Talasemi Ve Lösemililer Derneği Başkanı Başdemir’in Örnek Olacak Yaşam Hikayesi
Kayseri Talasemi ve Lösemililer Derneği Başkanı Faruk Başdemir, kızı Bahar’ın talasemi hastası olması nedeniyle başladığı hastalık mücadelesinde 25 yılını geçirdi.
1989 yılında kızı Bahar’ın doğmasının ardından talasemi hastalığı ile tanışan Kayseri Talasemi ve Lösemililer Derneği Başkanı Faruk Başdemir, 25 yıldır bu hastalıkla mücadele ediyor. Başdemir, kurucusu olduğu dernekte başta kızı Bahar olmak üzere birçok talasemi ve lösemi hastasının sorunlarını çözmek için mücadele veriyor. Vermiş olduğu mücadeleyi anlatan Başdemir, "1989 yılında ikinci çocuğum Bahar dünyaya geldiğinde 6 aylıkken Talasemi hastalığını hastanede öğrenmiş oldum. Çocuğumun Talasemi hastası olduğunu söylediklerinde eşimle beraber sabahlara kadar ağladık. Öyle bir hastalıktı ki tedavisi yok. O zamanlar yaş olarak çocuğumuzun 6 yaşına kadar yaşayacağı söylenmişti. Tabii bir çocuğun ölümünü bilmek, hastalığın tedavisinin olmayacağını duymak gerçekten bizim için çok büyük acı bir olaydı. Daha sonra ağlamamızın bir çözüm olmayacağını düşünerek, eşime bu hastalığın çözümü için bir dernek kuracağımı ve bu hastalığın kökünü kazımak için mücadele edeceğimi söyledim. O günden itibaren ilk olarak çalışmayı Ankara’da başlattık. Daha sonra Kayseri’ye bir şube açtık. Zaman içerisinde Talasemi ile ilgili mücadelemi devam ettiriyorum" diye konuştu.
"BÜTÜN HAYATIMIZI TALASEMİYE ADADIK"
Başdemir ayrıca, "Talasemi hastalığında ilik nakli olma şansı doğdu ama Türkiye’de ilik bankası olmadığı için kızımız böyle bir ilik nakli şansını maalesef kaybetti. Bizim tek dileğimiz Türkiye’de Talasemi ve Lösemi hastalığı için ilik bankasının olmasıdır. Benim ikinci çocuğum Bahar dünyaya geldikten sonra tabi ki Talasemiyi çeşitli etkinliklerle anlatıyoruz. Okullardaki konferanslarımız sürekli devam ediyor. Ayrıca eşim ve çocuklarımla birlikte Talasemi hastalığı ile mücadele veriyoruz. Kızım Bahar kendisi gibi Talasemi hastası ile evlendi. Doğacak çocukları Talasemi hastası olacağı için o bakımdan çocuk yapmamak şartı ile evlendiler. Biz bütün hayatımızı Talasemiye adadık. Tabi ki Talaseminin genetik kan hastalığı olması anneden babaya geçen bir özellik olması sebebiyle insanların mutlaka çevresindeki tanıdıklarıyla bu tür testleri yaptırması lazım. Aksi halde içine düştükten sonra yapılacak hiçbir şey yok. Bunun ilik naklinden başka hiçbir alternatifi yok. Bizde bu sebeple bütün çevremizdeki insanlara Talasemi hastalığını anlatmaya çalıştık. Hakikaten duyarlı insanlarımızın çoğu bize sahip çıktı" şeklinde konuştu.
"BENİM EN BÜYÜK DÜŞMANIM TALASEMİ"
’25 yıldır bu hastalığın mücadelesini verdim’ diyen Başdemir, "Benim hiçbir şekilde özel hayatım olmamıştır. Hayatım bu hastalığın mücadelesi ile geçmektedir. Bu hastalığı önlemek için ne gibi faaliyetler yapabileceğimi düşünüyorum. Hep bunun gayreti içindeyim. Benim tek özel hayatım Talasemi. Benim en büyük düşmanım Talasemi. O düşmanı yeneceğim, bu işi mezara kadar götüreceğim" dedi.