Irak ve Suriye tezkereleri resmen yayımlandı!
Kararda, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan gelişmeler ve süregiden çatışma ortamının milli güvenlik açısından taşıdığı risk ve tehditlerin artarak devam ettiği belirtildi.
Türkiye'nin, komşusu Ir2ak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiği kaydedilen kararda, diğer taraftan buradaki PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimleri, bölgesel barışa, istikrara ve Türkiye'nin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturduğu aktarıldı.
Suriye'de, Türkiye'nin sınırlarına mücavir alanlarda, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, mevcudiyetini sürdüren terör örgütlerinin Türkiye'ye yönelik eylemlerini sürdürdüğü ve PKK/PYD-YPG'nin, Fırat'ın doğusunda bölücü gündemine hız verdiği ifade edilen kararda, Türkiye'nin harekat alanlarında tesis edilen sükunet ve istikrarı korumak amacıyla meşru ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda önlemler aldığı, İdlip'te, Astana süreci çerçevesinde istikrar ve güvenliğin tesisine yönelik faaliyetleri hedef alan risk ve tehditlerin devam ettiği bildirildi.
Kararda, terör ile Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve sahada gayrimeşru oldu bittiler oluşturmaya yönelik, milli güvenliğe tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, Türkiye'nin uluslararasi hukuktan doğan hakları doğrultusunda gerekli önlemlerin alınmasının milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği vurgulandı.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edildiğine işaret edilen kararda, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı üye ülkelere uluslararasi hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulduğu hatırlatılarak, Türkiye'nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesinin de önemine dikkat çekildi.
Kararda, şöyle denildi:
"Bu mülahazalar ışığında, Türkiye'nin milli güvenliğine yonelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararasi hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini saglamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek tarafli bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardimci olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve ayni amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca 2/10/2014 tarihli ve 1071 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile verilen ve son olarak 8/10/2019 tarihli ve 1231 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile 30/10/2020 tarihine kadar uzatılan izin süresinin 30/10/2020 tarihinden itibaren bir yıl uzatılması Genel Kurulun 7/10/2020 tarihli 3'üncü Birleşiminde kabul edilmiştir."