Aziz Yıldırım'ı tehdit etti
Yayınlanma:
Sarı-lacivertin eski yöneticisi Tahir Kıran Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım hakkında yazdığı yazılıı açıklamada çarpıcı açıklamlarda bulundu.
Kıran "Ne yazık ki Aziz Yıldırım Fenerbahçe'yi kişisel hesaplaşmaları için kullanıyor. Beni gündem değiştirmek için suçluyorlar" dedi.
Tahir Kıran'ın açıklaması;
Futbol camiasının yakından bildiği üzere Aziz Yıldırım'ın başkanlığındaki Fenerbahçe'de 2001 yılında Altyapı İcra Komite başkanı olarak görev aldım. Ekibimle birlikte 1 yıl çalıştık. PAF takımı rekor gol ve rekor puanla şampiyon olurken Recep, Semih, Bilal, Fahri gibi isimlerin futbol dünyasına Sarı Lacivertli forma ile kazandırılmalarını sağladık.
2006 yılı başında Futbol Federasyonu Tesislerden Sorumlu Yöneticisi olarak göreve başladım. 2 yıllık süremiz içinde Milli Takım 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri'ne katılma hakkı kazandı. Tesislerden sorumlu yönetici olarak birçok kulübe yardımcı oldum. Fenerbahçe de bu kulüplerden biriydi. O dönem Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın ısıtma sistemi çalışmaları vardı ve federasyon bütçesine uygun olarak, en üst düzey katkının verilmesini sağladım…
Sonrasında futbol dünyasından yönetici olarak koptum. Ben kendimi sadece bir futbolsever olarak nitelendirirken nedenini anlamadığım çeşitli ithamlarla yıllar boyunca karşı karşıya kaldım. Doğrudur, futbol dünyasının içindeki insanlarla iletişimim kopmadı ama bunu da yılların ilişkisi olarak doğal karşılamak gerektiğini düşünüyorum.
Yapılan ithamlar, suçlamalar karşısında hakkımı sürekli yüce adalet önünde aradım ve çok şükür yüzümün akıyla dimdik durdum.
Şimdilerde çok komik bir şekilde Şike Davası'nı önceden bildiğim yönünde bir suçlamayla karşılaştım. Bu iddiayı da yıllardır bana olan öfkesini bir türlü dindiremeyen Aziz Yıldırım ortaya attı. Ben gülüp geçiyorum ama işlerin içeriğini bilmeyen insanlar bunlara inanıyorlar.
Önce Bülent Uygun'la konuşmamı hatırlatmak istiyorum…
T.K.: Galatasaray da gol attı
B.U.: Ben dedim Galatasaray,
Trabzon'dan alır puan. Galatasaray
nasıl saldırıyor belli değil
T.K.: Yav Acar (Yıldırım) indirmiştir
bunlara teşvik primini. Ayhan da ilk
11'de var ay ay
B.U.: Birer yarış atı vermiştir
T.K.: Ben iğreniyorum var ya bu
futboldan iğreniyorum. Vallahi
iğreniyorum
B.U.: Anladım abi
T.K.: Türk futboluna var ya
Ergenekon Operasyonu lazım a.k.
baştan aşağıya
Buradan nasıl şike davasını önceden bildiğim sonucu çıkar, anlatılmasını istiyorum. Varsayalım biliyorum, bunu bir telefon konuşmasında akıllı bir insan olarak dile getirir miyim? Bir operasyon olacak şeklinde iddiam mı var?
Bu nasıl bir komedidir…
Tapeler ne kadar delildir değildir, karışmam… Ama delil olmasa bile tapelerdeki binlerce sayfa konuşma herkesin malumu. Tüm bunlar insanların içine siniyor mu bilemem ama Aziz Yıldırımseverler tarafından bu konuşmaların hazmedilirken benim görüş içerin bir konuşmam nereye çekiliyor, çekilmek isteniyor… Buna özenle dikkat edilmesini bekliyorum…
Aziz Yıldırım savcılığa verdiği dilekçede Savcı Zekeriya Öz'le her gece Çamlıca'da kağıt oynadığımı iddia etmiş. Kim görmüş, kim söylemiş, bilemem. Ama aynı Zekeriya Öz'le birçok ortamda görüntüleri olan Aziz Yıldırım'ın, bu konuların dışında nasıl tutulduğunu anlayamıyorum. Herkesin üç maymunu oynadığı ortamda kimse bunu dile getiremese de getirmese de aslında herkesin bu ilişkiyi yakinen bildiğine eminim.
Ben Zekeriya Öz'le hayatımda sadece bir kez bir hasta ziyaretinde aynı ortamda bulundum. Bunun dışında ne tanışıklığım vardır ne de konuşmuşluğum vardır. Bu iddiayı ortaya atanlar bunu kanıtlamak zorundadır. Aksi taktirde müfteridirler. Bu konuda da hakkımı adalet önünde sonuna kadar arayacağım.
Konuşacak, iddia edecek çok konu var aklımda. Ama susuyorum. TV ekranlarından, röportajlardan ısrarlara karşın uzak duruyorum. Yalnızca canlı yayın olma kaydıyla nadiren konuşuyorum.
Artık futbolun uzağındayım. Bomboş kalan tribünlere orantılı olarak maçları bile zor seyrediyorum…
Ancak, bundan sonra ben de suskunluğumu bozacağım. Ben konuştuğum zaman taş taş üstünde kalmaz.
Şimdi Ocak ayında şike dosyasının yeniden yargılanması başlayacak. Hissediyorum ki o tarihe kadar Aziz Yıldırım ve yandaşları beni gündem değiştirmek üzere sürekli bir yerlere çekmeye çalışacaklar…
Benle konuşmak, hesaplaşmak isteyen varsa, buyursun karşı karşıya gelelim…
Kim kimlerle görüşmüş, kim tribünleri beslemiş, taraftar gruplarını örgütlemiş… Kim neler yapmış… Bunları yüz yüze konuşalım…
Yüzyılı aşkın bir efsane olan Fenerbahçe ne yazık ki Aziz Yıldırım'ın şahsi hesaplaşmalarında acımasızca kullanılıyor… Bu doğrultuda Fenerbahçe maneviyatının, sevgisinin geldiği nokta da belli. Tribünleri boş… Camiası küskün… Taraftarları kanlı bıçaklı… Eski – yeni yöneticileri küs…
Aziz Yıldırım yarattığı bu tablonun hesabını yapacağı yerde ben başta olmak üzere belli isimlerin üzerine gitmekten artık vazgeçmeli…
Ve değerli Fenerbahçelilerin, futbolseverlerin önlerine konan resimleri yargılarken büyük tabloya daha dikkatli bakıp değerlendirmelerini rica ediyorum…
Saygılarımla
Tahir Kıran
Kıran "Ne yazık ki Aziz Yıldırım Fenerbahçe'yi kişisel hesaplaşmaları için kullanıyor. Beni gündem değiştirmek için suçluyorlar" dedi.
Tahir Kıran'ın açıklaması;
Futbol camiasının yakından bildiği üzere Aziz Yıldırım'ın başkanlığındaki Fenerbahçe'de 2001 yılında Altyapı İcra Komite başkanı olarak görev aldım. Ekibimle birlikte 1 yıl çalıştık. PAF takımı rekor gol ve rekor puanla şampiyon olurken Recep, Semih, Bilal, Fahri gibi isimlerin futbol dünyasına Sarı Lacivertli forma ile kazandırılmalarını sağladık.
2006 yılı başında Futbol Federasyonu Tesislerden Sorumlu Yöneticisi olarak göreve başladım. 2 yıllık süremiz içinde Milli Takım 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri'ne katılma hakkı kazandı. Tesislerden sorumlu yönetici olarak birçok kulübe yardımcı oldum. Fenerbahçe de bu kulüplerden biriydi. O dönem Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın ısıtma sistemi çalışmaları vardı ve federasyon bütçesine uygun olarak, en üst düzey katkının verilmesini sağladım…
Sonrasında futbol dünyasından yönetici olarak koptum. Ben kendimi sadece bir futbolsever olarak nitelendirirken nedenini anlamadığım çeşitli ithamlarla yıllar boyunca karşı karşıya kaldım. Doğrudur, futbol dünyasının içindeki insanlarla iletişimim kopmadı ama bunu da yılların ilişkisi olarak doğal karşılamak gerektiğini düşünüyorum.
Yapılan ithamlar, suçlamalar karşısında hakkımı sürekli yüce adalet önünde aradım ve çok şükür yüzümün akıyla dimdik durdum.
Şimdilerde çok komik bir şekilde Şike Davası'nı önceden bildiğim yönünde bir suçlamayla karşılaştım. Bu iddiayı da yıllardır bana olan öfkesini bir türlü dindiremeyen Aziz Yıldırım ortaya attı. Ben gülüp geçiyorum ama işlerin içeriğini bilmeyen insanlar bunlara inanıyorlar.
Önce Bülent Uygun'la konuşmamı hatırlatmak istiyorum…
T.K.: Galatasaray da gol attı
B.U.: Ben dedim Galatasaray,
Trabzon'dan alır puan. Galatasaray
nasıl saldırıyor belli değil
T.K.: Yav Acar (Yıldırım) indirmiştir
bunlara teşvik primini. Ayhan da ilk
11'de var ay ay
B.U.: Birer yarış atı vermiştir
T.K.: Ben iğreniyorum var ya bu
futboldan iğreniyorum. Vallahi
iğreniyorum
B.U.: Anladım abi
T.K.: Türk futboluna var ya
Ergenekon Operasyonu lazım a.k.
baştan aşağıya
Buradan nasıl şike davasını önceden bildiğim sonucu çıkar, anlatılmasını istiyorum. Varsayalım biliyorum, bunu bir telefon konuşmasında akıllı bir insan olarak dile getirir miyim? Bir operasyon olacak şeklinde iddiam mı var?
Bu nasıl bir komedidir…
Tapeler ne kadar delildir değildir, karışmam… Ama delil olmasa bile tapelerdeki binlerce sayfa konuşma herkesin malumu. Tüm bunlar insanların içine siniyor mu bilemem ama Aziz Yıldırımseverler tarafından bu konuşmaların hazmedilirken benim görüş içerin bir konuşmam nereye çekiliyor, çekilmek isteniyor… Buna özenle dikkat edilmesini bekliyorum…
Aziz Yıldırım savcılığa verdiği dilekçede Savcı Zekeriya Öz'le her gece Çamlıca'da kağıt oynadığımı iddia etmiş. Kim görmüş, kim söylemiş, bilemem. Ama aynı Zekeriya Öz'le birçok ortamda görüntüleri olan Aziz Yıldırım'ın, bu konuların dışında nasıl tutulduğunu anlayamıyorum. Herkesin üç maymunu oynadığı ortamda kimse bunu dile getiremese de getirmese de aslında herkesin bu ilişkiyi yakinen bildiğine eminim.
Ben Zekeriya Öz'le hayatımda sadece bir kez bir hasta ziyaretinde aynı ortamda bulundum. Bunun dışında ne tanışıklığım vardır ne de konuşmuşluğum vardır. Bu iddiayı ortaya atanlar bunu kanıtlamak zorundadır. Aksi taktirde müfteridirler. Bu konuda da hakkımı adalet önünde sonuna kadar arayacağım.
Konuşacak, iddia edecek çok konu var aklımda. Ama susuyorum. TV ekranlarından, röportajlardan ısrarlara karşın uzak duruyorum. Yalnızca canlı yayın olma kaydıyla nadiren konuşuyorum.
Artık futbolun uzağındayım. Bomboş kalan tribünlere orantılı olarak maçları bile zor seyrediyorum…
Ancak, bundan sonra ben de suskunluğumu bozacağım. Ben konuştuğum zaman taş taş üstünde kalmaz.
Şimdi Ocak ayında şike dosyasının yeniden yargılanması başlayacak. Hissediyorum ki o tarihe kadar Aziz Yıldırım ve yandaşları beni gündem değiştirmek üzere sürekli bir yerlere çekmeye çalışacaklar…
Benle konuşmak, hesaplaşmak isteyen varsa, buyursun karşı karşıya gelelim…
Kim kimlerle görüşmüş, kim tribünleri beslemiş, taraftar gruplarını örgütlemiş… Kim neler yapmış… Bunları yüz yüze konuşalım…
Yüzyılı aşkın bir efsane olan Fenerbahçe ne yazık ki Aziz Yıldırım'ın şahsi hesaplaşmalarında acımasızca kullanılıyor… Bu doğrultuda Fenerbahçe maneviyatının, sevgisinin geldiği nokta da belli. Tribünleri boş… Camiası küskün… Taraftarları kanlı bıçaklı… Eski – yeni yöneticileri küs…
Aziz Yıldırım yarattığı bu tablonun hesabını yapacağı yerde ben başta olmak üzere belli isimlerin üzerine gitmekten artık vazgeçmeli…
Ve değerli Fenerbahçelilerin, futbolseverlerin önlerine konan resimleri yargılarken büyük tabloya daha dikkatli bakıp değerlendirmelerini rica ediyorum…
Saygılarımla
Tahir Kıran
Spor