ediyoruz. Keşke daha fazlası yapılsa. Onun için biz onlara değil, onlar bize yardım ediyorlar. Yaptıklarımızla vatanseverlik duygularımızı biraz daha fazla hissetmiş oluyoruz. Onlar geldiğinden beri resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları daha fazla nasıl yardım edebiliriz diye bir çaba içerisindeler. Bizimkiler, yani Gazzeli yaralılar hayatlarından öte, gördükleri tedavilerinden memnunlar. Şu anda herhangi bir sıkıntı yaşamadan tedavilerine devam ediyoruz. Ben de Gazzeliyim, benim iki amcamın oğlu ve iki dayımın oğlu şehit oldu. Altı yeğenim yaralı, onların annesi de yaralı. Emir diye hatta haberlerde de çıktı, o benim yeğenim. Çok ağır yaralı, maalesef İsrail hastanesinde tedavi görüyor, Türkiye’ye getirmek istedik ama izin verilmedi. O da ağır yaralı. Akciğer yetmezliği oluşmuş” dedi.
“BİR GÜN ÜLKEME DÖNECEĞİM”
Dr. Rakip, "Bir süre sonra Türkiye’de göreviniz bittiğinde ya da savaş bittiğinde dönmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna ise, “Allah’ın izniyle bir gün oraya gideceğiz ve aynı şekilde görevimize devam edeceğiz” dedi.
Öte yandan, İsrail’in son saldırılarında göçük altında kalan ve tedavi için Afyonkarahisar’a getirilen Hira ismindeki 6 yaşındaki kız çocuğunun bacağına doku nakli yaptıklarını ifade eden doktorlar, hastanedeki diğer hastaların tedavilerinin devam ettiğini söyledi.