Oğlu ve üvey kızına cinsel istismarla suçlanan baba hakim karşısında
İzmir'de yaşayan C.E. ile B.H. şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandı. Çiftin erkek çocukları A.E.'nin velayeti anneye verildi. A.E. hafta sonları babasında kalmaya başladı. A.E. geçen yıl bir hafta sonu dönüşünde annesi B.H.'ye babasının kendisine cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Olayı duyan B.H.'nin ilk eşinden olan kızı A.H., C.E.'nin 11 yaşındayken kendisine de cinsel istismarda bulunduğunu ve kimseye anlatmaması için tehdit ettiğini söyledi. Bunun üzerine polise giden B.H. eski eşinden şikayetçi oldu.
Çocuk İzleme Merkezi'nde (ÇİM) ifadesi alınan A.E., babasının yanında kaldığı zamanlardan kendisine yaptıklarını anlattı. A.H. de emniyetteki ifadesinde yıllar önce üvey babasının istismarına maruz kaldığını söyledi. Polis ekipleri C.E.'yi üvey kızı ile oğluna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına aldı. C.E. suçlamaları kabul etmeyerek eski eşinin çocuğunun velayetini almak için kendisine iftira attığını söyledi. Adliyeye sevk edilen C.E., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan dava açıldı.
SANIK HAKİM KARŞISINDA
İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık C.E., mağdur iki kardeş, anne B.H., Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ile tarafların avukatları katıldı. Duruşmada savunmasını yapan ve eski eşinin kendisine iftira attığını iddia eden sanık C.E., "Oğlum hafta sonları bende kalır. Benim kendisine bu eylemleri yapmam mümkün değil. O benim canımdır. Annesiyle velayeti yüzünden tartışmalarımız oldu. Oğlumu Antalya'ya göndermesine karşı çıktım. Bu yapılan bir algı operasyonudur. Benim adımı bu şekilde kirletip, oğlumla iletişimimi kesmek istemektedir. Ben iddianameyi bile okuyamadım. Çok çirkin şeyler yazıyordu. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum" dedi.
'TEHDİTLERİ SONRASINDA KORUMA KARARI ALDIRDIM'
Anne B.H. ise sanığın kendisini bu olayla ilgili tehdit etmesi üzerine koruma kararı aldırdığını, C.E.'nin tutuksuz yargılanmasına bir anlam veremediğini belirterek, "Oğlum hafta sonu döndüğünde normal değildi. Konuştuğumda babasının yaptıklarını anlattı. Yanımda kızım da vardı. 'Anne doğru söylüyor, 11 yaşındayken bana da aynısı yaptı' dedi. Bunun üzerine şikayetçi oldum. Sanık beni arayıp 'Çocuk Şube polisi beni arıyormuş. Eğer bunun altından sen çıkarsan bunun girişi de olur, çıkışı da. Sonunu sen düşün artık' diye tehditte bulundu. Ben de koruma kararı aldırdım. Velayet için iftira attığımı söylüyor. Benim bunları çocuğuma ezberletip söyletmem mümkün değil. Ders çalıştırırken, saatlerce bir şeyi öğretmeye çalışıyorum. Sanıktan şikayetçiyim ve tutuklanmasını talep ediyorum" diye konuştu.
Mağdurlardan A.E., Adli Görüşme Odası'ndan SEGBİS'le duruşma salonuna bağlanarak pedagog eşliğinde yaşadıkları anlattı. Sanığın üvey kızı ise 11 yaşında olduğu dönemde C.E.'nin yaptıklarını korktuğu için anlatamadığını belirterek, "Kardeşime inanmazlar diye sustuğum şeyleri söyledim" dedi.
'TUTUKLU YARGILANSIN' TALEBİNE RET
Duruşmaya katılma talebinde bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, sanığın ifadesinin gerçeği yansıtmadığını, olay nedeniyle boşandığı eşini tehdit etmesi ve koruma kararı verilmesinin sanık için tutuklanma gerekçesi sayılması gerektiğini söyledi. Özen, mağdurlar ve tehdit edilen B.H.'nin korunması adına sanığın tutuklanmasını istedi. Savcı ise dosyadaki eksikliklerin giderilmesini ve sanığın tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, Bakanlık avukatının müdahil olma talebini kabul ederken, sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşma ertelendi.