"Galatasaray transferde yolsuzluk yapıyor"

"Galatasaray transferde yolsuzluk yapıyor"
Galatasaray'dan usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle gönderilen avukat Ayşegül Egemen, Beyaz TV'ye verdiği röportajda sarı kırmızılı yönetimle ilgili çarpıcı iddialar ortaya attı.



İşte Galatasaray'dan gönderilen avukat Ayşegül Egemen'in ortaya attığı o iddialar:

"Bugüne kadar sessiz kalmamın nedeni camiaya zarar vermemekti. Bir de tabii ki yönetimle şifahi yaptığımız mutabakattı. Kulüp gereken sözleri tutmadı, ben de günah keçisi oldum. Bir açıklama yapmam gereği hasıl oldu. Ben sustukça suçlamaları kabul ediyor pozisyonuna düştüm. G.Saray'ın 'fair' davranmasını bekledim. Sükünet iyi bir şey değil bazen.

USÜLSÜZLÜKLERİ BELGELEDİK

Galatasaray'ın 500 bin dolarını zimmetime geçirmedim. G.Saray 500 bin TL dolandırılabilecek bir kulüp değil. Ben şirketin hukuk işleri bölüm yöneticisi olarak 8 Kasım 2012'de göreve başlatıldım. G.Saray'a herhangi bir başvuruda bulunmadım. G.Saray beni buldu ve çalışmak istedi. Uzun süreli görüşmeler oldu. Ünal Bey, görüşmelerde kurumsal bir kulübe dönüşüleceğiydi. Bize verilen söz, G.Saray'ın köhneleşmiş yapısının ortadan kaldırılması ve içeride olan G.Saray'a yakışmayan hareketlerin, icraatlerin ortaya dökülmesiydi. Bize bu söz verildi.

Bu söze istinaden tüm yetkilerinizi kullanın, bunları dosyalayın, tespit edin ve önümüze koyun. Biz de gereken işlemleri yapacağız. Biz de Galatasaray'da yapılan tüm yolsuzlukları, usulsüzlükleri herşeyi dosyalarıyla tespit ettik ve önlerine koyduk.

Ayşegül Egemen: G.Saray'da yolsuzluk yapılıyor


FORMALARIN KAYBOLMASI KONUSU

Galatasaray Spor Kulübü, çok yolsuzlukları görmek istiyorsa bence Türk Telekom Arena'ya girişi yapılan futbolcuların maç esnasında giydiği formaları neden TT Arena'da tespit edilemediğini, o formaların neden kayıp olduğunu, formalar kayıpken hangi yönetici ve yöneticilerin imzası olduğu, bu işin hangi yöneticilere dokunduğunu bence araştırsın. Bence bunları da ortaya koysun. Mağazacılıkta yapılan iş ve işlemleri bence sorgulamalı.

AÇIKLARSAM LÜTFİ BEY ZARAR GÖRÜR

Ben şirketin hukuk işleri yöneticisiydim. Bütün işlemler benim nezdimde yapılırdı. Tüm şirketlerde böyledir. Bu paralar tabii ki peyderpey benim hesabıma geçti. Çünkü, bir iş ve işlem yapacaksanız, iş avansı kullanacaksanız hangi yönetici kullanacaksa onun hesabına geçer. G.Saray'da daha önce bu işler elden yapılıyordu. Biz G.Saray'a; "Bu iş artık elden olmayacak." dedik. Bu işi getiren biziz. İnsanlar bu işi belgeleyecek diyen biziz. Bu işlerin hepsinin altında Lütfi Bey'in imzası vardı. Lütfi Bey, bu paraların nerelere gittiğini biliyor, arzu ederse kendisi açıklar. Ben camiaya zarar vermek istemediğim için açıklamıyorum, gerekirse açıklarım ama camia çok zor durumda kalır. Lütfi Bey de bu açıklamadan zarar görür. G.Saray'da çay bardağı alımı için bile yönetim kurulunun imzası gerekir.

Beyaz TV'den röporajı yapan muhabirin; "Açıklanmadığına göre bu paranın gayrı resmi işlerde kullanılan bir para olduğu anlaşılıyor" sözleri üzerine Ayşegül Egemen; "Bir hukukçu olarak benim konuşmam doğru olmaz. Mesleğim gereği korumam gereken müvekkilin gizliliği var. Bunların altında zaten hem Kadri Bey'in, mali işler direktörü hem de Lütfi Bey'in imzası var"

BANA ZORLA İMZA ATTIRAN 5 İSİM

Ben 500 bin TL'lik bir seneti zorla imzattırdılar. Bu konuda hukuki bir süreç başlattık. Bu senedi bana zorla imzalattıran Lütfi Arıboğan, Sedat Doğan, Ural Aküzüm, Ebru Gün, Mahidur Dengiz'dir. Güvenlik ekibi eşliğinde beni senede imzaya atmaya zorladılar. Türk Telekom Arena'nın yönetim kurulu toplantısı odasında imzalattırdılar. Kişisel dosyalarıma da, kişisel bilgisayarıma da el koydular.

YÖNETİM DÜŞECEKTİ

Bunu imzalattırmalarının sebebi mali kurul öncesi, kendi açıklarını kapatmak amacıyla imzalattırdılar. Kar-zarar dengesini tutturabilmek amacıyla yaptırdılar. Bu ödemeler hukukçular tarafından yapıldığı için, beni bu şekilde baskı altına aldılar. Sedat Doğan, bana; "Ayşegülcüm biz bu kar zararı dengelemek istiyoruz. Göstereceğiz. İbralanabilmek istiyoruz. Yoksa yönetim düşecek." dedi. Öyle de bir risk vardı. Bu durum riski %200'lere katlayacaktı. O riski dengelemek amacıyla, bilançoda böyle bir dengeleme yapma sözünü verdiler. Galatsaray büyük bir camia, verilen sözler tutular diye düşündüm. Onlar bana bu senedi işleme koymayacaklarının garantisini verdiler. Galatasaray Spor Kulübü verdiği sözü tutmalıydı. G.Saray büyük bir camia, Türkiye'nin entelijansiyası deniyor.

G.SARAY'DAN GELİR ELDE EDİYOR

G.Saray Spor Kulübü soramamış mı, benim tüm belgelerim noter tasdikli bir biçimde İnsan Kaynakları'nda duruyor. Şükrü Ergün'ün eşi benim işe girmem için direkt bir durum olmadı. Ergün'ün eşinin danışmanlık şirketi benimle iletişime geçti. Bence G.Saray yolsuzlukları araştırmak istiyorsa, bir yöneticinin eşinin bağlantı kurarak buradan bir gelir elde etmesi ne kadar doğrudur, bunun cevabı verilmeli. Ben işe girince, Şükrü Ergün'ün eşi bir G.Saray elde etti. Buna rant denir. Neden herkes eşine, dostuna bir amacı sağlayarak buralardan gelir elde etmeye çalışıyor. Geçmişte de hukuk bölümünde de, diğer bölümlerde bu şekilde rant sağlanıyor. Bence bunlar söylenmeli.

KAYIP FORMALAR 1.5 MİLYON EURO DEĞERİNDE

Bence G.Saray, kayıp formalarda hangi yöneticinin imzası olduğunu açıklasın. Türk Telekom Arena'da yapılan bir sürü yolsuzluklar var. Özellikle, mağazacılık ve perakende de büyük yolsuzluklar var. Toplam rakam 1.5 milyon eurodan fazla. Bu formalar hala yok. Ünal Aysal dahil herkesin bu durumdan bilgisi var. Belgeleri var. Kargo şirketi aracılığıyla gelişi ve orada bulunamayışı var. O yönetici hala görevde değil.

TRANSFERDE YOLSUZLUK YAPILIYOR

Transferlerde yolsuzlukların yapılıp yapılmadığını Galatasaray çok iyi biliyor. Neden bugüne kadar G.Saray'ın transfer sözleşmelerinde, müzakere esnalarında çok gizli ve tek başlı bir sistem olduğunu G.Saray çok iyi biliyor. Yolsuzluğu benim söylemem ne kadar doğru olur bilmiyorum. Siz buna yolsuzluk dersiniz, komisyon dersiniz, altyapısını yaparsınız.

G.Saray camiasında yer alan iç çekişmelerden dolayı ben zan altına gireceksem hukuki haklarımı savunurum. Ki bunu şu an yapıyorum.