Sinüzitten Korunma Yolları

Sinüzitten Korunma Yolları

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Tunç Üstün, sinüzitten korunmak için basit bir nezlenin bile önemsenmesi, uzun sürebilecek burun tıkanıklıklarına izin verilmemesi, sigara içilmemesi, kirli hava ve klimalı ortamlarda uzun kalınmaması gerektiğini söyledi.
Medical Park Samsun Hastanesi Kulak Burun Boğaz bölümünden Opr. Dr. Tunç Üstün “sinüzit” hakkında bilgi verdi. Dr. Tunç Üstün, “Sinüsler yüz ve kafa kemiklerimizin içerisinde yer alan içi havalı boşluklardır. Üst çene kemiğinde karşılıklı iki büyük yanak sinüsü, alın kemiği içerisinde bir büyük alın sinüsü, gözlerin arasına yerleşmiş küçük odacıklardan oluşan etmoid sinüsler ve kafa tabanında yerleşmiş bir de derin bir sinüsümüz bulunmaktadır. Sinüslerimizin en önemli görevleri salgıladıkları salgı ile bütün üst solunum yollarını sürekli temizlemektir. Bahsedilen bu sinüslerin ayrı ayrı ya da sadece bir yüz yarısında ya da hep birlikte iltihaplanma haline sinüzit denilmektedir. Örneğin 10-15 günden beri sürmekte olan bir nezle tablosu aslında bir akut sinüzittir. Yıllarca tekrarlayan belirtilerle karşılaşıyorsak sinüzitin kronikleşmiş olduğu söylenebilir” dedi.
SİNÜZİTLERİN SEBEPLERİ
Sinüzitlerin sebepleri hakkında bilgi veren Dr. Üstün, “Genel olarak söylemek gerekirse sinüsleri temizleyen ince kanallar tıkanırsa sinüzit hastalığı başlar. Bu tıkanıklık tedavi ile ya da kendiliğinden açılırsa sinüzit iyileşir ama eğer açılamazsa hastalık kronikleşir. Sinüs kanallarının tıkanıklığına bazı burun içi ve sinüslerle ilgili yapısal koşullar, tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik sebepler, polip ve geniz eti gibi oluşumlar yol açabilir. Bazı kalıtsal sorunlar ve bağışıklık sorunları da sinüzitin diğer sebepleridir” diye konuştu.
SİNÜZİTİN BELİRTİLERİ
Dr. Tunç Üstün, sinüzitin belirtileri hakkında şunları söyledi: “Burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, burundan konuşma, koku duyusu bozuklukları, sık sık nezle grip olma ve bunların kolay kolay geçmeyişi, özellikle çocuklarda daha fazla olmak üzere inatçı öksürükler sinüzitin belirtileridir. Sanıldığının aksine akut sinüzitlerin dışında baş ağrıları sinüzitte sık değildir. Burada baş ağrılarına yol açan iltihabi olaydan çok burun içerisinde sinüs kanallarını etkileyen diğer bazı yapısal koşullardır” diye konuştu.
SİNÜZİTLERDE AMELİYAT ZAMANI
Sinüzitlerin ilaç tedavisi açılmaması durumunda ameliyat gerektiğini söyleyen Opr. Dr. Tunç Üstün, “Kronikleşmiş sinüzitlerde eğer endoskopik muayene ve tomografik incelemede sinüsün kendisini temizlediği kanalların ağzı tıkanmışsa ve bu tıkanıklık uygulanan ilaç tedavileri ile açılmamış ise ameliyat gerekiyor. Ayrıca sinüzitlerin göz ve kafa içerisine yayıldıkları komplikasyon durumlarında acil ameliyatlar da gerekebiliyor” diye konuştu.
Sinüzit tedavisinde uygulanan ameliyatlar
Günümüzde sinüs ameliyatlarının neredeyse tamamen endoskopik olarak yapılmakta olduğunu söyleyen Dr. Üstün, “Eski cerrahi tekniklerde sinüs dediğimiz boşlukların önündeki kemik yapı kırılarak açılıyor ve içindeki iltihaplı dokular boşaltılıyordu. Ancak doğal boşaltım yolu olan sinüs kanalları (doğal ostiumlar) kapalı kalabiliyor, bu da halk arasında sinüzitin tekrarladığı algısına neden olabiliyordu. Günümüzde sinüs ameliyatları artık neredeyse tamamen endoskopik olarak yapılmaktadır. Burada muayene sırasında kullanılan endoskoplarla yakın zamanda geliştirilmiş ince araçlar kullanılıyor. Tamamen burun içerisinden girilerek sinüslerin kendi doğal kanalları açılıyor bu sırada başka hiç bir anatomik yapıya zarar vermeden çalışmak gerekiyor. Çoğunlukla genel anestezi, bazen de lokal anestezi tercih ediliyor. Ayrıca teknolojik olarak desteklenmiş ameliyathane koşullarını ve bu konuda özel eğitim almış deneyimli uzmanların varlığını gerektiriyor. Endoskopik cerrahi; sinüs fonksiyonlarını gözeten ve bozulmuş fizyolojinin düzeltilmesini öngören bir ameliyat olduğu için sonuçları çok başarılıdır. Burnun ve sinüslerin en ince ayrıntısını gösteren endoskoplar yardımı ve özel mikrocerrahi aletleriyle yapılan ameliyat uygun bir teknik ve hasta takibiyle sinüzit sorununu büyük bir oranda çözmektedir” şeklinde konuştu.
AMELİYATLARDA BAŞARI ORANI
Halk arasında ameliyat sonrası sinüzitin yeniden tekrarladığına dair yaygın bir inanış olduğunu söyleyen Dr. Üstün şunları kaydetti: “Bu daha çok eski tip sinüzit ameliyatlarının yapıldığı yıllardan kalma bir bilgidir. Endoskopik sinüs cerrahisinde başarı pek çok faktöre bağlıdır. Bir tek sinüzit hastalığı ve bir tek sinüs cerrahisi tekniği yoktur. Yani her hasta aynı değildir. Örneğin sadece sinüs kanallarının daralmış ya da tıkalı olduğu basit tekrarlayan sinüzitlerde başarı oranı yüzde 90’ların üzerinde iken tüm sinüsleri tutan bir yaygın polipli sinüzitte başarı daha düşük, tek bir sinüsün tutulduğu durumda başarı tam olabilirken alerjik zemine bağlı sinüzitlerde sıklığı ve ağırlığı azalmış olmakla beraber tekrarlamalar olasıdır. Ayrıca ameliyat tedavisinden sonra uygun bir ilaç tedavisi ve düzenli bir hasta izlenimi, ameliyat sırasında kullanılan donanım ve doktorun bu konudaki özel deneyimi başarıyı etkileyen diğer faktörlerdir.”
AMELİYATIN TEHLİKESİ
Üstün, “Endoskopik sinüs cerrahisi ameliyatını yapan hekim mutlaka bu konuda çok deneyimli olmalıdır. Beyin, göz ve bazı büyük damarlara yakınlığı nedeniyle sinüs ameliyatı deneyimsiz ellerde istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Akıllı cerrah yetenek, bilgi ve deneyiminin farkında olup nerede duracağını bilen kişidir” ifadelerini kullandı.
Hastalar genellikle ameliyat gününde taburcu edildiğini ve ayaktan takip edildiğini vurgulayan Dr. Tunç Üstün, “Burnu kapatmayan bir tampon 1-2 gün içerisinde çıkartılarak hasta takibe alınmakta ve 5. günde hastalar işine dönebilmektedir. 3 haftalık bir erken takip döneminden sonra hastalar uzun dönemli takibe alınırlar” bilgilerine yer verdi.
KORUNMA YOLLARI
Opr. Dr. Tunç Üstün sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle sık tekrarlayan üst solunum yolları sinüzite yol açabileceğinden basit bir nezle bile önemsenmelidir. Uzun sürebilecek burun tıkanıklıklarına izin verilmemelidir. Sigara içilmemesi, kirli hava ve klimalı ortamlarda uzun kalınmaması kişinin kendisinin alabileceği başlıca önlemlerdir. Üst solunum yolu alerjisi olanların da mutlaka bir KBB uzmanına görünmesi önerilir.”