Vücut Kitle Endeksi Çikti, Mertlik Bozuldu

Vücut Kitle Endeksi Çikti, Mertlik Bozuldu

Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, obezitenin estetik bir problem olmadığını belirterek, "Obezite son derece ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Sadece etkileri ve yan etkileri değil, artış hızı da göz önüne alındığında tedavi edilmesi gerekli olan son derece önemli bir halk sağlığı problemidir" dedi.
Memorial Antalya Hastanesi Antalya’da görev yapan aile hekimlerini kanser cerrahisinde yenilikler ve obezite cerrahisi bilimsel gelişmeleri konusunda bilgilendirmek üzere bir seminer düzenledi. Akra Barut Otel’de düzenlenen seminere Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, Antalya Aile Hekimleri Derneği üyeleri doktorlar ve çok sayıda davetli katıldı.
MERTLİK BOZULDU
Seminerde konuşan Prof. Dr. Alihan Gürkan, vücut kitle endeksinin ortaya çıkmasından bu yana mertliğin bozulduğunu söyledi. Obezitenin bir estetik sorun olmadığını ciddiye alınması gereken bir halk sağlığı problemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gürkan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eskiden hiç böyle şeyler yoktu. Güzel güzel kebaplarımızı yiyorduk. Biraz göbeğimiz oluyordu. ’Türk kası’ diyor geçiyorduk. Ama şimdi öyle değil. Kilo ve boyunuza bakılıyor ortaya bir endeks çıkıyor. 30’un üzerindeyse obez, 35-39 arası ciddi obez, 40’tan sonra ise hastalık yapıcı obezden bahsediyoruz. Bu doğrudur. Obezite estetik bir problem değildir. Obezite son derece ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Sadece etkileri ve yan etkileri değil, artış hızı da göz önüne alındığında tedavi edilmesi gerekli olan son derece önemli bir halk sağlığı problemidir" dedi.
Şişmanlığın bir hastalık ve tedavisi edilmesi gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Gürkan, obezitenin güçlü bir ölüm faktörü olduğunu kaydetti. Dünyada 300 milyondan fazla kişinin obezite ile mücadele ettiğini ve bu sayının 2030’lu yıllarda 500 milyona çıkacağını öngören Prof. Dr. Gürkan, teknoloji, şehir yaşamı ve hareketliliğin azalmasıyla birlikte obezitenin yükseldiğini kaydetti.
"OBEZ İNSANLARIN ÖMRÜ NORMAL İNSANLARA GÖRE 10 YIL KISADIR"
İnsanlar kanser olduğu zaman hekime koştuklarını ama obezite oldukları zaman hekime danışmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Gürkan, şunları söyledi:
"Obezite olan kişilerin ömrü normal insanlara göre ömrü 10 yıl kısadır. Bugün obezite ve sağlık problemlerimi insanların harcadığı para 2 trilyon dolar olduğunu biliyoruz. Morbid obezite hastalarının diyet spor yaşam değişimi ortadan kaldırılırsa bile en iyi kilo verme oranı yüzde 10’lar seviyesindedir. Yani yüzde 90’ı kilo veremiyor. Bu kişilerin mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bunu da cerrahi olarak yapıyoruz. Obezite nedeniyle, diyabet, yüksek tansiyon, eklem ağrısı, uyku apnesi, reflü, psikiyatrik bozukluk, kolesterol rahatsızlıklarına yakalanıyorsunuz. Son zamanlarda obezite ile kanserle yakından ilişkili."
OBEZİTEDE CERRAHİ İLE BAŞLAMA YANLIŞI
Obezitede ilk tedavinin cerrahi olmadığının işaret eden Prof. Dr. Gürkan, "Obezitede cerrahiden başlama gibi bir yanlış var. Hastane olarak biz buna karşıyız. İlk önce hastayı endokrinoloji uzmanı, diyetisyen eşliğinde kilo kontrol merkezimizde kontrolden geçen bir kişiyi ameliyat ediyoruz. Cerrahi asla obezitenin birinci basmak tedavisi değildir. Mide küçültme ameliyatları vücut kitle endeksi yüzde 40’ın üzerinde olan ve obezitenin yan etkilerine maruz kalan hastalar cerrahi yöntemi uyguluyoruz" ifadelerini kullandı.
"TÜP MİDE AMELİYATI MUTLAKA KAPALI YÖNTEMLE YAPILMALIDIR"
Türkiye’de en yaygın olarak tüp mide ameliyatının yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Gürkan, "Bu ameliyatı laparoskopik yöntemle yapıyoruz. Tüp mide ameliyatları mutlaka kapalı yöntemle yapılmalıdır. Tüp mide ameliyatlarının ardından bazı sıkıntılar yaşanabilir. Obezite problemdir. İnsanların ölüm riskini arttırır. Cerrahi asla birinci basamak tedavi değildir. Hastaların yüzdesi düşükte olsa onları diyete yönlendirmekle görevliyiz. İyi kliniklerde modern cerrahilerde operasyonun ardından sıkıntılar binde bir yaşanabilir" diye konuştu. Prof. Dr. Gürkan tüp mide ameliyatının 16 ile 65 yaş arasında yapıldığını aktaran Prof.Dr. Gürkan, obeziteyi önlemenin en önemli basamak olduğunu isöyledi. Prof.Dr. Gürkan, "Türkiye’de kadınlarda obezite yüzde 40, erkeklerde yüzde 25’lerde olduğunu biliyoruz. Ve bu sayı artıyor" dedi. Hastaları biz psikiyatristin onayı olmadan ameliyat yapmadıklarını belirten Prof.Dr. Gürkan, "Operasyonun ardından kalori alımını sınırlamazsanız mideniz genişleyecektir. Eski alışkanlığınıza devam ederse 2 yıl içinde genişleme oluyor ve eski kilosunu geçiyor. Kişi ‘ben ameliyat olurum, ardından ne olursa yerim’ bu yanlış bir kanı. Burada hastanın motive olması önemlidir" ifadelerini kullandı. Prof.Dr. Gürkan tüp mide ameliyatının 12 bin liralık bir maliyeti olduğunu da sözlerine ekledi.
Prof.Dr. Gürkan, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sıkıntının olduğunu Akdeniz Bölgesi’nin ise biraz daha sağlıklı olduğunu ifade etti.
Kanser ameliyatlarında laporaskopik yöntemin uygulandığını kaydeden Prof.Dr. Gürkan, "Yemek borusu kanserlerinde yoğun bakım desteğinden dolayı ağır hastaları ameliyat yapabiliyoruz. Laporaskopi ile ameliyatın ardından hasta ikinci gün kemoterapiye başlanabiliyor. Mide kanserinde en etkin tedavi cerrahidir. Miden kanserindeki bütün tümörleri temizliyoruz. Sindirim sitemindeki en yaygın kanser kolon kanseridir. Akıllı ilaç ve etkin tedavi ile 15 yıl sonra kolon kanserine ameliyat yapmayı gerektirmeyecek. Kolon kanserini artık yüzde 90 seviyelerinde laparoskopi ile yapıyoruz. Karaciğere atlamış tümörlere eş zamanlı müdahale ediyoruz. Tüm kanserler içinde en kötü seyirlisi pankreas kanserdir. 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 5 seviyelerindedir. Troid kanseri cerrahisinde girişimsel radyoloji ile kitle çok kolay bulunuyor. Dünyada her 9 kadından biri meme kanseri riski altındadır" diye konuştu.
"BU BİR NÖBET DEĞİLDİR"
Aile Hekimleri Antalya Derneği Başkanı Alp Karan ise zor bir süreci kolay atlattıklarını belirterek, "Bir yıl önce biz, acil nöbetleri üzerine yoğunlaşmış ve bunun reddi için uğraşıyorduk. Vermiş olduğumuzun mücadele sonucunda acil nöbetleri sonlandı. Sağlık Bakanlığı başka bir dayatma ile karşımıza geldi. Aile sağlığı merkezi nöbeti ile bize dayatma yapıyor. Bu bir nöbet değil, mesai günlerinin 6’ya çıkarılmasıdır. Haftada 5 günü olacak çalışma günü 6’ya çıkarılacak. İlk adım olarak ayağımız alışsın diye ayda bir kez deniliyor. Zaman içinde bu her cumartesiye dönecek. Bizde bunun mücadelesini veriyoruz. Bunun mücadelesini vermezsek bunun duracağı nokta pazar günüdür. Daha ilerisi 24 saati içine alan bir gelişme karşımıza çıkacak. Bunları kabul edemeyiz" şeklinde konuştu.