Yazar Serbes'in yanındaki kişide kemer izine rastlanmadı

Yazar Serbes'in yanındaki kişide kemer izine rastlanmadı

, İzmir-Aydın otoyolunda meydana  gelen trafik kazası sonrası başlatılan soruşturma devam ediyor.

Torbalı Cumhuriyet Savcılığının talebi üzerine, Serbes ile aynı  otomobilde bulunan ve kaza sonrası aracı kendisinin kullandığını beyan eden Kenan Doğru'da kemer izi olup olmadığı incelendi.

İzmir Adli Tıp Kurumundaki incelemede Doğru'nun vücudunda kemer izi olmadığı tespit edildi.

Araçtan alınan ve yine İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderilen kan  örnekleri, Kenan Doğru ve Emrah Serbes'e ait DNA ile karşılaştırılacak.

Delillerin karartılmaması için hastaneye dilekçe

Serbes'in kullandığı otomobilin çarptığı araçta yaşamını yitiren  Özçelik ailesinin avukatı Mustafa Tırtır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3  kişinin öldüğü trafik kazasında delil sayılacak en küçük bir ayrıntının bile göz  ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.

Serbes'in olaydan sonra tedavi için İstanbul'da Surp Pırgiç Ermeni Hastanesine gittiğini hatırlatan Tırtır, şöyle konuştu:

"Surp Pırgiç Ermeni Hastanesine delillerin karartılmaması ve gerçeğin  ortaya çıkartılması yönünde gerekli hassasiyetin gösterilmesine ilişkin bir  dilekçe verdim. Soruşturma ve kovuşturmanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi  için hastane yetkililerinin de dikkatli olması gerekiyor. Dilekçede, Serbes ile  ilgili muayene bilgi ve raporlarının üçüncü şahısların erişimine kapatılması,  delillerin muhafaza altına alınması talebimiz yer alıyor."

Tırtır, kaza sonrası HGS, OGS ve güvenlik kamera görüntü kayıtları ile  hava yastığında kan izin olup olmadığı ve emniyet kemeri izinin araştırıldığını  öğrenen Serbes'in teslim olmaya karar verdiğini öne sürdü. Serbes'in "kendim  geldim" vurgusu yapmaya çalıştığını aktaran Tırtır, "Aslında öyle bir durum söz  konusu değildir. Herhangi bir şüphelinin tutuklanması için yasa gereği kaçma ve  delilleri karartmanın söz konusu olması gerekir. Serbes, hem olay yerinden  kaçmıştır hem de delilleri karartmıştır. Kendi yerine başka bir adamı suçlu  göstermiş. Alkol muayenesinden kaçmıştır. Serbes, emniyet kemeri izinden  yakalacağını anladığı için teslim olmuştur." diye konuştu.

Serbes'in ilk başta suçu üstlenmemesi ve devamında yaşanan süreç

İzmir-Aydın otoyolunda Emrah Serbes'in kullandığı lüks otomobilin  önünde seyreden araca çarparak aynı aileden 3 kişinin yaşamını yitirtiği kaza ve  akabinde başlatılan soruşturma süreci şöyle gelişti:

Tutanaklara saat 04.15 olarak geçirilen olayın hemen sonrasında lüks  otomobilin sürücüsü olduğunu söyleyen Kenan Doğru, kazayı kendisinin yaptığını  beyan ederek suçu üstlendi.

Emrah Serbes, kaza yerinde güvenlik güçleri ve olayı soruşturan  cumhuriyet savcısına lüks otomobili kendisinin kullandığını söylemedi.

Cumhuriyet savcısı, Serbes ve Doğru'nun kaza sonrası olay yerine gelen  112 Acil Servis ekiplerine herhangi bir sağlık probleminin olmadığını söyleyerek  tedaviyi istememelerini ve otomobili sahibinin değil de yanındaki kişinin  kullanıyor olmasını şüpheli buldu.

Serbes'in İstanbul'dan çıkarak kaza yerine ulaşıncaya kadar geçen  süreyle ilgili bir beyanının olmaması, buna karşılık Doğru'nun bu zamana ilişkin  çelişkili ifadeler kullanması kuşkuları iyice artırdı. Bunun üzerine kazayı  soruşturan cumhuriyet savcısı zaman kaybetmeden delillerin toplanması ve gerçek  sürücünün tespitine yönelik birtakım adımlar attı.

Serbes'te emniyet kemer izi yarası tespit edilmişti

Ölümlü kazanın meydana geldiği 22 Eylül ile Serbes'in otomobili  kendisinin kullandığını beyan ederek Torbalı Adliyesine teslim olduğu 28 Eylül  tarihi arasında meydana gelen gelişmeler ve savcının olayı aydınlatmaya yönelik  çalışmaları şöyle:

Savcılık, Serbes'in şüpheli olabileceğini dosyada adını geçirerek sulh  ceza hakimliğinin de kararıyla emniyet kemer izi, kan, idrar, saç ve tırnak  örneğinin alınarak DNA tespitine yönelik karar aldı.

Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünden araçların ortalama hızının tespiti  için gişelere giriş saatleri ve sürücülerinin kim olduğunun belirlenmesi için  güvenlik kamera görüntüleri istendi.

Serbes'in otomobilinde yeniden inceleme yapan jandarma ekipleri,  aracın hava yastıklarında kan örnekleri aldı.

Yazar Serbes, kaza yerinden ayrıldıktan sonra İstanbul'da Surp Pırgiç  Ermeni Hastanesine gitti

Suçu üstlenerek tutuklanan Doğru'nun emniyet kemeri izinin tespiti  için İzmir Adli Tıp Kurumu'ndan 27 Eylül'de talepte bulunarak bir gün sonrasına  randevu alındı.

Soruşturma için gizlilik kararı aldırmayan cumhuriyet savcısının bu işlemleri, tarafların avukatlarınca takip edildi.

Serbes, Doğru'nun cezaevinden alınarak emniyet kemer izi tespiti için  İzmir Adli Tıp Kurumu'na götürüleceği 28 Eylül sabahı Torbalı Adliyesine geldi ve  ölümlü kazaya neden olduğunu belirttiği metni sosyal medya aracılığıyla  paylaştıktan sonra savcıya teslim oldu.

Sosyal medyada paylaşılan bu metin soruşturma dosyasına konuldu.

Cumhuriyet savcısı, Serbes'in sol omzundaki emniyet kemer izi yarasını tespit edip, fotoğraflayarak belgeledi.

Olay yerinde fren izi olmadığı kaza tutanağında yer aldı

Cezaevine gönderilirken "Benim adım Emrah Serbes. Sonunda 'T' yok"  diye konuşan Serbes'in bu ifadelerinin geçmişte bir yazısında yer aldığı ortaya  çıktı.

Savcılık ifadesinin ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkartılan  Serbes, "Taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma" suçlamasıyla tutuklandı. Önce  Buca Ceza İnfaz Kurumu'na gönderilen Serbes, daha sonra Menemen T Tipi Kapalı  Ceza İnfaz Kurumu'na nakledildi.

Kaza

İzmir-Aydın otoyolunda 22 Eylül'de Emrah Serbes'in kullandığı 34 NT  5005 plakalı otomobil, Torbalı kavşağı yakınlarında Ayhan Özçelik (59)  idaresindeki 34 TV 9335 plakalı otomobile arkadan çarpmış, kazada sürücü Özçelik  ile 16 yaşındaki kızı Zeynep Özçelik olay yerinde, eşi Nilgün Özçelik ise tedavi  gördüğü hastanede olaydan 12 gün sonra yaşamını yitirmişti.

Kazadan sonra 34 NT 5005 plakalı otomobili kendisinin kullandığını  söyleyen Kenan Doğru gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı.

Emrah Serbes, Torbalı Cumhuriyet Savcılığının Doğru'nun emniyet kemeri izi tespiti için aldığı karar ve Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünden araçların  ortalama hızının tespiti için gişelere giriş saatleri ve sürücülerinin kim  olduğunun belirlenmesi için güvenlik kamera görüntülerini istemesi üzerine  otomobili kendisini kullandığını söyleyerek 28 Eylül'de adliyeye teslim olduktan  sonra cezaevine gönderilmişti.