Seta Direktörü Çağlar: "kutuplaşma Toplumda Değil, Medyada"

Seta Direktörü Çağlar: "kutuplaşma Toplumda Değil, Medyada"

SETA Vakfı Medya ve İletişim Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, toplumda bir kutuplaşmanın olmadığını, kutuplaşmanın medyada olduğunu söyledi. Çağlar, bir kısım medyanın ’siyaset kurucu’ pozisyonundan vazgeçmek istemediğini de ekledi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı’nın Medya ve İletişim Araştırmaları birimi tarafından hazırlanan “Türkiye Medyası ve Kutuplaşma: TEOG Örneği” başlıklı analiz, Fethi Çağıl’ın Moral FM’de hazırlayıp sunduğu Sabah Gündemi programında masaya yatırıldı.
Programda konuşan İsmail Çağlar, basında dillendirildiğinin aksine toplumda bir kutuplaşmanın olmadığını kaydederek, “Türkiye’de son zamanlarda AK Parti hükümetinin uyguladığı politikalar nedeniyle bir toplumsal kutuplaşma olduğu iddiası, özellikle holding medyası tarafından dile getirilmekte ve bu iddia hükümet karşıtı konumun ve söylemin kurucu unsuru haline geldiği görülmektedir. Ancak bahsi geçen medya kuruluşlarının toplumsal kutuplaşmanın örnekleri olarak ileri sürdüğü durumlar, dünyada kutuplaşma tartışmalarında ele alınan durumlardan oldukça farklıdır. Medyanın hükümet karşıtı tutumunu ve söylemini kurarken toplumsal kutuplaşma olarak sunduğu olay ve olguların toplumsal bir yönü ve kapsayıcılığı olmayıp, siyasi kutuplaşmanın unsurlarıdırlar” dedi.
“MEDYANIN TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA ELEŞTİRİSİ SİYASETİ KURUCU BİR SÖYLEMDİR”
Medyanın toplumsal kutuplaşma eleştirisinin siyaset kurucu bir söylem olduğunu belirten İsmail Çağlar, “Bu noktadan hareketle medyanın toplumsal kutuplaşma eleştirisi sahici bir pozisyon olmaktan çok, siyaset kurucu bir söylemdir. Yaptığımız araştırma ve hazırladığımız analizde hükümet karşıtı medyanın bir yandan toplumsal kutuplaşmadan rahatsızlığını dile getirirken, diğer taraftan kendisinin kutuplaştırıcı bir dil kullanması, kutuplaşma söyleminin siyaset kurucu işlevini tespit ettik” diye konuştu.
“2014 TEOG NET BİR ÖRNEKTİR”
Medyanın siyaset kurucu bir söyleme sahip olduğunun en bariz örneğinin 2014 yılı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında yer alan haber ve yorumlar incelendiğinde net bir biçimde ortaya çıktığını vurgulayan Çağlar şunları dile getirdi:
“2014 yılı TEOG sistemi kapsamında medyada yer alan haberlerin ve yorumların bu açıdan analiz edilmesi, hükümet karşıtı medyanın kutuplaşma söylemini nasıl araçsallaştırdığını göstermektedir. TEOG kapsamında görülen teknik aksaklıklar hükümet karşıtı medya tarafından araçsallaştırılmıştır. Araçsallaştırma TEOG sistemi itibarsızlaştırılarak ve sistemin öğrencileri, tercih etmediği halde imam hatip liselerine gönderdiği algısını üreterek yapılmıştır. TEOG örneğine bakıldığında da çok net bir şekilde görüldüğü gibi Türkiye’de medya siyaset kurucu bir pozisyondan vazgeçmek istememektedir. Bu pozisyonu korumak için eğitim sisteminden kutuplaşmaya kadar geniş bir yelpazedeki hemen her konuyu söylemsel faaliyet için araçsallaştırabilmekte.”