Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar: “yayın Yasağı Girişimi Sadece İtibar Kaybettirir”
Bir ülkenin uluslararası camiada itibar ve prestij sahibi olmasının taşla toprakla, binayla değil, hukukun evrensel ilkelerini benimseyerek ve yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerine saygı göstererek sağlanacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, yayın yasağı girişimlerinin sadece itibar kaybettireceğini söyledi.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından MİT’e ait araçların durdurulması ile ilgili olarak getirilen yayın yasaklarını değerlendirdi. Yayın yasağı şeklindeki sansür girişimlerinin son dönemde arttığına dikkat çeken Hasan Sınar, “Bu gibi yayın yasağı şeklindeki sansür girişimleri, ülkemizde son dönemde çok arttı. Kamuoyunu yakından ilgilendiren siyasal konularda bu gibi yayın yasağı kararları ile getirilen sansür aslında, demokratik toplum düzeninin olmazsa olmaz koşulu olan özgür bilgi dolaşımını engellemeye yönelik ‘konuşmayacaksınız’ buyruğundan ibaret. Hukuken ise hiçbir anlamı ve değeri yok. Çünkü böyle bir buyruk salmak gerek anayasal bir hak olan basın ve ifade özgürlüğüne gerekse iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına açıkça aykırıdır. Türkiye ifade özgürlüğüne getirdiği bu ölçüsüz sınırlamalar nedeniyle halihazırda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bu konuda en yakın takipçisinin üç katından daha fazla mahkûmiyet yemiş durumda. Gerek idari gerekse yargı organlarının bu durumu bilmemesi mümkün değil ama buna rağmen hukukun evrensel ilkelerini inatla çiğnemekte ısrar etmeleri, hukukî değil ancak siyasi mülahazalarla izah edilebilir kanaatindeyim” diye konuştu.
Yayın yasağı kararının bir özelliğinin de sosyal paylaşım sitelerini hedef alması olduğunu belirten Hasan Sınar, “Son dönemde ülkemizin uluslararası camiadaki itibarını yerle bir eden Twitter ve YouTube yasaklamaları gibi sansür girişimlerinden hiçbir ders alınmadığının açık bir kanıtı aslında. Sosyal medya çağında bu gibi sansür girişimleri ile asla amaçladığınız hedefe ulaşamaz yani o bilginin yayılmasını engelleyemezsiniz. Ayrıca bu girişimleriniz sizi gerçekten küçük düşürür ve itibarınızı sıfırlar. Bir ülkenin uluslararası camiada itibar ve prestij sahibi olması taşla toprakla, binayla olmaz. Hukukun evrensel ilkelerini benimseyerek ve yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerine saygı göstererek, prestij sahibi olunur. Oysa son olarak Freedom House tarafında yayınlanan 2014 İnternet Özgürlüğü raporunda da vurgulandığı gibi, bu gibi sansür girişimleri yüzünden Türkiye’nin karnesi son derece kırıktır” dedi.