Tzob Genel Başkanı Bayraktar: “aydın’da Tarım Hapşırırsa Bu Bölgede Bütün Sektörler Nezle Olur”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Aydın’da gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında Efeler Ziraat Odası ziyaretinde Aydın tarımı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bayraktar, “Aydın’da tarım hapşırırsa bu bölgede bütün sektörler nezle olur” dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Aydın’da bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere gerçekleşen program kapsamında Efeler Ziraat Odası’nı da ziyaret etti. Bayraktar’ı Aydın Efeler Ziraat Odası Rıza Posacı ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Aydın’ın ilçelerinde gün boyu ziyaretlerde bulunan Bayraktar, Efeler Ziraat Odası’ndaki ziyaretinde Aydın ekonomisinin tarıma dayalı olan bir il olduğunu dikkat çekerek, “Aydın’da ekonominin yüzde 50-55’i tarımdır. Aydın’da tarım hapşırırsa bu bölgede bütün sektörler nezle olur. Tarıma iyi bakmak lazım ve tarıma iyi bakmanın yolu da tarım sektöründe çalışan insanların sorunlarına sahip çıkmaktan geçer. Çiftçimizi üretebilir ve sürdürülebilir üretim noktasında tutmamız gerekiyor. Ziraat Odaları Birliği olarak da biz bu gayretin içerisindeyiz” dedi.
“FİYATLAR ENFLASYONUN ALTINDA KALDI”
Mısır’a verilen taban fiyatlarının üretici tarafından tepkiyle karşılandığına yönelik iddiaları da değerlendiren Bayraktar, “Bu sene ilkbahar yağışlarının iyi geçmesi mısırda üretimi arttırdı. Bunun doğal sonucu olarak da piyasa fiyatlarında Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı fiyatlarda o üst fiyatı yakalayamadık. Özellikle TMO’nun açıkladığı fiyatlarda açıklanan fiyatların enflasyonun altında kalmasını hiç beklemiyorduk. Bu fiyatlar enflasyonun altında kaldı. Bunu hiç olmazsa primle takviye etmek gerekirdi. Biz özellikle hasat zamanında yeterli üretim artışı bekliyoruz. Yağışlar iyi geçti. Zaten fiyatlardaki düzensizlik üretim artışıyla alakalı oluyor. Mısırda kesinlikle ithalata karşıyız. TMO da Türkiye’nin mısır üretilen tüm bölgelerinde mısır alımlarını çok dikkatli ve hızlı bir şekilde yapmalıdır. Tüccarın insafına da üreticimizi bırakmamalıdır. Fiyatlarla, primlerle alakalı olarak da Bakanlığımızı tekrar ziyaret ederek mısıra yeni bir destek isteyeceğiz” diye konuştu.
“AHIRLAR DOLMAYA DEVAM EDİYOR”
Kurban bayramının yaklaşması üzerine ülke hayvancılığı üzerinde önemli bir etkisi olan ithal hayvan konusunu da ele alan Bayraktar, “Besi hayvancılığımızı hızlı bir şekilde geliştiriyoruz ve bunun önündeki engellerden bir tanesi olan ithalattır. Biz ithalatın yapıldığı dönemlerde ahırlarımızı boşalttığımız için çok kalitesiz ve düşük fiyattaki etler Türkiye’ye geliyor ve üreticimizi mağdur ediyor. Bir buçuk seneden beri verdiğimiz mücadele karşılığını buldu ve biz et ithalatını önledik. İthal lobileri de mükemmel çalışıyorlar. Ramazan öncesi müthiş bir mücadele verdiler. Fakat bizim mücadelemize yenik düştüler. Bugün için de yine Kurban Bayramı öncesi bir mücadeleye girdiler. Biz de mücadelemize devam ediyoruz. Allah’tan bakanlığı ikna ettik. Bakanlık sağlam duruyor. İthalata karşı bir pozisyon almış durumda ve daha yukarılara ulaşmaya çalışıyorlar. Biz de tabi kamuoyunu bilgilendirerek ve yukarıya verdiğimiz mesajlarla ithalatı önledik. İthalat için bir sebep yok, şu an üretim belli bir noktaya geldi. Ahırlar dolmaya devam ediyor. Şu anki 20-21 TL’lik fiyat çok yüksek bir fiyat değil. Yem fiyatlarının çok hızlı bir şekilde arttığı ve üretim maliyetlerinin çok hızlı bir şekilde arttığı noktada 20-21 TL et fiyatı pahalı bir fiyat değil. Bu şekilde üretim artmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
“YAPILACAK BİR İTHALAT ÜRETİMİ ÇÖKERTİR”
Türkiye’de hayvancılığın iyi seviyelerde olduğunu dikkat çekerek ithal hayvana gerek olmadığını vurgulayan Bayraktar sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bundan sonra ithalata da gerek yok. Üretimi arttırırken ve bu üretimle Türkiye’nin ihtiyacına cevap verirken bu noktada yapılacak bir ithalat üretimi çökertir ve Türkiye’yi ithalatçı yapar. Bir daha önünü alamayız. Bunun yanı sıra yine besi hayvancılığının yanında süt hayvancılığının desteklenmesi çok önemli. Ana varsa dana vardır. Süt hayvancığını ayakta tutamazsak besiye materyal bulamayız ve besi hayvancılığını ayakta tutamayız. Sütte fiyat istikrarını yakalamaya çalışıyoruz. Fiyat istikrarını yakalamak için de et ve süt kurumu gibi bir müdahale kurumuna ihtiyaç var. Biz süt hayvancılığını ayakta tuttuğumuz sürece besi hayvancılığı noktasında bir sıkıntımız olmaz. Ne zaman süt hayvancılığımız çöküntüye uğrarsa besi hayvancılığı da çöküntüye uğrar. Besi ve süt sektörünü beraber rehabilite etmemiz, ve geliştirmemiz lazım”