Silifke’de Yat Üretim Merkezi Projesi Çaliştayi Düzenlendi
Silifke’de Doğu Akdeniz Taşucu Yat Üretim Merkezi Projesi çalıştayı düzenlendi.
Kent Konseyinin bölgeye, ekonomisine, turizmine ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği Doğu Akdeniz Taşucu Yat Üretim Merkezi Projesi çalıştayı Silifke Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
Düzenlenen çalıştaya Silifke Kaymakamı Şevket Cinbir, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Silifke Kent Konseyi Başkanı Rıfat Karaduman, Silifke Kent konseyi Üyesi Yusuf Buldu, TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Sinem Dedetaş, Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Mustafa İnsel, İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesinden Yard. Doç. Dr. Yalçın Ünsan, TMMOB Gemi Mühendisleri Odasından Erdal Kılıç, Mersin Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Eyüb Dinç, Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli, Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Müdürü Hasan Gökbel, Mersin Büyükşehir Denizcilik Daire Başkanı Sinan Bayraktar katıldı.
Yat ve tekne endüstrisinin gelişimi hakkında bilgi veren Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Mustafa İnsel, Anadolu’da 600 yıldan fazla tarihe sahip olan gemi ve tekne inşa sanayi, günümüzde önemli ölçüde istihdam sağlayan ve yurtdışına yapılan ihracatlarla ekonomiye büyük oranda girdi katkısı yapan sektör durumuna geldiğine dikkat çekti. Özellikle, Türk tekne ve yat imalat sanayisi, Haliç Ayvansaray bölgesindeki küçük işletmelerle başlayan gelişimini, günümüzde bütün sahillere yayılmış 400’den fazla imalatçısıyla ve modern yat imalat bölgeleriyle, ülkenin yükselen sektörü olarak devam ettiğini ifade eden Prof. İnsel, "Yat ve tekne sanayisi içinde yer alan teknelerin yılık bakım, onarım ve tamir hizmetleri, marina ve çekek hizmetleri, yedek malzeme ve aksesuar satışı, su sporları faaliyetleri için gerekli ekipman, aksesuar ve motor satışı, yat turizmi, su altı ve su üstü sporları faaliyetleri de ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Türk yat ve tekne endüstrisinin, yan sanayisi ile birlikte ekonomik büyüklüğü yaklaşık olarak 3 milyar dolara kadar ulaşmıştır. Dünya çapında yaşanan ekonomik krize bağlı olarak, sektörün büyüklüğü biraz azalmış olsa da, alınan tedbirler ve sektöre yönelik yapılacak iyileştirmeler ile önümüzdeki yıldan itibaren tekrar eski büyüklüğüne ulaşacaktır. Bu konuda devletimizin denizciliğimizin gelişimine verdiği ve vereceği destekler çok önemli olacaktır” dedi.
Yat ve tekne endüstrisinin ülkemize büyük katkısı olduğunu belirten İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesinden Yard. Doç. Dr. Yalçın Ünsan, “Türk yat ve tekne imalat sanayinin, denizciliğin yeteri kadar gelişmediği ve denizlerin ekonomik olarak etkin kullanılmadığı ülkemizde; Yat ve teknelerin yıllık bakım, boya ve onarım hizmetlere ihtiyaç duyması ve bu gelirlerin ekonomiye ek katkı sağladığı, Marina, yat limanı, bağlama yeri, çekek yerleri ihtiyaçlarını oluşturduğu, böylece yeni sanayi alanları kazandırdığı, Malzeme, aksesuar ve yedek parça sağlayan yan sanayiyi geliştirdiği, Büyük oranda ihraç edilen yat ve teknelerin ülkemize büyük oranlarda döviz kazandırdığı, Sağladığı istihdam ile ülkemiz insanlarına yeni iş sahaları yarattığı, Yat ve teknelerin kullanımı ile yakıt ve vergi gelirlerini arttırdığı, Amatör denizcilerinin sayısının artması ile denizcilik bilincimizin arttırdığı, Sahip olduğumuz denizlerimizi, kıyılarımızı ve deniz sporlarını olanaklarımızı ekonomimize kazandırdığı, Deniz ve yat turizmini geliştirdiği, Son olarak, özellikle son yıllarda 30 mt.ve üzerindeki süper yada mega yatların yer aldığı gruba dahil teknelerin, gerek kullanıma dayalı gerekse sahibinin değişmesine bağlı olarak yenileme, onarım ve bakım işlemlerinin giderek artması ve ülkemizdeki mevcut tersane, büyük tekne imal yerleri ile çekek alanlarının bu ihtiyaca cevap verecek tarzda kendilerini geliştirmiş oldukları, gerçeği de unutulmamalıdır” diye konuştu.
TMMOB Gemi Mühendisleri Odasından Erdal Kılıç ise, “İnsanlık tarihini ve ekonomik olarak gelişmiş ülkeleri incelediğimizde; gelişmişliğin, modern yaşamın, kültürel, ekonomik ve sosyal gelişimin hem denizler yoluyla olduğunu ve hem de denizlerden etkin şekilde yararlandıklarını, dolayısıyla, insanlarının deniz ile iç içe olduklarını ve buna dayalı yaygınlaşmış bir deniz kültürüne sahip olduklarını ve sonuç olarak, amatör denizciliğin çok gelişmiş olduğunu görürüz. Bu tür gelişmiş ülkelerin bugün sahip oldukları büyük deniz ticaret filoları, limanları ile denize yönelik sanayi yatırımlarının temel başlangıç noktasını; deniz ile iç içe yaşayan ve denizciliği bir kültür olarak gören insanlarının sayısının ülke nüfusuna oranla çok olması oluşturmaktadır. Temelden başlayan bu deniz kültürü ve deniz ile barışık insan yapısı, denizlere sahip çıkan ve ekonomik olarak en etkin şekilde denizleri kullanabilen gelişmiş ülkeleri oluşturmuştur. Denizler her zaman, insanlık kültürünün ve tarihsel gelişiminin, ekonomik büyümenin ve sosyalleşmenin ilk şartı olmuştur” şeklinde konuştu