Tüm Gebeler Erken Doğum Riski Açısından Takip Edilmeli

Tüm Gebeler Erken Doğum Riski Açısından Takip Edilmeli

Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde görevli Op.Dr. Sibel Kaya, Kasım ayının prematüre farkındalık ayı olduğuna dikkat çekerek, tüm gebelerin erken doğum riski açısından takip edilmesi gerektiğini belirtti.
Erken doğumun 37’nci gebelik haftasından önce olan doğumları içerdiğini belirten Op. Dr. Sibel Kaya, “Bir bebeğin gelişimini tamamlaması için ihtiyaç duyduğu 37 haftadan önce gerçekleşen doğumlar, bebeklerin solunum problemleri, beyin içi kanamalar, yeni doğan retinopatisi ’körlük’, zeka ve motor fonksiyon bozuklukları ile bağırsak problemleri yaşamasına neden olabilmektedir” dedi.
ERKEN DOĞUMDAN KORUNMANIN İLK BASAMAĞI
Erken doğumdan korunmanın ilk basamağı için anne adayının risk grubunda olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini ifade eden Op.Dr. Sibel Kaya, "Erken doğum hikayesi olan hastaların bir sonraki gebeliğinde erken doğum riski artmaktadır” dedi. İleri yaş gebelikleri, çoğul gebelik, rahim anormallikleri ve geçmişte rahim ağzı ameliyatı geçirmiş olmanın gebeliği erken doğum açısından riskli hale getirdiğini belirten Dr. Kaya, “Risk faktörü taşısın ya da taşımasın tüm gebelerin bu süreçte erken doğum riskine karşı takip edilmesi ve önlemlerin alınması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
RAHİM AĞZI KISAYSA ERKEN DOĞUM RİSKİ YÜKSEK
Erken doğum riskini tahmin etmede en önemli yöntemlerden birinin ultrasonografi ile rahim ağzı uzunluğunun ölçümü olduğunu söyleyen Dr. Kaya, şunları kaydetti:
”Rahim uzunluğu ölçümü erken doğum riskinin belirlenmesi açısından son derece önemlidir. Transvajinal ultrason ile yapılan rahim ağzı uzunluğu ölçümü 25 milimetre ve daha kısaysa erken doğum açısından tedbirli olunmalıdır. Böylelikle yüksek riskli hastaları belirleyerek 35’inci haftadan önceki doğumlar öngörülebilir. Rahim uzunluğu ne kadar kısa ise; erken doğum ihtimali de o derece artmaktadır. Fetal Fibronektin amnion hücreleri dahil birçok hücre tarafından üretilen bir glikoproteindir. Fetal Fibronektin doğuma yakın rahim ağzında bulunur. Fakat doğuma yakın olmayan ve suyu gelmeyen bir gebede saptanırsa erken doğumun bir habercisi olabilir. Fetal Fibronektin ELISA ile çalışılmakta 50 ng/ml ve üzerindeki değerler pozitif kabul edilmektedir. Ultrasonografi ile 35 haftanın altındaki gebelerde rahim ağzı uzunluğunun 25 milimetre altında olması ve Fetal Fibronektin testinin pozitif olması erken doğumla güçlü şekilde ilişkilidir.”
DOĞRU TEDAVİYLE SAĞLIKLI BEBEKLER
Gebeliğin ortalarında yani 26-30’uncu haftalarda 2-3 santim rahim ağzı açıklığı olan anne adaylarının dörtte birinin 34’üncü haftadan önce doğum yaptığının gözlemlendiğini ifade eden Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde görevli Op. Dr. Sibel Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rahim ağzı açıklığı gebelik boyunca yapılan kontrollerle takip edilmelidir. Bakteriyel vajinazis adı verilen vajinal floradaki değişim ve idrar yolu enfeksiyonu erken doğum ve zarların erken yırtılması ile ilişkilidir ve tedavi edilmelidir. Geçmişinde erken doğum yapan hastalara sonraki gebeliklerinde uygulanacak progesteron tedavisinin erken doğum ve erken doğuma bağlı kayıp riskini azalttığı yakın zamanda gösterilmiştir.”