Yarın Mevlid Kandili
2 Ocak’ı 3 Ocak’a başlayan gecenin Mevlid Kandili olması dolayısıyla 2 Ocak Cuma günü Malatya’daki camilerde, “Mevlid: Rahmet elçisinin dünyayı teşrifi” konulu hutbe okunacak.
Hutbede, özetle şunlar belirtiliyor:
“Bugün Cuma; inananların bayramı. Bugün Mevlid Kandili; neşe, sevinç günü.Alemlere rahmet olarak gönderilen Hatemü’l-Enbiya Muhammed Mustafa (s.a.s)’nın dünyayı teşriflerinin yıldönümü bugün.
Bugün, beşeriyetin, en kutlu doğumuna şahitlik ettiği mübarek bir gündür. Bugün, insanlığın en kurak, en makus dönemlerinden birinin daha sona ermeye yüz tuttuğu gündür. Bugün, Ademoğlunun efkarını kaplayan küfür ve cehalet bulutlarının bir kez daha dağılmaya mahkum olduğu gündür. Bugün, yerlerin ve göklerin Muhammedi nura gark olduğu gündür.
Kerim Kitabımızda biz müminler için en güzel örnek olarak takdim edilir Allah Resulü (s.a.s) Rabbimiz, kendi sevgisine mazhar olmanın, Habibini sevmeye ve onun yolundan gitmeye bağlı olduğunu bildirir. Zira, Peygamber sevgisi bir beşere duyulabilecek en ulvi sevgidir. Peygamberin yolu güzellikler yoludur. Peygamberin yolu, hak, hakikat, adalet, sadakat, ahlak yoludur. Onun yolu, merhamet, şefkat, hoşgörü, birlik, beraberlik yoludur. Bu yol, her iki alemde huzur ve mutluluğa götüren kutlu bir yoldur.
Efendimiz (s.a.s), kızgın çölün bereketsiz topraklarında bedevi insanlardan oluşan bir toplumdan İslam medeniyetinin nüvesini teşkil eden medeni bir toplum inşa etmiştir. O, aşağıların aşağısına yuvarlanmış insanlığı ulvi değerlere kavuşturmuştur. Kin, nefret ve intikam toplumunu sevgi, muhabbet, şefkat ve rahmet toplumuna dönüştürmüştür. Bu yüzdendir ki, Allah Resulü (s.a.s), bütün Müslümanların her zaman ve her asırda örnek alacağı yegane rehberdir. Yeter ki onun rehberlik ve örnekliğine her daim başvurabilelim. Yeter ki ona hayatımızın her safhasında yer verebilelim. Yeter ki onun insanlık alemine takdim ettiği değerlere hakkıyla riayet edebilelim
İnsanlık bugün doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle topyekun, çok çetin bir sınavdan geçmektedir. Bugün yaşanan amansız zulümler, yürekleri burkan şiddet, oluk oluk akan kan, dinmeyen gözyaşı, yitirilen umutlar, heba olan hayatlar, insanlığın zorlu bir vicdan imtihanından geçtiğini göstermektedir. Özellikle gönül coğrafyamızda aynı kitaba, aynı peygambere inanan, aynı duyguları paylaşan insanların birbirlerine karşı sergiledikleri acımasız tutumları hepimizi derinden yaralamaktadır.
Unutmamak gerekir ki bu olumsuzluklar karşısında her birimizin yükümlülükleri vardır. İnananlar olarak, Kerim Kitabımız ve Efendimizin insanlığa takdim ettiği yüce değerler ile hayatımızı tezyin etmek ve bunlar uğrunda mücadele vermek hepimizin aslî görevidir. Her birimiz Rahmet Elçisinin bize miras bıraktığı hak, hakikat, ahlak, merhamet, şefkat, adalet, kardeşlik anlayışını ailemize, toplumumuza ve tüm insanlığa taşımakla sorumluyuz. Bunu başarabildiğimiz takdirde insanlık özlediği güzel günlere, saadet asrına yeniden kavuşacaktır. İşte o zaman dünya gerçek medeniyetlere yeniden yelken açacaktır. İşte o zaman Efendimizin mevlidi bizim dünyamızda gerçek anlamını bulacaktır. Gerçek şu ki; Efendimiz (s.a.s)’in örnekliği ve rehberliği, Müslümanların ve insanlığın içine düştüğü her türlü badireyi atlatması ve özlenen aydınlığa, vicdana, insafa kavuşması yolunda yegane sığınaktır.“