Yüksek Mimar Dekoratör Fikret Tekiner;
Dünyaca ünlü Yüksek Mimar Dekoratör Fikret Tekiner, her şeyin para olduğu bu dünyada, geçmişe saygı duymanın geleceğin imzası olduğunu belirterek, Kastamonu’nun sahip olduğu tarihi eserleriyle dünyaya hükmedebileceğini söyledi.
Kastamonu’da Honsalar Mahallesinde bulunan Akifbey Konağı’nın restorasyon çalışmalarını yürütmek üzere şehre gelen ve dünyaca birçok ödüle layık görülen Yüksek Mimar Dekoratör Fikret Tekiner, Kastamonu’da bulunduğu süre içerisindeki temaslarını değerlendirdi.
İstanbul’da yaşayan ve aslen Küreli olan işadamı Erdoğan Sürücü’nün sahip olduğu Akifbey Konağının daha önceden yapılan yanlış uygulamalar nedeniyle bozulmuş dekoratifini yenilemek için Kastamonu’ya geldiğini belirten Fikret Tekiner, “Türkiye’de bugüne kadar çok eser yaptım, Eser dediğimiz zaman burada yanlış bir terim ortaya çıkıyor. Bizler henüz eser yapacak kadar büyümedik. Eser, daima eski mimarların daha teknolojisini dahi sökemediğimiz yüce insanların işidir. Biz, şimdi bunları yaşatmaya çalışıyoruz. Ben, buraya bu maksatla geldim. Ben, sadece eksiyi yaşatmaya çalışıyorum ve bu yüzden de Kastamonu’ya geldim. Eskinin üzerine basa basa bir güzellik ortaya çıkarmaya çalışıyorum” dedi.
“GEÇMİŞE SAYGI DUYMAK, GELECEĞİN İMZASIDIR”
Teknolojinin Türkiye’ye ve dünyaya çok fazla yenilikler getirdiğini hatırlatan Fikret Tekiner, “Ama bunlara istinaden getirdiğinin de 10 mislini alıp götürdü. Bugün sanat için eski diyorlar. Ama dünyada tek ölmeyecek meslek sanattır. Ahşap, ağaç bunlar asla ölmez. Ağaç, ancak yaktığın zaman ölür. Ağaç, sonsuza kadar yaşayacak tek varlıktır. Elimizdeki kalemden tutunda, okuduğumuz kitaplara kadar, defterimiz, projelerimiz kısacak ağaç, hayatımızın değişilmez bir parçasıdır. İnsanların son yolculuğuna kadar ağaç her dönemde vardır ve de var olacaktır. Bu güzel doku, bu güzel mimariler bir yerde ölmemesi gerekiyor. Bunları yaşatabilmek için rantı unutmaz gerekiyor. Her şeyden önce eskiyi arzulayan ve tanımayan binlerce insanlar var. Eskinin gerçeğini tatmak lazım, bunları süslemek değil, bunları boyamak değil, bunlara başka bir hava vermek değil, çünkü başka zaten hava veremeyiz bu gücümüz yok. Biz, gücümüzü kullanıp bu büyüklerimizin, o günlerde dünyaca moda olan projelerini yaşatmak ve canlandırmak benim kanaatimce çok büyük bir sevaptır ve çok büyük bir servettir. Her şeyin para olduğu bu dünyada, geçmişe saygı duymak, geleceğin imzasıdır” diye konuştu.
“BU ŞEKİLDE KASTAMONU’YA TURİST GETİREMEYİZ”
Kastamonu’nun çok fazla bakımsız kaldığını vurgulayan Fikret Tekiner, “Ama bir o kadarda kültürel zenginliği fazla bir şehir. Bunları öldürmeyelim, aksine yaşatalım. Bunu bilinçli insanların ellerine verelim. Bunları bilinçli insanlar yapsın. Bu, bir amatör değil, bir karatahta değil, üzerindeki çizgileri silemezsin. Kastamonu, mükemmel bir yerdir. Ama son yıllarda mükemmeliyetini artık kaybetmeye yüz tutmuş. Şu anda o görünümü veriyor. Halbuki çok güzel bir servet yatıyor bu şehirde. Bu serveti ortaya çıkarmak gerekiyor. Örneğin, altını çamura atmışlar altın yine altındır. Ama çamuru temizlediğimiz zaman altını görürüz. Şimdi biz, Kastamonu’da altını göremiyoruz. Eski ve muhteşem bir konak görüyoruz. Yanında, ya yıkılmaya mahkum bir konak veyahut bir bina var veya yanına modern değişik bir bina yapılmış. Bu saçmalıklardan bir an önce kurtulmamız lazım. Ben, Safranbolu’dan geçtim, daha önce hiç görmemiştim. Netice itibariyle sizi şehre bağlıyor. İnsanlara bir şeyler veriyor. Kastamonu’ya güzel bir turizm getirmek mümkündür, ama bu vaziyette değil, şu haliyle buraya istesek de turist gelmez. Otel yapmak Kastamonu’da bir şey ifade etmez. Altın bir Kastamonu evini ve burayı otele çevirdik. İçerisine güzel eşyalar koyduk. Şuna benziyor. Dünyanın en pahalı pijamasını alıyoruz. Pijama gece yatakta giyiliyor. O pijama ile baloya veya sinemaya gider misiniz? Gitmezsiniz dimi. Ama çok pahalı bir pijama. Dünyada eşi benzeri yok bu pijamanın. Şimdi konseptine uymadığı yerler, o güzelim konakların yanına bir bakıyorsunuz 3-5 katlı binalar dikilmiş. Bu şekilde nasıl Kastamonu’ya turist getireceğiz. Fakat Kastamonu yaşadığımı zaman yani eskiden bunlar var mıydı? Yoktu” şeklinde konuştu.
“KASTAMONU’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞARILI OLUR”
Öncelikle tarihi ve kültürü iyi araştırıp buna göre dikkatli olunmasını isteyen Fikret Tekiner, “Rant düşünerek iş yapmamız lazım. Önümüzde iki tane şık var. Ya para ya da Kastamonu olacak. Şimdi biz, Kastamonu’dan para kazanmayalım, bizler Kastamonu’ya para verelim. Bizim bozduğumuz yapıları düzeltelim, bunları telafi edelim. Bu sayede Kastamonu’yu Kastamonululara kazandıralım. Daha sonra Kastamonu, bize zaten çok fazla para kazandırır. Bütün dünyayı gezin, tarihi eser deyip geçiyorlar. Fakat yıkılmış, sıçan bile girmiyor içersine, sıçan girse başı yarılır. Ama ‘tarihi eser efendim’ diyor. Tarihi eserden boyasından tutun dış görünüşüne kadar rezil yerler var. Bugün Anıtlar Yüksek Kuruluna bir yazı yazıyorsunuz, ‘boya rengini değiştirmem’ diyor. Niye değiştirmiyorsun. Neye istinaden değiştirmiyorsun. O renk yoktu ki, öyle bir renk yok. Bu yapıcılık içerisinde bir kültürdür. Süsleyerek bu işler olmaz. Buralara yeni şeyler yapmakla olmaz. Buraya Kastamonu’nun kendi ukdesinde yaşattıklarını yaşatmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kentsel Dönüşüm kapsamında eski Kastamonu’nun gün yüzüne çıkartılmasının planlandığını hatırlatan Tekiner, şöyle konuştu: “Ben, bu konuda Belediye Başkanımız Tahsin Babaş’a ve AK Parti’ye çok fazla güveniyorum. Çünkü Başkanımız olsun AK Parti olsun yapar. Ben, herhangi bir partiyi tutmuyorum yada partizan birisi değilim. Bunlarla hiçbir alakam yoktur. Ama bakıyorum kafamı nereye çevirirsem AK Parti hükümeti çalışıyor. AK Parti, iş yapıyor, Kastamonu Belediyemiz çalışıyor ve bir şeyler üretiyor. Eminim ki Kastamonu Belediyemiz ve Belediye Başkanımız bu söylediklerimizi dikkate alacaktır ve bu işi başaracaktır diye tahmin ediyorum”
“KASTAMONU, TARİHİ ZENGİNLİKLERİYLE DÜNYAYA HÜKMEDECEK GÜÇTE”
Kastamonu’nun tarihi zenginlikleriyle dünyaya hükmedecek güçte olduğuna dikkat çeken Fikret Tekiner, şunları kaydetti: “Kastamonu’da Akifbey konağında daha önceden yapılan bazı işler yanlış olmuş. Konağın sahibi, benim yakinen tanıdığım ve görüştüğüm bir dostumdur. Bu yüzden buraya gelip, buradaki konağın benliğini kazanmasını amaçlıyoruz. Bu konağı konak yapmak istiyoruz. Aynı şekilde 150 yıl önce bu konakta nasıl yaşanılıyorsa bugünde konağa gelip, misafir olacak kişilerde bunu yaşamasını hedefliyoruz. Birçok insan köyü çok özler. ‘Ah köyde olsam, köyde yaşasam’ der. Köy hayatını inanılmaz özler. Ama adamı köye getirdiğimiz zaman 2-3 ay kalamaz. Çünkü sıkılır, yaşadığı yere döner. Şimdi burada bir nokta var. Buraya birileri geldiği zaman, burada lüks bir şeyler aramayacak. En önce Kastamonu’ya ait, onu hem dışarıda görecek hem de içeride yaşayacak. Buraya modern bir eşya konulmayacak. Buranın içerisinde de Kastamonu’ya ait eşyalar olacak. Buraya konağa geldiği zaman birileri, eskiden bu insanların nasıl yaşadığını, nasıl nefes aldığını, o dokuyu ve tarihi hissedecek”
Kastamonu’dan Avusturya’ya gidildiği zaman Avusturya’nın evlerinin resimlerinin çekildiğine işaret eden Tekiner, şöyle devam etti: “Övünerek ahbaplarınıza buraların resimlerini gösterip, bu şuraya gittim diyorsunuz. Neden buradan Avusturya’ya gittiğiniz zaman buradaki konakların resimlerini göstermiyorsunuz. Burada da böyle konaklar var, burada da tarihi evler var demiyorsunuz. Bu ayıklama değil. 30 tane binanın içerisinden 2-3 tanesi değil. Keşke 30 tane binanın içersinden 2-3 tanesi bozuk olsa da ömürleri iyi olsa. Bakın Kastamonu, olduğu gibi bu şekilde tarihi evlerle, konaklarla kaplı olsun, size samimi söylüyorum dünyaya hükmeder. Çünkü Kastamonu, güzel bir doku ve güzel bir mimarı taşıyor. Bunlarda alışıldığın yanında çok değişik özellikler. Kendine özgü bir mimarisi var. Bunu tekrar söylüyorum, Kastamonu Belediye Başkanımız bunu başaracağına inanıyorum”
Akifbey Konağının sahibi işadamı Erdoğan Sürücü ise, İstanbul’da ikamet ettiğini ifade ederek, “Aslen Küreliyim. Yakın bir zamanda bu konağı satın aldım. Satın aldığımız konak, yıkılmak üzereydi. Bu konağı restore ettirdik. Restorasyon ve mimari çalışmalarını daha önce bir mimara yaptırmıştık. Fakat istediğimiz verimi alamadım. Bunun üzerine Dünyanın ve Türkiye’nin tanıdığı ünlü mimar ve dekoratif Fikret Tekiner’e konuyu açtım. Fikret Tekiner, benim ailece görüştüğüm ve yakinen tanıdığım birisidir. Kastamonu’daki çalışmalardan bahsettim. Sağ olsun, kendisi de bizleri kırmadı ve kalkıp Kastamonu’ya geldi. Yıkılmak üzere olan tarihi konağımızın restorasyon ve dekoratif işlerini yaparak Kastamonu’ya bir eser daha kazandırmış olduk. Bu konuda kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi.
Ayrıca Sürücü, Mimar Dekoratif Fikret Tekiner’in Türkiye’de ve dünyada yaptığı birçok eserler sayesinde yaklaşık 21’e yakın büyük kuruluşlardan çeşitli ödüller almaya haz kazandığını belirterek, Tekiner’in kendi çevresinde yakinen tanınan ünlü bir mimar ve dekoratif olduğunu sözlerine ekledi.