Yılbaşı Kutlaması
VAN (İHA) – Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Tarihi ve Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ferzende İdiz, yılbaşı gecesi niyetiyle hiçbir şey yapılamaması gerektiğini belirterek, “Yılbaşı ve Noel Gecesi kutlamalarının dinimizde yeri yoktur” dedi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. İdiz, İslâm’la hiçbir alakası olmadığı halde tüm İslâm ülkelerinde her yıl yılbaşı gecesi kutlamalarının yapıldığını söyledi. İdiz, “Yeni yıla yaklaştığımız bu günlerde de yılbaşı kutlama hazırlıkları son hızıyla devam etmektedir. İslâmî bir topluluk olan halkımız, bunun dindeki yerini haklı olarak sormakta ve sorgulamaktadır. Bu sorunun cevabını bulmak için öncelikle Noel ve yılbaşı nedir? Tarihi gelişimi nasıl olmuştur? Sorularına cevap vermek yerinde olacaktır. Noel sözcüğünün kökeni Latince Natalis (doğum) kelimesidir. Natalis kelimesi Fransızcaya geçişinde Noel kelimesi olmuş ve Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Bir diğer iddiaya göre Noel kelimesi, Galya dilinde (Keltçe) yeni anlamına gelen ‘noio’ ile güneş manasına gelen ‘hel’in birleşmesiyle oluşmuştur ve ‘yeni güneş’ anlamına gelmektedir. Noel kelimesi o devrin putperest toplumunda yeni yılın başlangıcında yapılan şenliklere ad olmuştur. Noel sözcüğünün kökeni ile ilgili bir diğer açıklama ise Fransızca ‘haber’ veya ‘yeni’ anlamındaki ‘nouvelle’ kelimesinden geldiğidir. Noel ayrıca Almancada ‘kutsal gece’ anlamındadır. Günümüzde başta İngilizce konuşan coğrafya olmak üzere bazı batılı ülkelerde Noel anlamında kullanılan christmas ve benzeri diğer kelimeler ise Yunanca Khristos (Mesih) ve Latince miss (yollanmış, gönderilmiş) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. ‘Yollanmış, gönderilmiş’ kelimelerinin, İsa’nın son akşam yemeğindeki son sözlerini sembolize ediyor olabileceği düşünülmektedir. Noel Yortusu ya da Kristmas (Christmas), günümüzde Hz. İsa’nın doğumu anısına 25 Aralık’ta kutlanan, tamamıyla Hıristiyanlara ait dinî bir bayramdır. Kutlamalar 24 Aralık’ta Noel arefesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık’a denk gelen 6 Ocak’ı Noel olarak kutlarlar. Hıristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde pratik olarak Noel tatili yılbaşı tatiliyle birleştirilir. Aslında Hıristiyanlığın ilk üç yüz yılında böyle bir kutlama yoktu. İlk Noel, 336 yılında Roma’da kutlanmaya başlanmıştır. Buna göre Antik çağlardan beri kutlana gelen pagan kış festivalleri ile Roma’da yayılmış Mitraizm’in kış festivalleri olan Yule ve Saturnalia’daki uygulamalar, Noel’in kökenini teşkil etmektedir. Bu putperest Roma Bayramı, 21-31 Aralık tarihlerinde kutlanmaktaydı. Mitra dinindeki ölümsüz Güneş Tanrısı’nın doğum günü bayramı İsâ (a.s.) için kutlanmaya başlanmıştır. Zira Roma halkı Hıristiyanlıktan önce büyük oranda putperestti. Eğer bu bilgiler doğru ise günümüzde Hıristiyan âlemi tarafından çeşitli tarihlerde kutlanmakta olan Noel’in, sonradan Hıristiyanlığa sokulmuş bir bid’at olduğu söylenebilir. Ancak bid’at da olsa günümüzde Hıristiyan âlemi tarafından kutlanan önemli bir dini bayram halini almıştır. Noel kutlamalarının vazgeçilmez folklorik unsurları arasında çam ağacı süslemeleri ve Noel Baba inancı bağlamındaki gelenekler önemli yer tutar. Noel’de çam ağacı süslemeleri ilk kez XVI. yüzyılda Kuzey Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya kadar birçok dinsel gelenekte olduğu gibi eski Kuzey Avrupa halkları arasında da yeşil ağaç verimlilik, bereket ve üretkenliğin sembolü olarak kabul edilmiş ve dinsel bayramlarında meydanlara dikilen veya evlerde bulundurulan bir yeşil ağaç bu inancı sembolize etmiştir. Kuzey Avrupa halklarının Hıristiyan olmasıyla birlikte, Hıristiyan geleneğindeki hayat ağacını temsilen Hz. İsa’nın doğum gününde yeşil bir ağaç (Kuzey Avrupa’da doğal olarak çam ağacı) süslemek ve bunun dallarına çeşitli hediyeler asmak âdeti ortaya çıkmıştır. XVIII. yüzyıldan itibaren çam ağacı âdeti Güney Avrupa Hıristiyanları arasında yayılmaya başlamış; kısa bir zaman sonra ise evrensel olarak Hıristiyanlarca benimsenen bir folklorik törene dönüşmüştür. Noel Baba inancı Almanya kökenlidir. Bu inanç da XVII. yüzyıldan itibaren Almanlar vasıtasıyla Güney Avrupa’ya ve Alman göçmenlerce Amerika’ya taşınmıştır. Noel Baba olarak adlandırılan ve Aziz Nicholas’la özdeş olduğu söylenen şahsiyet tamamıyla efsanevî bir kişiliktir. Ruslar, onun kendileri için koruyucu bir aziz olduğu kanaatindedirler. Hıristiyanlar, bu şahsın Noel döneminde gökyüzünde ren geyiklerinin çektiği bir kızakla ya da yerde eşek sırtında (veya yaya olarak) dolaştığına ve evlere bacalardan inerek başta çocuklar ve fakirler olmak üzere insanlara çeşitli hediyeler bıraktığına inanırlar” dedi.
İdiz, hindi kesme geleneği hakkında da açıklama yaparak, “Hindi kesme geleneğine gelince Meydan Larousse’un ‘Noel’ maddesinde şu şekilde açıklanmaktadır, ‘Milattan önce güneşe tapan putperestler, tanrı saydıkları güneşin her gün biraz daha erken kendilerini terk etmesine üzülürlerdi. 25 Aralık’ta günler tekrar uzamaya başlayınca, güneşin kendileri ile kalmaya razı olduğuna sevinerek kutlamalar yaparlardı. Bu kutlamalar sırasında dans ederler, içki içerler ve ışıklandırma yaparlardı. O günde hindi kesme, domuz başı, kaz kızartması yemeyi ve birbirlerine çeşitli hediyeler vermeyi, gelenek haline getirmişlerdi. İşte hindi kesme geleneği de büyük bir ihtimalle buradan Hıristiyan âlemi Noel kutlamalarına geçmiştir. Bu bilgiler ışığında, Noel kutlamalarının aslında Hıristiyanlığa da sonradan sokulan bir bid’ât olduğu söylenebilir. Zaten Hz. İsa ile bu gecenin eğlencesinin, israfının ve çılgınlığının bir ilgisinin olamayacağı her akıl sahibi insan tarafından kabul edilir. Zira Hz. İsa (hâşâ) çam kesmeyi, içki içmeyi, domuz yemeyi, kumar oynamayı veya fuhuş yapmayı elbette emretmiş olamaz. Zira peygamberlerin en fakirlerinden biri olan Hz. İsâ’nın böyle bir israfa müsaade etmeyeceği hele hele bunu emretmeyeceği malumdur. Ancak bid’at olsa dahi günümüz Hıristiyan âlemi tarafından dini bir bayram olarak kutlandığı ve onlara mal olduğu da bir gerçektir. Yılbaşı, miladi takvime göre yeni yılın başlangıcı demektir. Bu da 1 Ocak tarihine denk gelmektedir. Bu anlamıyla Noel’le direk bir alakası yoktur. Ancak, Noel kutlamaları 25 Aralık’ta başlayıp yeni yıl tatiliyle birleştirildiğinden, yılbaşı gecesi de Noel kapsamına alınmış görülmektedir. Her ne kadar batı Hıristiyan toplumlarınca Noel’le birleştirilen bir kutlama olarak görülse de milâdî takvimi esas alan bütün uluslarca yeni yılın başlangıcı anısına kutlanan bir etkinliktir. Tarihin bilinen en erken dönemlerinden beri yeni yıl kutlamalarının bütün toplumların geleneklerinde mevcut olması, güneş ya da ay takvimini esas alan uluslar, yılın çeşitli mevsimlerine denk düşen ve genellikle tarımsal faaliyetlerden hareketle düşünülen farklı yılbaşı günleri ortaya koymuşlardır. Bu anlamda birçok İslâm ülkesinde de kutlanılan yılbaşı gecesini Noel’den ayrı tutmak gerekir. Zira kerih görülse de o gece kutlama yapanların çoğu bunu yeni yıl kutlaması olarak yaptıklarını belirtmektedirler. Eğer o geceyi kutlayanlar, Noel niyetiyle değil, sadece yeni yıla girme niyetiyle kutlarlarsa, hoş olmayan (kerih) bir iş yapmış olmakla beraber haram işlemiş sayılmazlar. Ancak haram olan fiillerde bulunmamaları şartıyla. İçki içmek, kumar oynamak, fuhuş yapmak elbette o gece de her zaman da haramdır” diye konuştu.
Noel ve yılbaşının dindeki yeri hakkında da bilgiler veren İdiz, “Bu soruya verilecek en kısa ve net cevap, dinde yeri olmadığıdır. Zira Noel zaten Hıristiyan geleneği olması hasebiyle İslâm’da yeri olmayan bir gelenektir. Yılbaşı da yine dinin emretmediği ve batı kültürünün İslâm âlemine soktuğu bir yozlaştırma geleneğidir. Dolayısıyla iyi bir Müslüman’ın bunlarla işi olmaz. Dini yönden hükmüne gelince; Hıristiyan âleminin dinî bir bayramı olan ve 25 Aralık -1 Ocak (Doğu kiliselerinde 6 Ocak) tarihleri arasında kutlanan Noel’in İslâm’la hiçbir alakası yoktur. Bu günü Hıristiyanlar gibi Noel niyetiyle hindiler keserek, ağaçlar süsleyerek, hediyeleşerek kutlamak dinimize göre haramdır. Zira peygamberimiz (s.a.v.) ‘Kim bir kavme benzerse, o onlardandır’ buyurmuş ve başka kavimlere benzetmekten bizi men etmiştir. Harama bulaşmadan yapılan yılbaşı kutlamaları ise, eğer Hıristiyan âdeti olarak değil sadece yeni yılı kutlamak şeklinde yapılsa haram sayılmaz. Ancak dinde olmayan ve dini yozlaştırma ihtimali olduğundan mekruh (hoş olmayan davranış) sayılır. Eğer bu gece haram fiiller işlenirse, zaten haram olur. Yılbaşı gecesinde hiçbir şey yapmamak, yani bu gecenin diğer gecelerden farkının olmadığını bilerek herhangi bir gece gibi geçirmeliyiz. İlle de bir şey yapılacaksa ibadet ve dua ile geçirmeliyiz. Biz Müslümanların yılda iki bayramı ve birçok dini gecesi bulunmaktadır. Eğer amacımız İslâm olmak ve yaşamaksa, bugün ve geceler bizim için yeterlidir. Bunları değerlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.