Cemal Metin Avcı'nın ifadesi ortaya çıktı: Cinayetten sonra telefon sinyalini planlamış
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre Pınar Gültekin cinayetinde katil Cemal Metin Avcı'nın Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdiği ifade ortaya çıktı. Daha önce cinayeti 'bir anlık öfkeyle işlediğini' iddia eden katil Avcı, Gültekin ile 2 yıl önce işlettiği Cüce isimli iş yerinde tanıştıklarını söyledi. Avcı, karşısına sunulan deliller sonrası suçunu itiraf ettiği ifadesinde şunları söyledi:
"Tanıştıktan sonra birkaç kere iş yerime geldi. Geldiğinde bazen yalnız, bazen de bayan arkadaşlarıyla beraber geliyordu. İlk önce bana Instagram’dan 'bugün için teşekkür ederiz' şeklinde mesaj gönderdi. Ben de 'afiyet olsun, her zaman bekleriz' dedim. Bana telefon numarasını yazdı. Sonrasında telefonla ve WhatsApp üzerinden görüşmeye başladık.
16 Temmuz'da buluşmadan bir gün önce bana WhatsApp'tan yazarak 'buluşmak istediğini' söyledi. Ben de ertesi gün buluşmayı kabul ettim. Amacım tamamen ilişkimi bitirmekti. Saat 15 sıralarında kendisini aldım. Birlikte eve gittik. Kendisinden konuşmasını istedim. Benden ne istediğini sordum. Kendisine artık bu işin bitmesi gerektiğini söyledim. Bağırmaya başladı ve 'Karına söylerim' şeklinde sözler söyledi."
Genç kadının kendisine bıçak çektiğini iddia eden Avcı, ifadesine şöyle devam etti:
"Bu sırada sağ kolum dirsekten çizildi. Sonrasında boğazıma doğru yaklaşınca ben de kendisine yumruk attım. Yere düştü ve kafasını yere çarptı, sanırım kafasının arka kısmını çarptı. Biraz kan aktı. Sonrasında yerdeyken yüzüne bir yumruk daha vurdum. Hatırladığım kadarıyla yere düştükten sonra bir kere vurdum. Sonrasında hareket etmediğini fark ettim ve boğazını 15-20 saniye kadar sıktım nefes alıp almadığını, tepki verip vermediğini kontrol ettim.
Ancak nefes almıyordu. Sonrasında ne yapacağımı bilemedim. Yerde yatar vaziyette duruyordu. 5-10 dakika bir şey yapmadan bekledim. Herkesin öğrenmesinden çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim. Aklıma ailem geldi. Ne yapacağımı düşünmeye başladım. Aklıma bahçedeki varil geldi. Bu varil bahçedeki çöpleri ve benzeri şeyleri yakmak için kullandığımız bir varildi. Varili evin içerisine getirdim. Pınar'ı varilin içerisine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan iple boğazını sardım. Bir elimle ayaklarından, diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içerisine koydum. Bu sırada Pınar'dan herhangi bir emare yoktu. Bu olaylar oluncaya kadar yaklaşık 15 dakika geçmiştir.
"Telefonu alıp sinyal versin diye oraya gittim"
"Pınar'ı varile koyarken başındaki kanlardan dolayı elbisemin göğüs kısmıma kan bulaştı. Daha sonra varili evin içinde üzerine odun atmak suretiyle yakmaya çalıştım. Evin içi duman doldu, varili tuvalet tarafına götürdüm. Varil evin içinde yanmayınca ve evi duman kaplayınca endişeyle varilin evde yanmayacağını anladım.
Sonra Pınar’ın da telefonu ile benzin almak için aracıma bindim. İlk önce yayla tarafına Keyif Oturağı civarına gittim, oradan geri döndüm. Pınar, Akyaka'da kaldığı için telefonu Akyaka’da sinyal versin diye oraya doğru yola çıktım. Akyaka kavşağına vardığımda geçitten yeni yapılan yerden geri döndüm. Akyaka kavşağına 1-2 kilometre kala sim kartı telefondan çıkardım dişimle ısırarak kırdım ve parça parça camdan attım.
"1.5 litrelik şişelerde benzin aldım"
Daha sonra Muğla’ya geri döndüm. Eve gidip üstümü yani tişörtümü ve şortumu değiştirdim. Sonra deterjan ile tişörtümü çitiledim, ertesi gün makinede yıkandı. Ardından petrolden iki adet 1.5 litrelik şişelerde benzin aldım ve aracıma da mazot aldım. Sonrasında tekrar yaylada bulunan eve geri döndüm.
Döndükten sonra varili bahçeye çıkardım. Orada varilin içerisine biraz tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi. Bahçede bulunan asma çardağın bir kısmı ve ağaç yaprakları bu alevin etkisi ile yandı. Yan komşu Melek teyze gördü ve bana 'ne yaptın yangın çıkacak' dedi. Ben de plastik kasalar var onları yaktım deyince, 'Bu havada yangın çıkar yakma' dedi ve gitti.
"Ara ara gidip yanıp yanmadığına baktım"
Ben de daha sonra iş yerime geldim çalıştım. Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim. Gece saat 23.00 gibi gittiğimde varilin içerisine su dökerek söndürdüm. Palet yardımı ile üç basamak aşağıda olan depo gibi olan bir yere koydum. Sonrasında iş yerime döndüm. Gece saat 01.00 gibi iş yerinde çalışan çocukları evlerine bıraktım. Pınar'ın telefonunu da elimle 3-4 parçaya ayırdım. Kötekli ve Yeniköy'de bulunan çöplere parça parça attım.
Sonrasında evime gittim ve yattım. Olanları kimseye anlatmadım. Ertesi gün sabah kalktım yanlış hatırlamıyorsam Maliye'ye gittim. Sonrasında Sanayi'ye babama yardım etmeye gittim. Öğleden sonra saat 15.00-16.00 gibi dükkandan yemek yemek için çıktım. O esnada Yaylaya gittim. İş yerinin fayanslarını değişmiştim. Artan malzemeler yayladaki evin deposunda duruyordu.
Burada artan malzemelerden duvar sıvasını varilin içerisine boşalttım. Ağırlaşacağı aklıma geldi. Aracı yanaştırmıştım. Kapılarını da kimse görmemesi için açmıştım. Balyozla varilin ağzını küçültmek için yamulttum. Varili paletin üzerine yerleştirdim. Paleti kaldırarak aracın içerisine paletle ittirdim. İttirirken de de bacaklarımda yaralanmalar oldu. Hatta varili ilk paletin üzerine koyarken sağ ayağım altında kaldı.
Varili aracın arka kısmına yerleştirdim. içerisine önce boşalttığım torbanın geri kalanını ve bir torba daha duvar sıvası koydum ve üzerine su ekledim, sulandırdım. Sonra varilin ağzını küçültmüştüm, biraz daha balyozla vurarak kapattım. Yani ağzını yummuştum. Sonrasında arabaya binip Yayladan Sanayi Kavşağından karşıya devam ettim. Gülağzı tarafına ayrılan yola döndüm. 1-1.5 kilometre sonra yolun sağ tarafına doğru yanaştım. Aracı geri geri yanaştırdım. Arkasını dereye doğru verdim. Arka kapakları açtım ve yine palet yardımı ile aşağıya indirdim. Bu sırada varil yuvarlandı, palette aşağı düşünüyordu ancak paleti tutarak aracımın içerisine koydum ve aracımla Gülağzı'ndan inerek Gülağzı kavşağından Muğla istikametine doğru devam ettim.
"Arkadaşı aradı, 'Haberim yok' dedim"
"Sanayiye iş yerine gittim, üzerimi değiştirip iş yerim olan Cüce isimli yere gittim. 18 Temmuz'da Pınar’ın arkadaşı olan Ceren isimli şahıs aradı ve bana 'Cemal nasılsın, ben Pınar’ın arkadaşıyım biz Pınar’a ulaşamıyoruz. Senin haberin var mı?' diye sordu. Ben de haberim yok, nereden haberim olsun dedim. Oda 'tamam biz jandarmaya haber verdik' diyerek kapattı."