Ukraynalı Eşinin Kalbi İçin Kanada’da Mahsur Kaldı
Kanada’da 3 aydır mahsur olan 12 Türk gemiciden 3. kaptan Kaan Akpınar’ın ailesi, Kaan’ın 2 yıl önce evlendiği Ukraynalı eşinin kalp ameliyatı masraflarını karşılamaya çalıştığını söylediler.
Denizcilik eğitimini tamamladığı Ukrayna’da Ludmila ile tanışıp evlenen gemi kaptanı Kaan Akpınar, Nisan ayında Kanada’nın Sorel Limanı’nda demirli Phoenix Sun isimli gemideki arızanın giderilmesi için denize açıldı. Akpınar ve beraberindekileri Kanada’ya gönderen Türk firmanın iflas etmesi ve borçlarını ödeyemez duruma gelmesi üzerine denizciler geri dönmek için Türk Büyükelçiliği’ne başvurdu. Türkiye’nin Ottawa Büyükelçiliği yetkililerinin yardım ettiği denizciler, 3 aylık maaşlarını almadan gemiyi terk etmeme kararı aldı. Denizciler, yaşamlarını zor koşullarda sürdürüyor.
27 yaşındaki Kaan Akpınar’ın Amasya’da oturan annesi Nurcan Akpınar ile babası Bekir Akpınar, tek evlatları olan Kaan ile halen Ukrayna’da olan eşi Ludmila’nın kavuşmaları için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım istediler. Ludmila’nın Mayıs ayında Ukrayna’nın Odesa kentinde ritim bozukluğu nedeniyle kalp ameliyatı geçirdiğini ve oğlu Kaan’ın 10 bin liralık ameliyat masrafını ve diğer borçlarını karşılamak için gittiği Kanada’da mahsur kaldığını söyleyen anne Nurcan Akpınar, “Eşi Türkçe bilmiyor. Kız da orada parasız kaldı. 2 aydır kıza maaş, para gönderemiyor zaten. Kızda buraya gelemiyor. Orada iç savaş var. Orada kaldı” dedi.
Oğluyla en son internetten 10 gün önce görüşebildiğini anlatan anne Akpınar, “Maaşlarını alamadığını, 12 kişinin durumunun çok zor durumda olduğunu söyledi. Sorel Belediyesi yardım ediyormuş. Onlar olmasa aç kalacaklar. Denizciler Derneği’nden Zafer Uzunhan çok ilgilendi. Başka kimse ilgilenmedi. Konsolos gemiye gitmiş. Sadece biletlerini alıp gönderirim diyor. Ama biletini alıp göndermeleri çözüm değil ki. Onların maaşları kaldı orada. Kredileri var, ev ödüyorlar” diye konuştu.
Baba Bekir Akpınar da oğullarıyla birlikte mahsur kalan 12 Türk denizci için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın devreye girmesini istedi.