Özpolat, Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini Değerlendirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yurtdışı İlişkiler Koordinatörü ve Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, Kahramanmaraş’ta düzenlediği basın toplantısında cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi.
CHP İl Başkanı Esat Şengül’ün de hazır bulunduğu toplantıda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun uluslararası politikalarını yönelik eleştirilerde bulunan Özbolat, “Cumhurbaşkanı adayımız Türkiye’nin birçok yerini dolaşıyor, vatandaşlarla birebir temas ediyor. Sayın Başbakan gibi, devletin imkanlarıyla, sahte plakalar kullanarak, bakan arabalarını kullanarak yada devletin valilerini, kaymakamlarını, müsteşarlarını, bakanlarını kullanarak değil kendi bütçesiyle mütevazi bir seçim kampanyası yürütüyor” dedi.
Özbolat, konuşmasının devamında, “Bunu üzülerek söylüyoruz çünkü şu an rehin olan diplomat dünyada bir tek Türkiye’nindir. Musul’da gelişen tehlike karşısında dünyanın bütün diplomatları, kendi ülkeleri tarafından tahliye edilmiştir. Bir tek Türkiye diplomatlarını çekmemiştir. Bunun sebebi, korudukları IŞİD’in diplomatlarımıza bir zarar vermeyeceğiyle ilgiliydi. Ama Sayın Başbakan şunu bilsin ki dünyadaki bütün terör örgütlüleri, kendisini koruyan, kollayanları önce ısırır. El-Kaide de Amerika tarafından korundu, kollandı sonra İkiz Kule’ler ve Pentagon başta olmak üzere Amerika’yı vurdu. Onun için terör örgütleriyle devlet ilişkisi kurmak, hiçbir devlete bugüne kadar yarar sağlamamıştır. Sayın Başbakan'a, Davutoğlu’na ve hükümetine de yarar sağlamayacaktır” ifadelerine yer verdi.
"TÜRKİYE İÇ SAVAŞA DOĞRU GİDİYOR"
Özpolat, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Sadece konuşmak yetmiyor. Gazze’ye gideceğini söylemişti. Niye gidemediğini şimdi burada anlatmayacağım ama o sahte kabadayılıklarla İsrail’le olan ilişkilerini örtmesi mümkün değildir. Sanıyorum eğer bu gidişe dur denmezse, bir müddet sonra da Türkiye de bu bataklığın içerisine girecektir ne yazık ki. Eğer bir dur denmezse; Türkiye de bir iç kargaşaya, iç savaşa doğru gidiyor. Türkiye’nin parlamenter sisteminin dışında bir çıkışının, çaresinin olmadığı bilindiği halde padişahlığa özenmek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden birisidir.”