Recep Bozlağan: “kobani’ye Değil, Aynaya Bakın”

Recep Bozlağan: “kobani’ye Değil, Aynaya Bakın”

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, IŞİD’i protesto ve Kobani’yi destekleme adına sokaklarda terör estirenlerin Kobani’ye değil, aynaya bakmaları gerektiğini söyledi. Bozlağan, “Protestocular hükümetin niyetini sorgulayacağına, kendi niyetlerini de sorgulasınlar” dedi.
Katıldığı bir programda gündemdeki konularla ilgili değerlendirmede bulunan Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan Kobani’nin, IŞİD’in bölgedeki ilerleyişi sonucunda çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu yüz binin üzerinde insana Türkiye’nin kucak açtığını söyledi.
“HEDEFLERİ IŞİD DEĞİL, TÜRKİYE CUMHURİYETİ”
Protestoları gerçekleştirenlerin Kobani’ye değil, aynaya bakmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Recep Bozlağan, “Hükümet, sığınmacıların rahat etmesi için bütün imkanları seferber etmiş vaziyette, tıpkı Suriye’nin diğer bölgelerinden gelen yüz binler için yaptığı gibi. IŞİD’in kuzey Irak ve kuzey Suriye’deki ilerleyişi karşısında, o bölgelerde yaşayan Kürtlere destek verme bahanesiyle sokak gösterileri yapanların hedefinde IŞİD değil Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti var. Bahane ise hükümetin IŞİD’i desteklediği, Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı mücadele edenlere gereken yardım ve desteği yapmadığı, o bölgelerde yaşayan Kürtleri IŞİD üzerinden sindirmeye çalıştığıdır. IŞİD’i protesto etme adına sokakları yangın yerine çevirenler, hükümetin niyetini değil kendi niyetlerini sorgulamalıdır. Hükümetin samimiyetinin test edilmesine ihtiyaç yok. Çünkü, son on yılda yapılanlar, bundan sonra yapılacak olanların göstergesi. Sokaklarda terör estirenler Orta Doğu’da barış ve huzur istiyorsa, önce Kobani’ye değil, aynaya baksınlar ve kendileri terörü bırakarak IŞİD’e örnek olsunlar” dedi.
“HÜKÜMET, YAPABİLECEĞİ HER ŞEYİ YAPTI”
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ilişkilerin AK Parti döneminde normalleştiğini belirten Bozlağan, “Kuzey Irak petrolünün dünya piyasalarına satılmasını destekleyen, Irak’tan ve Suriye’den gelen sayısız sığınmacıya kucak açanın mevcut hükümet olduğu unutulmamalı. Türkiye Kürtlerine yönelik açılım politikaları geliştiren, Kürt kimliğini ve gerçekliğini tanıyan, çözüm sürecini somut bir zemine oturtan, olağanüstü hal uygulamasını kaldıran, Kürtçe isimlerin kullanılmasını, Kürtçe’nin öğretilmesini ve Kürtçe eğitimi serbest bırakan, köye dönüşü mümkün kılan, yerleşim birimlerinin eski isimlerini iade eden, yayla ve mera yasaklarını kaldıran, ’işkence ve kötü muamaleye sıfır tolerans’ politikasını benimseyen, Kürtçe kültürel faaliyetleri destekleyen, Mele’leri istihdam eden, terör mağdurlarına sosyo-ekonomik destek sağlayan, Kürtçe çağrı merkezi kuran, Kürtçe savunma ve görüşme hakkını tanıyan, Kürtçe siyasi propagandayı, Kürtçe televizyon yayınlarını serbest bırakan, parti kapatmayı zorlaştıran iradenin mevcut hükümet olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.