Paris’te Öldürülen 3 Kadın İçin Adliye Önünde Basın Açıklaması

Fransa’da 2013 yılında Sakine Cansız’ın da aralarında bulunduğu 3 kadının öldürülmesine ilişkin olayın 2’inci yıl dönümünde Özgürlükçü Hukukçular Derneği basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Paris katliamının aydınlatılması, barış ve çözüm sürecindeki samimiyetin temel göstergesi olacaktır” denildi.
Paris’te 9 Ocak 2013’te öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez için Özgürlükçü Hukukçular Derneği(ÖHD), İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. ÖHD üyesi avukatlar adına yapılan açıklamada, “Kürt kadın hareketinde de önemli yere sahip olan Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katliamının ikinci yıldönümü. 7 Ocak’ta siyasi mizah dergisi Charlie Hedbo’ya yapılan katliamı kınamak için de buradayız. Bu katliam nasıl Kürdistan’da, Kobani’de, Kürtleri soykırım kıskacına almış olan DAİŞ’in ve Afrika’daki Boko Haram örgütünün faaliyetleriyle, bugün Fransa’da gerçekleşen katliam da aynı zihniyetin ürünüdür. Bu anlamda bu katliamı gerçekleştirenleri kınıyoruz” denildi.
“TÜRKİYE VE FRANSA’DA YÜRÜTÜLEN SORUŞTURMALAR İLERLEMEDİ”
ÖHD adına basın açıklamasını okuyan avukat Şule Recepoğlu, olayın üzerinden iki yıl geçtiğini belirterek, “9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin katledilmesinin üzerinden tam iki yıl geçti. Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, olayın tarafı ve soruşturmakla yükümlü devletler olarak Türkiye ve Fransa’nın yaklaşımı ise katliamın gerçek yüzünün açığa çıkarılmasından ziyade üstünü örtme ya da yön saptırma niteliğinde gelişmiştir. Hem Fransa hem de Türkiye’de yürütülen soruşturma da bir ilerleme kaydedilmemiştir” dedi.
“KATLİAMIN AYDINLATILMASI ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ SAMİMİYETİN GÖSTERGESİ OLACAKTIR”
Avukat Recepoğlu, “Paris katliamının aydınlatılması ve faillerinden hesap sorulması başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkların ve kesimlerin çözüme ve barışa olan inancını ve güveninin arttıracaktır. Paris katliamının ucu nereye giderse gitsin her yönüyle aydınlatılması demokratik bir hukuk anlayışının gereği, barış ve çözüm sürecindeki samimiyetin temel göstergesi olacaktır. Aksi bir tutum, yani hakikatlerin perdelenmesi ise hakiki olmayan bir hukuk ve barış iradesi anlamına gelecektir” ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamanın ardından grup sessizce dağıldı.