Tobb Başkanı Hisarcıklıoğlu: "2015 Tedbirli Ve Temkinli Olunması Gerekin Bir Yıl Olacak"
TOBB Deniz Ticaret Odaları Konseyi Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın da katılımıyla gerçekleştirildi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, konsey toplantısında yaptığı konuşmada, "Beklenmedik bir piyango gibi gelen petrol fiyatındaki düşüşün getirdiği fırsat penceresini, yapısal reformlara yeniden odaklanarak kullanmalıyız" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Deniz Ticaret Odaları Konseyi Toplantısı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın da katılımıyla gerçekleştirildi. Hisarcıklıoğlu, konsey toplantısında yaptığı konuşmada, 2015 yılı tüm dünya için, tedbirli ve temkinli olunması gereken, bir sene olacak gibi göründüğünü belirterek şunları söyledi: "Düşen petrol fiyatları küresel ekonomiyi destekliyor. Ancak pek çok ülke ekonomilerindeki yapısal riskler ve siyasi gelişmeler, küresel büyümeyi yavaşlatıyor. Bu konuda en geniş çalışmaları yapan IMF, tahminlerini güncelledi. 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin küresel büyüme beklentisini aşağı yönlü revize etti. Buna göre, bu yılki küresel büyüme beklentisi yüzde 3,8’den yüzde 3,5’e çekildi. Gelecek yıla yönelik tahmin de yüzde 4’ten 3,7’ye geriledi. Aşağı yönlü bu revizyon, Avro Bölgesi, Japonya, Çin ve Rusya ekonomilerindeki zayıflıklardan kaynaklanıyor.
"PİYANGO GİBİ GELEN PETROLDEKİ DÜŞÜŞÜ YAPISAL REFORMLARA ODAKLANARAK KULLANMALIYIZ"
Eylül ayından bu yana yüzde 50 gerileyen petrol fiyatları, petrol ihracatçısı ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilemesine rağmen, ülkemiz dahil pek çok ülkeye olumlu yansıyor. Bununla birlikte petrol fiyatlarının azalması, petrole yönelik yatırımları da azaltacak. Dolayısıyla düşecek üretim kapasitesine bağlı olarak, birkaç yıl içinde petrol fiyatlarının yeniden yükselmesi sürpriz olmamalı. Türkiye, düşen petrol fiyatlarından şu ana kadar çoğunlukla olumlu etkilendi. Cari açık, enflasyon ve faizler düştü. Ama burada dikkatli olmamız gerekiyor. Dünyada toplam ihracatının en az üçte ikisi ham petrolden oluşan 23 ülke var. Türkiye bu 23 ülkeye 60 milyar dolar civarında ihracat yapıyor. Düşen petrol bir taraftan ithalat faturamızı azaltırken, petrol ihraç eden ülkelerin azalan geliri, daha az ithalat, yatırım, turizm şeklinde olumsuz etkilere de yol açabilecek. Dolayısıyla, beklenmedik bir piyango gibi gelen petrol fiyatındaki bu düşüşün getirdiği fırsat penceresini, yapısal reformlara yeniden odaklanarak kullanmalıyız. Başbakanımızın açıkladığı yapısal dönüşüm paketleri, bu açıdan çok önemli. Biz de bunları destekliyoruz. Türkiye, ekonomideki yapısal dönüşümü gerçekleştirirse, orta gelir tuzağını aşar ve gelişmiş ülkeler arasında yer alma hedefine ulaşır".
"DENİZ TAŞIMACILIĞI VE GEMİ İNŞA SEKTÖRÜ TÜRKİYE’NİN KÜRESEL GURURU"
Konuşmasında deniz taşımacılığı ve gemi inşa sektörlerinin Türkiye’nin küresel rekabetteki gururu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Denizcilik sektörümüz, hem istihdam hem de döviz kazandırma açısından, ülkemizin yıldız sektörlerinden biridir. Gemi inşa sanayimiz dünyada tanınan marka haline geldi. Her türlü gemiyi anahtar teslim yapacak durumdayız. 2003 öncesinde belli bir bölgeye sıkışan tersanelerimiz, doğru yatırım teşvikleriyle, Hopa’dan İskenderun’a kadar tüm kıyılarımıza yayıldı. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat olmak üzere, 1 trilyon doların üzerinde dış ticaret hacmi hedefliyoruz. O halde, hem gemi inşa sanayimizi, hem deniz taşımacılığını, hem de limanlarımızı, daha fazla geliştirmeye ve büyütmeye ihtiyacımız var. Hem gemi inşa sanayimizi, hem deniz taşımacılığını, hem de liman yatırımlarını eş güdüm içinde destekleyerek büyütmeliyiz. Zira sadece AB üyesi devletler değil, asıl rakibimiz konumundaki Çin, Kore Brezilya, Hindistan ve Rusya da, gemi inşa sanayine, doğrudan ya da dolaylı destekler geliştirdiler.
İtalya ile Çin arasında en büyük ekonomisiyiz, sanayi malı tedarikçisiyiz, ticaret yolları üzerindeyiz. Ama mesela ekonomik büyüklüğü bizimle hemen hemen aynı olan, ama kıyı şeridi bizimkinin 15’te biri olan Hollanda, bizden daha fazla yükleme-boşaltma işlemi gerçekleştiriyor. Bugün deniz ticaret filomuz 10 milyon ton Türk bayraklı, 32 milyon ton Türk sahipli filodan oluşmakta. Maalesef şu anda henüz daha istediğimiz noktada değiliz ve ciddi bir navlun açığını bu yüzden veriyoruz.
"TERSANELER GÜÇLENDİRİLMELİ"
407 milyar dış ticaret hacminin yüzde 57’si deniz yolu ile taşınmaktadır. Bunun navlun bedeli yaklaşık olarak 12 milyar dolardır. Bununsa sadece yüzde 12’sini Türk filosu ile taşıyoruz. Dolayısıyla sadece deniz taşımacılığından yıllık 8 milyar dolar civarında bir dış açığımız doğuyor. Bu rakamları 2023’e taşıdığımızda, dış ticaret mallarının taşımacılığında deniz yolunun payı yaklaşık yüzde 65-70 oranına çıkacak. 1,2 trilyon dolarlık dış ticaret hacmimiz olacağı düşünüldüğünde, bugünkü oranlarla deniz taşımacılığından ortaya çıkan açık 30 milyar doların üzerine çıkacaktır. Buna şimdiden tedbir alıp, deniz filomuzu güçlendirmemiz gerekiyor. Öte yandan tersanelerimizin yüzde 80’i servis tabir ettiğimiz tamir bakım alanı olarak çalışıyor. Yüzde 5’i askeri gemi, yüzde 15’i ise özel gemi inşa sanayine yönelik çalışıyor. Gemi inşa sektöründe, tek bir askeri geminin yerli olarak inşa edilmesinden devletin sağladığı tasarruf 300 milyon euro’dur. Dolayısıyla, gemi filosunu geliştirmenin yolu, önce tersanelerimizi güçlendirmekten geçiyor.
"ROTA EN BÜYÜK 10 EKONOMİDEN BİRİ OLMAK"
Bir diğer konu marinalarla ilgili. Aynı coğrafya içinde bulunduğumuz İtalya’da 380 marina, 180 bin bağlama kapasites. İspanya’da 360 marina 130 bin bağlama kapasitesi. Fransa’da 255 marina, 227 bin bağlama kapasitesi var. Bizim toplam marinamız 46 belgeli marinamız bulunuyor. Belediye yat çek yerleri koyduğumuz da toplam marina sayımız 69’a ulaşıyor. Demek ki bu alanda da gidecek daha çok mesafe ve potansiyel bulunuyor. Türkiye olarak, önümüzdeki 10 yıl içinde, sadece kendi ihtiyacımızı, taşımamızı değil, bölgemizdeki diğer ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir denizcilik ve liman işletmeciliği anlayışını geliştirmeliyiz. Ben inanıyorum ki, denizcilik sektörümüzde pervaneler döndükçe, Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinde biri olma rotasında ilerlemeye devam edecektir".